Erdoğan imam hatiplilere seslendi: Türkiye'nin umudu sizlersiniz!

Cumhurbaşkanı Erdoğan, imam hatiplilere seslendiği konuşmasında "İslam dünyasının umudu Türkiye'dir, Türkiye'nin umudu da sizlersiniz. Kaderin üzerindeki kader ne karar vermişse bizim yaşayacağımız da odur" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sinan Erdem Spor Salonunda düzenlenen “İmam Hatip Gençlik Buluşması” programında konuştu.

CNN Türk'te yer alan habere göre, konuşmadan başlıklar şöyle:

EĞİTİM SİSTEMİ

Türkiye'de bir dönem inancından, tarihinden, kültüründen bize ait tüm değerlerden uzak bir nesil yetiştirme projesi uygulandı. Bunun için eğitim sistemimiz alt üst edildi. Bunun çilesini sizler çok çektiniz. Medyadan spora kadar her alanda bilinçli çalışmalar yürütüldü. Bugün hatırlandığında her biri utanç verici nice haksızlıklar, hukuksuzluklar yapıldı. İmam hatiplinin ayak bileklerine zincirler takıldı, zihnine zincirler vuruldu. 'Katsayı uygulaması' dediler, bununla beraber önünü kestiler. Bilmiyorlardı ki milletin bağrında yetişen bu tohumların boy vermesinin, meyveye durmasının önüne geçilemez.

BEN DE BİR İMAM HATİPLİYİM...

Ben de bir imam hatipliyim... Hamdolsun bir ayrımcılık olsun diye söylemiyorum ama tercih olarak söylüyorum dört çocuğumun dördü de imam hatipli. Sizler bir mensubu olmaktan şeref duyduğum imam hatipliler, unutmayın sadece bu milletin değil tüm ümmetin de umudusunuz. Bu bilince sahip olmayanların benim gözümde sıradan bir diplomaya sahip olmanın ötesinde anlamı yoktur. Bizler imam hatipte okumanın fikir ve gönül dünyamıza neler kattığını iyi biliyoruz. Şu karşımda gördüğüm manzara, her alanda fikir dünyası dolu olanların ezici bir çoğunluğa sahip olduğunu gösteriyor.

28 Şubat döneminde boğulmak istenen imam hatip lisesi günümüzde kolejlerle yarışıyor. Bu okullara mecbur bırakılan değil, kendisine iyi gelecek hazırlamak isteyen gençlerimiz gidiyor.

Benim imam hatip neslinden bir isteğim var. Sevgili gençler dünyanın her yerinde Müslümanlar ciddi krizler ve baskılarla karşı karşıyalar asıl acı olanı Müslümanların bu zulmü kendi kendilerine yapmaları.

Dünyada bütün oyunlar, halkı Müslüman olan ülkelerde oynanıyor. Bakıyorsunuz Allahu ekber diye öldüren Müslüman, aynı şekilde Allahu ekber diye ölen de Müslüman. Böyle bir durum olabilir mi? İstisnalar hariç. Canlı bomba eyleminde kendini patlatan sözde Müslüman, o patlamada ölenler yine Müslüman.

ÜÇ FİTNE

3 fitneye dikkatinizi çekiyorum. Bir mezhepçilik. İslam dünyasının içinde şu anda bizi ciddi manada yaralıyor. Şia mezhep olmaktan çıkmış, adeta din gibi değerlendiriliyor. Sünnilik aynı şekilde bazı yerlerde din gibi değerlendiriliyor. İkinci fitne ırkçılık, eğer Müslümansak tüm insanların Hazreti Havva ve Hazreti Adem'den geldiğine iman etmek durumundayız.

Gençler dünyada bütün oyunlar halkı Müslüman olan ülkelerde gerçekleşiyor. Bunlara karşı uyanık olmalıyız.

Biliyorsunuz şu anda İslam İşbirliği Teşkilatı'nın dönem başkanlığını yürütüyoruz. Orada da aynı şeyi söyledim; Müslümanların başı üç fitne ile dertte. Bunların biri Mezhepçilik; Mezheplerin üzerinde bir dinimiz var. İslam'dan başka bir şey tanımıyoruz.

İkinci fitne ırkçılık; Eğer inanıyorsak ırkçılık yapmamalıyız. Peygamber Efendimiz'in özellikle yasakladığı ırkçılık maalesef hala islam ülkelerinde kendine bir zemin buluyor. Arap'ın Arap olmayana bir üstünlüğü yoktur.

Üçüncü fitne terördür; PKK, PYD, DAEŞ bunlar hep aynı fitneden beslenen terör örgütleridir, İslam ile bir alakası yoktur. Müslüman'ın Müslüman'a ırzı, kanı haramdır.

Peki biz birbirimizi niçin seveceğiz; Ancak Müminler kardeştir. Bir kardeşiz ya kardeş...Hepiniz toptan sımsıkı Allah'ın ipine sarılın.

Terör fitnesinin üstesinden ortak tavır almayı başardığımız gün, yol alırız.

Dinin sahibi Allah'tır. Bizim üzerimize düşen kendi geleceğimize sahip çıkmaktır. Dünyada hak ettiğimiz yere gelmek için dinimizi ve tarihimizi iyi öğrenmeliyiz. Osmanlı'nın son dönemlerinde medreselerin yozlaşması büyük sıkıntıya neden olmuştur. Cumhuriyetle medreselerin kapatılması daha büyük boşluğa neden olmuştur.

İslam dünyasının umudu Türkiye'dir, Türkiye'nin umudu da sizlersiniz. Kaderin üzerindeki kader ne karar vermişse bizim yaşayacağımız da odur. 

Yıllarca bize Birinci Dünya Savaşı'nda bizim her yerde yenildiğimiz söylenir. Ama askeri kaynaklara bakıyorsunuz bambaşka. Osmanlı kendisinden kat be kat büyük güçlere karşı inanç ve cesaretle mücadele etmişlerdir.