Erdoğan: Gecekondular şehirlerimizi istila eden beton binalardan daha şahsiyetlidir

Erdoğan, "İnsan için orman, ekonomi için orman" etkinliğinde yaptığı açıklamada "Gecekonduların çoğu bugün şehirlerimizi adeta istila eden beton, çelik ve cam yığını binalardan daha kişilikli, şahsiyetli ve özgündür.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Gecekonduların çoğu bugün şehirlerimizi adeta istila eden beton, çelik ve cam yığını binalardan daha kişilikli, şahsiyetli ve özgündür" dedi.

"İnsan için orman, ekonomi için orman" etkinliğinde konuşan Erdoğan'ın açıklaması şu şekilde: 

'GECEKONDULAR BETON BİNALARDAN ŞAHSİYETLİ'

Tabiat Allah'ın bize bir emanetidir. Tabiatı hoyratça yok etmek bu emanete ihanet etmektir. Büyüklerimiz geçerli bir sebep olmadan, başta Fatih Sultan Mehmet olmak üzere bir tek dalın kırılmasına, bir tek çiçeğin koparılmasına dahi razı olmamıştır. Akıp giden derenin, gürül gürül akan çeşmenin suyuyla abdest alırken dahi israf etmemenin hassasiyetine gayret ettiler. Yeni nesilleri, çocuklarımızı, torunlarımızı aynı anlayışla yetiştirmemiz gerekiyor. Şehirlerimizin etrafı yokluk içinde kendine sığınacak çatı arayan insanlarımızın yaptığı çirkin gecekondularda dahi bu hassasiyet elden bırakılmadı. Her gecekondu bahçesine ağaçlar dikilmiştir. O gecekonduların çoğu bugün şehirlerimizi adeta istila eden beton, çelik ve cam yığını binalardan daha kişilikli, şahsiyetli ve özgündür.

'METNİ OKU'

Türkiye artık zayıf hükümetlerin pençesinde kıvranmasın diye, istikrar ve güven ortamını kaybetmesin diye yönetim sistemini değiştiriyoruz. Bu anayasa değişikliğine, metni dahi okumamış bir ana muhalefet var. Ana muhalefetin başındaki zat "Cumhurbaşkanı başka partiden Başbakan başka partiden olursa kavga çıkar" diyor. Tamam işte. Biz de böyle olmasın diye Cumhurbaşkanlığı ile Başbakanlığı birleştiriyoruz. Yapılan bu. Metni oku, metni. Metni dahi okumamışsın! Arkasından gelenler de metni okumamışlar. Öyle yalanlar, öyle itiraflar ortaya atıyorlar ki, insanın hafsalası almıyor. Ne dediler: Cumhurbaşkanı Meclis'i feshedecek. Meclis kapacak.

'SIRA NE ZAMAN ÇEKİRDEKÇİLERE GELECEK'

Önceki gün Cumhurbaşkanı tüm lokantaları kapatılabilir deniyor. El insaf! Yalanın da bir haddi olur. Bunun yalanın hududu yok. Şimdi sıra ne zaman boyacılara, sıvacılara, çekirdekçilere gelecek diye bekliyorum. Biz ülkenin, Meclis'in, milletin önünü açmak için bu değişikliği getiriyoruz.

16 NİSAN BİR BİTSİN...

Yıllarca bize AB kriterleri diye dayattıkları ne varsa, şimdi hepsini kendileri ayaklar altına alıyorlar. Şimdi bu 16 Nisan bir bitsin. 16 Nisan bittikten sonra masaya oturup, konuşacağız. Gereken neyse onu yaparız. Hollanda'da yerlerde sürüklenen Hüseyin Kurt kardeşimin hesabını soracağız. Yerlerde sürüklenenler sadece benim insanım değil, aynı zamanda AB'nin müktesebatıdır. Bunun hesabını vermek zorundalar.

AB ülkelerinin maskeleri düştü, gerçek suratları ortaya çıktı. Benim oradaki vatandaşımı, soydaşımı, senin de vatandaşın, sen nasıl ata, ite yedirirsin ya. Bu nerede görülmüş. Bunlar insanlıktan nasibini almamış. Bunlarda insanlık yok, bunlarda vicdan yok, bunların merhamet yok. Bunların elinde sadece Türk bayrağı vardı ya, silah yok. Bu Avrupa İkinci Dünya Savaşı öncesinin ırkçı, faşist Avrupasıdır. Bu Avrupa, Ortaçağ'ın Türk ve İslam düşmanı Avrupasıdır. 

Avrupalılar önce Suriye meselesinde. Ardından 16 Nisan konusunda ortaya koydukları tavırla, kend maskelerini kendi yırtmıştır. Bunlar, Diyanet İşlerimizin imamlarına, öğretmenlerine terörist muamelesi yapıyorlar. Tahammül edemiyorlar. Ajan muamelesi yapıyorlar. Ondan sonra bir ay, İstanbul'da Alman konsolosluğundaki ajan terörist saklanıyor. Bir ay. Ve Şansölye Merkel burada ziyaretime geldiğinde, onu bırakmamızı istiyor. Dedim ki; yargı bağımsızdır, bırakamayız. Kararı verecek olan yargıdır. Ben size 4 bin 500 terörist dosyası verdim. Nerede neticesi. Bu terörist PKK'lıların, FETÖ'cülerin dosyaları nerede? Siz vurdunuz mu, biz de size vururuz. Siz nasıl davranırsanız bizden de aynı muameleyi görürsünüz. Bundan sonra ülkemizde çeşitli sıfatlar altında ajanlık faaliyeti yapmasına müsaade etmeyeceğiz. İster kişi, ister kurum olsun. AB üyelik süreciymiş, geri kabul anlaşmasıymış, artık hiçbiriyle bizi tehdit edemeyecekler. Hele 16 Nisan'da cumhurbaşkanlığı sistemine bir geçelim, ondan sonra çok farklı bir Türkiye doğacak.

Bakıyorsunuz Alman milletvekiline. Ya sana ne, avucunun içerisine "Hayır" yazmış, dolaşıyor. Meydanlarda kampanyalar yapılıyor. Korkunun ecele faydası yok. Türkiye'yi kiş başı 25 bin dolarlık zenginliğe ulaştırma konusunda kararlıyız. Dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri haline getirmek için sanayimizle, alt yapımızla gümbür gümbür geliyoruz. Şimdi size soruyorum, öyle bir cevap verin ki bizi izleyen vatandaşlarımız, tüm Avrupa bunu duysun. Hazır mıyız? Tek millet için "Evet" mi? Tek bayrak için "Evet" mi? (Evet sesleri). Bugün aynı zamanda Nevruz. Hep birlikte bir olacağız, iri olacağız. Diri olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız. O zaman gelelim şarkımıza. Hazır mısınız? Beraber yürüdük biz bu yollarda, beraber ıslandık yağan yağmurda. Şimdi söylediğim tüm şarkılarda. Bana her şey sizi hatırlatıyor. Bana her şey ormancı kardeşlerimi hatırlatıyor.