Erdoğan: Biz kime kendimizi sevdireceğiz?

Hindistan'da konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ''Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde adalet var mı? Asla böyle bir şey yok'' dedi.

Resmi ziyaret için Hindistan'da bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a İslam Üniversitesi tarafından fahri doktora verildi. Doktora töreninde konuşan Erdoğan Birleşmiş Milletler Konseyi'ni eleştirerek "Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinden beklenen nedir? Adalettir. Ama Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde adalet var mı? Asla böyle bir şey yok. Erdoğan bunu söylediği zaman sert oluyor, sevilmez oluyor. Tamam da biz kime kendimizi sevdireceğiz? Biz, dünya mağdurlarına, mazlumlarına kendimizi sevdirebiliyorsak bu bize yeter" dedi.

Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları şöyle: 

Türkiye-Hindistan ilişkilerinin bugün olması gereken düzeyin altında olduğunu maalesef görüyorum. Biz Hindistan'la siyasi, ekonomik, kültürel ilişkilerimizi güçlendirme yönünde samimi bir iradeye sahibiz. Hindistan halkının ülkemize olan muhabbetini bizzat görme şahit olma imkanı buldum. İnşallah bu ziyaretim ilişkilerimizde yeni bir dönemin başlangıcına vesile teşkil edecektir.

'TÜRKİYE'Yİ KAYNAĞINDAN TAKİP EDİN'

Gençler sizlerden ricam. Lütfen Türkiye'yi Batılı ajanslarının haberlerinden veya terör örgütlerinin buradaki lobilerinin yaydığı yalanlardan değil; bizzat kaynağından takip edin. Türkiye'yle ilgili gelişmeleri buradan takip etmenizi ödüyorum. Bu kaynaklara bakınca diğerlerinin olayları ne kadar saptırdıklarını bizzat göreceksiniz. Sorunları çözmekle görevli uluslararası kuruluşlardan başlayarak adaletin tesisi gerekiyor. BM'nin özellikle de Güvenlik Konseyi'nin yapısının bir an önce reforme edilmesi şarttır. Örneğin dünyanın önemli ülkelerinden 1 milyar 310 milyon nüfusa sahip olan Hindistan'ın içinde olmadığı bir Güvenlik Konseyi'nin sağlıklı bir yapıya sahip olduğunu kim iddia edebilir. 1 milyar 700 milyon nüfusa sahip olan İslam dünyasının temsil edilmediği Güvenlik Konseyi ne kadar adil olabilir?

BM'YE ELEŞTİRİLER

Dünya 5'ten büyük derken bunu kastediyorum. Şu anda tüm dünyanın kaderini 5 ülkenin eline, diline nasıl bırakabiliriz? Bir ülke bir karara, atılan bir adıma 'hayır' diyorsa oradan bir kararın çıkması mümkün değil. Böyle bir şey olabilir mi? Şu anda BM Güvenlik Konseyi'nde adalet var mı? Asla! Erdoğan bunu söylediği zaman sert oluyor, sevilmez oluyor. Biz kime kendimizi sevdireceğiz? Biz dünya mağdurlarına, mazlumlarına kendimizi sevdirebiliyorsak bu bize yeter. Bunu da her yerde anlatmamız lazım. Özellikle Hindistan'ın anlatması lazım. 1 milyar 370 milyon nüfusa sahip olan Hindistan bunu sürekli anlatması, dillendirmesi lazım.

SADECE ELMA ŞEKERİ DAĞITIYORLAR

Hem daimi hem geçici üye olmayacak. Şu anda geçici üyelerinin oylarının bir kıymeti vardır. Niye birbirimizi aldatıyoruz? Sadece elma şekeri dağıtıyorlar. 15 tane geçici üye. Hele hele Güvenlik Konseyi adaletin dağıtımının gerektiği bir yer. Eğer bunu başaramazsak BM Güvenlik Konseyi'nden hiçbir şey bekleyemeyiz. Güçlü olan kimse haklı olan o. Eğer gücün yoksa haksızsın. Biz diyoruz ki, hayır! Haklı olan kimse güçlü olan da o olmalıdır. I. ve 2. Dünya savaşlarının ardından Avrupa ve Amerika merkezli olarak kurulan küresel düzen dünyanın diğer taraftaki halkların hakkını temsil etmiyor. 

'AB BİZE 3 MİLYAR AVRO SÖZ VERDİ SADECE 725 MİLYON GÖNDERDİ'

Şu ana kadar 3 milyon mülteciyi topraklarında barındıran biziz. AB bize söz verdi. 2016 Temmuz ayında 3 milyar Avro gönderecekti. 725 milyon Avro geldi. BM'den dönorlar toplantısı yapıldı ve şu ana kadar bize 550 bin dolar gönderdi. 6,5 yılda bizim harcadığımız 25 milyar dolar. Hani nerede adalet? Kaldı ki bu para bize de gelmiyor. UNESCO vasıtasıyla ilgili kuruluşlara gidiyor. Somali'ye ilk giden siyasi lider ben oldum. orada muhteşem bir büyükelçilik binası kuran yine biz olduk. Diğer ülkeler gelip de Somali'de büyükelçilik binalarını dahi kuramadılar. Biz gördüğümüz adaletsizlik, haksızlık, riyakârlıklar karşısında itirazlarımızı her fırsatta dile getirmeyi sürdüreceğiz. Biz bölgemizde yaşanan tecrübelerden süzülüp gelen bu itirazlarımızla dost ve müttefik olarak gördüğümüz tüm ülkelerin menfaatlerini korumaya çalışıyoruz.

'BİZ YİNE DE KAPILARIMIZI KAPATMAYACAĞIZ'

Hala Suriyeliler bombalanmaya devam etse biz kapımızı yine kapamayacağız, yine açıktır. O varil bombalarından kaçan insanların, kimyasal  silahlardan kaçan insanlara eğer kapılarımızı kapatırsak biz de zalimlerden olmaz mıyız? Zulme rıza zulümdür! Afrika'dan Myambar'a kadar geniş bir coğrafyada ihtiyaç sahiplerine insani yardımları ulaştırmanın gayretindeyiz. Türkiye milli gelirine oranla yaptırdığı yardımlarda dünyada birinci sıradadır. Buna rağmen mazlumların, mağdurların feryatları her geçen gün artıyor. Bu durum terör müsibetin genişlemesine uygun bir zemin oluşturuyor. Dünyada terör saldırılarından etkilenmeyen bir ülke neredeyse kalmadı. Terör örgütleri bir ur gibi yayılıyor. Terörizmin önü sadece kuvvet kullanarak kesilmez. Asıl onlara hayat alanı sağlayan fakirlik, eşitsizlik ve cehaletle mücadele edilmesi gerekir.DEAŞ İslam için bir yüz karasıdır. Müslümanlar için bir tehdittir. Bunların İslam'la uzaktan yakından alakası yoktur. Ona göre tedbirlerimizi almamızı lazım. 3 bini aşkın DEAŞ'lı teröristi etkisiz hale getirdik. Bu mücadelemiz sürüyor ve sürecek. Bunun yanında PKK, PYD, YPG bunlarla da mücadele ediyoruz. Birileri bunlara sığınarak DEAŞ'la mücadele yönüne girerse o bizi üzer. Biz koalisyonla hep beraber bu işi hallederiz. Bununla birlikte DEAŞ'a ve El Kaide'ye karşı gösterilen uluslararası duyarlığa PKK ve YPG/PYD gibi örgütlere karşı gösterilmesini bekliyoruz."