Erdoğan AKP içindeki kavgada tarafını belli etti: Patronları ve parayı ürkütmeyin

Erdoğan tavrını bir kez daha bir bütün olarak AKP Türkiyesi'nin selametinden yana koydu. AKP lideri için tek kriter “islamcılık” olamazdı mesela. Her kritik virajda açığa çıkan kurulu düzenden yana akılcılık kendisini belli etti...

Özgür Şen

Tayyip Erdoğan, geri döndüğü AKP'nin içindeki kavgaya müdahale etmekte gecikmedi. Kavganın tüm taraflarının “reisçi” olduklarını iddia ettiği bir zamanda Erdoğan'ın tavrı merakla bekleniyordu.

Erdoğan gazetecilere yaptığı açıklamada, “'İslamcı olanlar atılıyor, İslamcı olmayanlar getiriliyor' deniliyor. Bir siyasi partinin çalışmalarında, İslamcı olmak ya da olmamak şeklinde bir ayrım yapmak zaten yanlış. Biz tekkeye mürit aramıyoruz ki. Siyasi parti için esas olan, dürüst, ilkeli, vatanını, milletini seven, parti ilkelerine uyacak insan aramaktır.” dedi.

Erdoğan tavrını bir kez daha bir bütün olarak AKP Türkiyesi'nin selametinden yana koydu. AKP lideri için tek kriter “islamcılık” olamazdı mesela. Her kritik virajda açığa çıkan kurulu düzenden yana akılcılık kendisini belli etti.

Pelikan dosyasıyla açığa çıkan AKP hizibi ve onun etrafındaki karmaşık ilişki ağını tanımlayan sözcük elbette “islamcılık” olamazdı. Pelikan hizbi AKP'ye dair daha büyük ve kapsamlı bir hususu anlatıyor.

Bu ekip Berat Albayrak'ın izni ve bilgisi dahilinde oluşuyor. Üstelik Albayrak'ın yazışmalarına bakıldığında üç aşağı beş yukarı aynı ekibin başka işler de yaptığı görülüyor. Can Paker, Kerim Paker, Mehmet Uçum, Selman Öğüt, Süheyb Öğüt, Markar Esayan gibi isimlerin 2015 Haziran seçimlerinin hemen ardından yaptığı yazışmalara bakıldığında AKP içinde bu ekibin düzenli toplantılar yaptığı ve bu toplantıları sonrasında kendi aralarında değerlendirdikleri görülüyor. Bu gruba bir yazışmada Berat Albayrak'ın da katılması, grubun faaliyetinin bir üst seviyeye taşınması ve Erdoğan tarafından tanınma olarak değerlendirilmeli.

Pelikan hizbininin temellerini atan Boğaziçi Küresel İlişkiler Merkezi'nin kuruluşu da aynı şekilde bu yazışmalarla sabit. Tüm pelikan haberlerinde ismine rastlanan ve artık bu konuyla anılan Süheyb Öğüt, 2015 Eylülü'nden Berat Albayrak'a yönetim kurulu ve tüzük önerisini içeren bir mail atıyor. İsimler yine tanıdık; Sadık Unay, Melih Altınok, Hilal Kaplan, Süheyb Öğüt, Salih Tuna, Can Paker ve bir işadamı. Son öneri belirsiz olabilir ama kesinlikle önemsiz değil. O listeyi en iyi anlatan sözcük belki de o: Bir işadamı...

Tüm bu ağın içinde hep işadamları var çünkü.

Erdoğan'ın damadı Berat Albayrak'a olan güveni malum. Oğullarıyla olan tuhaf ilişkisine bakıldığında bunun anlaşılır tarafları da var. Ancak Berat Albayrak AKP'nin içinde gerçekten önemli bir yerde duruyor.

Berat Albayrak, AKP'nin propaganda makinesiyle iş dünyası arasındaki ilişkiyi sağlayan isim. Sabancı, Koç, Doğan gibi gruplarla sürekli bir teması var. Toplantılar ayarlanıyor, karşılıklı görüş bildiriliyor, güncel gelişmeler değerlendiriliyor.

Örneğin, Albayrak, Sabancı'da yetişip Turkcell'in başına geçen Kaan Terzioğlu'yla başka bir bakanı, Mehmet Şimşek'i çekiştirecek kadar samimi.

Cem Küçük'ün bu yayıncılık işleri hep solcuların elinde diyerek yayınevi açmak için ulaştığı isim de yine Berat Albayrak. Aynı Cem Küçük'ün HSYK seçimlerinde elde edilen zaferden sonra Albayrak'ın patron ve gazetecilerden oluşan dar grubunda dönen kutlama yazışmalarında övgüyle anıldığı da not edilmeli.

Medya mensupları, akademisyenler, patronlar ve siyasetçiler... Burada büyük bir ilişki ağı var. Pelikan hizbi bunun yalnızca küçük ve görünen yüzünü oluşturuyor. Örneğin bu hizbi fonladığı iddia edilen Can Paker'in bu ekiple en başından bu yana ilişkisi olduğu açık. Ancak Paker'in Pelikancıları fonlaması onun yapabileceği belki de en basit iş. Halen Sabancı Holding iştiraklerinde yönetim kurulu üyeliği de yapan Cemil Barlas'ın sevgili dayısının fonlamaktan çok öte işler yapabileceği ortada değil mi?

Pelikan, AKP içinde ideolojik bir taraflaşmayı veya AKP'nin müstakbel yol haritası üzerinde siyasi bir tartışmayı anlatmıyor. Bunlar yalnızca yan unsurlar olabilir. Pelikan, AKP'nin Türkiye'deki patronlarla kurduğu karmaşık ilişkinin somut göstergelerinden bir tanesi. Patron dünyasının AKP'nin propaganda mekanizmasıyla bağlantısının açık kanıtı.

Erdoğan da son mesajında Pelikan'a değil, bu kurulu düzene onay veriyor. Bu ilişkilere zarar verilemeyeceğini ifade ediyor. İslamcılık değil davaya ve dolayısıyla AKP Türkiyesi'ne bağlılık diyor... Bunu patronların düzenine bağlılık diye okumakta hiçbir mahsur yok.