Erdoğan: Adalet teşkilatında 'FETÖ'nün bittiğine inanmıyorum

Erdoğan, 'Türkiye, Fırat'ın kıyısında kaybolan kuzunun sorumluluğunu üzerinde taşıyan yöneticilere, bunun hesabını soracak hakimlere ve savcılara sahip olduğu müddetçe kimse sırtımızı yere getiremez' dedi.

AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kültür ve Kongre Merkezi'nde Hakim ve Cumhuriyet Savcıları Kura Töreni'nde konuştu.

Atanacak hakim ve savcı adaylarının, AKP genel başkanı Erdoğan'ı ayağa kalkarak alkışlamaları dikkat çekti. 

Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:

  • FETÖ'nün en çok hedef aldığı kurumların başında adalet teşkilatımız geliyordu. Zira onun için her şey orada başlıyor, orada bitiyordu. İçindeki FETÖ'cüleri en hızlı ve kararlı şekilde temizleyen kurum yine adalet teşkilatımız oldu. Bu temizliğin yol açtığı boşluğun doldurulması konusunda atılan adımları en başından beri takdirle takip ettim, ediyorum. Fakat ben bittiğine henüz inanmıyorum. Daha çok çalışacağız. Kim bilir, nerelerde daha neler çıkacak. Adeta metastaz yapmış, bunların temizlenmesi gerekiyor.
     
  • Adalet devletin de, toplumun da, beşeri münasebetlerin de taşıyıcı sütunudur. Kanunların hazırlanmasından, mahkemelerdeki uygulamalara kadar her aşamada çok ciddi titizlik göstermek gerekiyor. Devletler ve milletler adalet üzerinde yükselir veya adaletsizlik batağında boğulur giderler.
     
  • Adalet daima bizim önceliğimiz olmuştur. Ülkemizde adalet hizmetlerinin hukuka uygun şekilde yürütülebilmesi konusundaki hassasiyetimiz bugüne mahsus değildir. 2002'de milletimize Türkiye'yi eğitim, sağlık, adalet, emniyet üzerinde yükselteceğimizin sözünü vermiştik. Önce vesayet güçlerinin, ardından FETÖ'nün tüm tuzaklarına rağmen her iki alanda da önemli mesafe katettik. AYM'ye bireysel başvuru hakkını getirmiş olmamız dahi hak arama yollarının genişletilmesi bakımından hukuk devrimidir. Ceza infaz kurumlarımızı da yeniledik, modernize ettik. Ülkemizde adalet hizmetlerinin ruhuyla hak ettiği yere gelmesi için her türlü çabayı gösterdik, gösteriyoruz.
     
  • Türkiye, Fırat'ın kıyısında kaybolan kuzunun sorumluluğunu üzerinde taşıyan yöneticilere, bunun hesabını soracak hakimlere ve savcılara sahip olduğu müddetçe Allah'ın izniyle kimse sırtımızı yere getiremez. Bu ülkede adaletin sadece binaların üzerinde yazılan kavram değil asıl olarak hayatın her anını kucaklayan bir ışık olduğunu göstereceğinize inanıyorum. Çevremizdeki komşularımızın başı dara düştüğünde birilerinin yaptığı gibi sınırlarımızı kapatıp kendi keyfimize bakmadık.
  • Suriye'den 3,5 milyon, 500 bin Irak'tan, bunların hepsi bizim misafirimiz oldu. Bu riskin altına girmekte bir an bile tereddüt etmedik. Hiç kimseyi zalim rejimin veya terör örgütlerinin eline bırakmadık. Eğitim, sağlık başta olmak üzere tüm ihtiyaçlarını karşıladık. Ülkemizdeki sığınmacılara sağladığımız bu imkanlar her türlü takdirin üzerindedir. Bize verilen sözler ise maalesef tutulmamıştır. Serbest dolaşım söylendi, yapılmadı. 3 milyar avro + 3 milyar avro destek söylendi, kasamıza giren 850 milyon avrodur. Bu da Kızılay'ımıza, AFAD'ımıza gelen dolaylı destektir.

  • Adeta yokuşa sürüyor. Vereceksen ver. Bizi oyalama. Bu milletin bir şahsiyeti var, izzeti var, onuru var. Bizim gururumuzla oynayamazsınız. Bunlar böyle alışmışlar ve kapılarında süründüreceklerini sanıyorlar. Biz asaletimizden asla taviz vermeden çalışmalarımızı yaptık. İkinci dilimi konuşuyorlar ama biz daha birincisini tamamen alabilmiş değiliz ki. Pazartesi günü Varna'da bir araya geleceğiz. Bütün çekilen resimleri ortalarına, video çekimleri önlerine koyacağım, buyur diyeceğim. Verecekseniz verin, vermeyecekseniz dürüst olun, "veremeyeceğiz" deyin. İlla proje diye ısrar edilmesini biz iyi niyetle bağdaştıramıyoruz. Paranın üzerine yatacaklarsa kendileri bilir. Varna'da bunları tekrar önlerine koyacağız. 

  • Afrin'de olayı gördünüz, Fırat Kalkanı Harekatı'nda gördünüz, buralarda bize verdikleri sözü tutmadılar. Obama ile defaatle konuştum, Fırat Kalkanı Harekatı'nda. Ne yazık ki bizim kendilerinden talep ettiğimiz silahları vermedikleri gibi oyaladılar. Biz kendimiz harekatı yaptık. 2 bin kilometre karelik alan kontrolümüzde. 140 bin bölge insanı oraya döndü. Güvenliği de biz sağlıyoruz. Hastaneleri, camiler, okulları ile gerekli desteği veriyoruz. Afrin'de de baktık ki bunlar dinlemiyor. Artık biz sürekli Hatay'a, Kilis'e yapılan roket atışları neticesinde biz buraya da gireceğiz dedik ve Afrin'e de girdik. Hep diyordum ya "bir gece ansızın gelebiliriz" diye. Geldik ve işi bu noktaya getirdik. O tünellerdeki silah ve mühimmat depolarını gördünüz, koalisyon güçlerinin silahlarına varıncaya kadar orada duruyor. Bunu kime karşı kullanacaklardı, NATO'da beraber olduğunuz Türkiye'ye karşı. Kendi göbeğimizi kestik.

  • 3 bin 622 terörist etkisiz hale getirilmiş vaziyette. Dün sabah 08.30'da son operasyon yapıldı ve Afrin'e selalar okunmaya başladı, şu anda da iş bitti mi derseniz bitmedi, bütün ÖSO, bizim askerimizle birlikte oradaki bomba vs., terörist olabilir, bunların araması devam ediyor. Emin bir belde oluncaya, olduğuna inandığımız ana kadar... Oranın halkı oraya huzur içinde girmiş olacaklar. Şu anda girmeye başladılar. Virgülü koyduk, inşallah şimdi noktayı koyacağız. Bununla kalmayacak, uzantısı var. Zira bizim derdimiz teröristlere karşı temizlik harekatını gerçekleştirmek.

  • Terörle mücadelemizde konsept değişikliğine gitmiş olduk. Sınırlarımız içinde de teröristleri boş bırakamazdık. Onları da tamamen imha etmeyi sürdürüyoruz. Suriye'deki operasyonun başarısı terör koridorunun önünü kesmeye yönelikti. Ulusal ve uluslararası hukuk gözetilerek bu adımlar atıldı. Dün Afrin şehir merkezini kontrol altına alarak harekatın en önemli aşaması geride kaldı. Ardından Münbiç, Resulayn, Kamışlı şeklinde koridoru ortadan kaldırana kadar süreç devam edecek. Kuzey Irak'taki terör kamplarını da kontrolümüz altına alarak, zira merkezi yönetime söyledik, Sincar, halledecekseniz siz halledin, halledemiyorsanız bir gece ansızın Sincar'a gireriz, oradaki PKK'lıları da temizleriz. Eğer dostsak, kardeşsek bize gerekli kolaylığı sağlayacaksanız. Bu iş çok daha uzarsa yeni bir Zeytin Dalı da orada olur. 

  • Özgür Suriye Ordusu mensupları. Bunlar ölümü korkuttular, ölümün üzerine gittiler. Kahramanca bir mücadele verdiler. Aslan yavrusu gibi sahada kükrediler.