Erdoğan 29. kez muhtarlara seslendi

29. Muhtarlar Toplantısı'nda konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "PYD, Münbiç'ten çıkacak yoksa gereğini yaparız" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki 29. Muhtarlar Toplantı'sında konuştu.
 
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasının satırbaşları şöyle:
 
Kürsüden ülkemizle ve dünyayla ilgili meseleleri anlatırken karşımda oturan muhtarların bakışları, itirazları bana çok şey anlatıyor. Milletin irfanı çok farklıdır, ilim sahibi olabilirsin ama irfan sahibi olmazsan bir hiçsin. 
 
Başarılarımı milletimle olan samimiyetime borçluyum. Ülkemizin dört bir yanından gelen muhtarlarımızla baş muhtar Cumhurbaşkanının arasındaki muhabbeti göremeyenin gönül gözü kapalı demektir. Gönül gözü kapalı olana rabbim şifa versin.
 
Biz millete hizmet için bir adım attıysak millet bize üç beş adım gelmiştir. Millete afra tafra yapmaya gelinmez. Yaparsan bir seçimle getirir öbür seçimle götürür. Milletten bir adım kaçanlar hatta koşarak kaçanlar kendilerine itibar etmedikleri için halka kızıyorlar. Millete tabi olsalar mesele çözülecek. Duvara 'egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' demekle olmuyor. Milletin hakkına tabi olmakla egemenlik oluyor. 
 
Geçen hafta Türkiye'nin yeni güvenlik anlayışı üzerinde durmuş ve tehditleri kapımıza beklemeyeceğimizi, tehditleri kaynaklarında imha edeceğimizi ifade etmiştim. Artık iş kapıya geldikten sonra müdahale dönemi bitti. Şimdi bataklı kurutma döneminin yaşandığı bir sürecin içerisindeyiz. Olay neredeyse orada bitecek. Beklesin, şuraya gelsin sonra müdahale edelim dönemi geçti. 
 

'HALEP İLE İLGİLİ SORUNUMUZ YOK'

Gaziantep'te 56 kardeşimizin canlı bombayla şehit edilmesi olayı bu işin bitiş noktası oldu. Madem DEAŞ örgütü böyle bir adım attı, Cerablus'tan gireceğiz dedik. ÖSO önde arkasında biz lojistik destekle girdik. Şimdi Cerablus halkı geri döndü. Alt ve üst yapıyla ilgili çalışmalar devam ediyor, çocuklar okullarına gidebiliyor. Ardından El Rai'ye girildi. Sonra Dabık'a doğru ilerlendi. DEAŞ çok direndi ama Dabık alındı. Şimdi El Baba'a doğru ilerleniyor. 
 
El Bab'dan Mümbiç'e doğru gidilecek. PYD/YPG'ye karşı gerekli mücadele veriliyor. Şimdi Halep'le ilgili bir sorunumuz yok. Sayın Putin ile görüştüm. Artık Halep halkını huzura kavuşturalım dedim. Halep Haleplilerindir. Bunu açıklamamız lazım. Halep üzerinden bir hesaba girmek doğru olmaz. Halep'le tarihi bağlarımız var.
 
'GEREKLİ DESTEĞİ VERECEĞİZ'

Batı sığınmacılar konusunda herhangi bir destek veriyor mu, yok. AB'nin verdiği söz var, ortada ciddi bir şey yok. Gelse de gelmese de biz bu bombaların altındaki kardeşlerimize gerekli desteği vereceğiz. Çadır ve konteyner kentlerde bulunanlara vatandaşlık kapısını açacağız dedik ve çalışmalar yürütülüyor.
 
Başbakan ve Cumhurbaşkanı olarak ülkenin güvenlik anlayışının değiştirilmesi konusunda çok gayret gösterdim. Her seferinde önümüze farklı engeller çıkarıldı. 2003'ün 1 Martında Irak'taki operasyona aktif şekilde katılmamızı sağlayan tezkere Meclis'te reddedildi. Bunun hata olduğunu arkadaşlarımıza ifade ettim. Ben özellikle ortaya katılmamızın gereğine inanmıştım. Meclis'te öyle bir irade çıkınca Irak'taki gelişmelerin dışında kaldık. Bugün Irak'ta işlerin içerisinden çıkılmaz hale gelinmesinin sebebi Türkiye'nin o operasyonda etkin bir rol üstlenmemiş olmasıdır. 
 
Meclis'ten daha sonra buna müsaade çıktı. Ama bu sefer Iraklı kardeşlerimiz Türkiye'nin buraya girmesini istemiyoruz dedi. Madem istemiyorlar istenmediğimiz yere girmeyiz dedik ve askerimizi çektik. Suriye krizinde de aktif bir rol üstlendik. Sığımacıların rolünü tek başımıza üstlenmek zorunda kaldık. Sonra baktık kimseden fayda yok, kendi projelerimizi hayata geçirdik. 
 
Bu kararı verdik ama önümüzde rahat bir hareket alanı yoktu. Hükümetimizin ilk yıllarından itibaren attığımız her adımda engellemelerle karşılaştık. Devlet ve millet olarak örgütü de güdümündeki siyasi partiyi de dikkate almayacağız. 
 

'MESELE AĞAÇ DEĞİLDİ'

Terör örgütünü süreçten geri çevirmek için uğraşanların derdi bu ülke değildi. Vatandaşıma saygı duymayana benim de saygım yoktur. Bizim muhatabımız artık terörle bağlantısı olmayan bölge insanıdır. Gezi olayları hükümeti devirmeye yönelik bir fırsata çevrilmeye çalışıldı. O günlerde bu sinsi oyunu gördük, mesele ağaç değildi. Yeşile bu kadar hasta olan bir kişiyi kimse ağaç düşmanı olarak ilan edemez. İktidarlarımız döneminde yeşillendirmeyle ilgili verdiğimiz mücadele dünyada örnektir. 
 

Bazı gafiller farkında olmasa da sokakları işgale yeltenenler bunu bilinçli olarak yapıyorlardı. Bizim net tavır koymamızla bu sinsi plan bozuldu. Hemen ardından 17-25 Aralık emniyet yargı darbe girişimi geldi. Milletimiz buna da itibar etmedi. Biz de gerekli tedbirleri alıp emniyet ve yargıdaki örgüt mensuplarını devre dışı bıraktık. 
Bölgede yaşanan gelişmelerin sonuçları bizim geleceğimizle ilişkilidir.Avrupa ülkelerinde yabancı düşmanlığı yükseliyor. Buna ilk ve en sert tepkiyi biz veriyoruz. Çünkü oralarda 5 milyonu aşkın Türkiye kökenli vatandaşımız yaşıyor. 
 
'HİÇBİR ÜLKENİN TOPRAĞINDA GÖZÜMÜZ YOK'

Biz Lozan değince birileri çıkıyor 'sizin Irak ve Suriye topraklarında gözünüz mü var' diyor.
 
Bugün bazı gazeteler, baktım şunu söylüyor, 'Erdoğan, bir Misakımilli dedi, ortalığı karıştırdı.' Ben demedim, tarih bunu böyle kaydetti. Tarihin kaydına girmiş olan böyle bir gerçeği biz unutacak mıyız, bunları konuşmayacak mıyız Bizim hiçbir ülkenin topraklarında gözümüz yok. Tam tersine biz, bu ülkelerin topraklarında gözü olanlara, bu ülkelerde yaşayan kardeşlerimizi etnik ve mezhep esaslı ayrıştırmalarla yeni çatışmalara sürüklemek isteyenlere karşıyız. Biz bunu yapmaya çalışıyoruz.
 

Bizim fiziki sınırlarımız başka, gönül sınırlarımız başkadır. Bizim Irak ve Suriye'deki gelişmelerin dışında kalmamızı isteyenler iyi niyetli değildir. Sınırlarım tehdit altında, yüzlerce insanım şehit oldu. Ben elinizi kolunuzu sallaya sallaya girebilirsiniz diyeceğim. Böyle bir şey olur mu? Böyle bir çarpık olayın hesabını torunlarımıza veremeyiz. Türkiye Irak ve Suriye'de yaşanan her gelişmenin içerisinde yer alacaktır. 
 
Suriye'de varız. ÖSO ve Türkiye'yi El Bab'dan uzak tutmak istiyor. Biz bu ısrarın gerisindeki sebebi biliyoruz. Biz terör örgütleriyle mücadeleyi sürdüreceğiz. Münbiç'i PYD terör örgütünden temizlemeye kararlıyız. Ya Fırat'ın doğusuna gidecekler, gitmedikleri takdirde gereğini biz yapacağız. Biz DEAŞ ile mücadele edeceğiz, bunun için terör örgütüne gerek yok. Bize göre hepsi terör örgütü. Kilis'ten Kırkhan'a kadar olan bölgede de gereğini yaparız. Bu mesele bizim için bir beka meselesidir. Terör örgütlerini kendi sınırlarımız içerisinde karşılamayacağız. İsimleri ne olursa olsun, Türkiye'nin gözünde hepsi kafaları ezilmesi gereken terör örgütleridir. 
 
Irak'ın bir mezhep savaşına itilmesine izin vermeyeceğiz. DEAŞ Müslümanları katletti. Şimdi Şiilik yorumuyla Müslümanları katledecek bir oyun ortaya konulmaya çalışılıyor.