Demografik gizem değil eşitsizlikler: ABD'de doğum oranları düşüyor

ABD'de doğum oranları son 10 yıldır düzenli ve keskin düşme gösteriyor. Çalışmacılar durumu, 'son yılların en büyük demografik gizemi' olarak nitelese de, derinleşen yoksulluk, ücret eşitsizlikleri, istikrarsız yaşam koşulları kadınları anne olmaktan uzak tutuyor.

Dış Haberler

Doğum oranlarının son 10 yıldır düzenli düşüş gösterdiği ABD'de, bu yılki sayılar rekor düşmeye işaret etti.

Ulusal Sağlık İstatistikleri Merkezi'ne göre doğurganlık oranı, doğurganlık çağındaki her bin kadın için 60.2'ye düştü. Bu oran, ekonomik krizin derin sarsıntılarının hissedildiği 2010 yılından bu yana en düşük sayıyı temsil ediyor.

Doğurganlık oranları, toplumun demografik dengesinin temel ölçüsü olarak niteleniyor. Oran çok yüksekse, bu tablo konut ve eğitim gibi kaynakları zorlayabilirken, çok düşükse, ülke iş gücü rezervinde yetmezlik doğuyor, Rusya ve Japonya gibi yaşlı yetişkinlerin ağırlıkta olduğu ülkelerde yaşanan güçlüklerle karşılaşılabiliyor.

Öte yandan ABD'de oranların azalması nüfusun azalmasına yol açmış değil çünkü ülke göç nedeniyle büyük ölçüde dengeyi sağlıyor.

Ancak ABD, on yıllardır doğurganlıktaki en uzun düşüşlerden birini yaşıyor ve demograflar buna neyin sebep olduğunu  anlamaya çalışıyor. Zorlu ekonomik dönemlerde doğum oranları düşme eğilimi gösterirken, ekonomi yeniden canlanınca yükseliyor. ABD'nin son krizinden bu yana oranlar iyileşmezken, 2014'te artış da uzun sürmedi. Ülkede doğum sayısı azaldı ve geçen yıl 1987'den bu yana en düşük seviyede kaldı.

SON ZAMANLARIN EN BÜYÜK DEMOGRAFİK GİZEMİ

New Hampshire Üniversitesi'nden bir demograf olan Kenneth M. Johnson, “Her yıl verilere bakıyorum ve doğumların yükselişe geçeceği yıl olacağını düşünürken, bir başka zamanın en düşük seviyesine ulaştığını görüyoruz. Son zamanların büyük demografik gizemlerinden biri" yorumunu yapıyor.

2017'de 20 ila 39 yaş arasındaki kadınların çocuk doğurma sayısı, 2007'dekinden 500 bin daha az. Oysa doğurganlık çağındaki kadın nüfusu 10 yıl öncekinden yüzde 9 daha fazla. 10 ila 14 yaşındaki kız çocuklarının şimdi birkaç bin olan doğum sayısı, 10 yıl önce 6 binin üzerinde iken, 40'lı yaşlarda doğum yapan kadın sayısı geçen yıl 9 binden fazla olmuş. Ülkedeki her beş doğumdan biri de, 35 yaş ve üstü kadınlar tarafından yapılmış. 

2007'den bu yana ergen kadınlar arasında doğum oranı yüzde 55 düşmüş, bu,  yılda yaklaşık yüzde 8'lik bir düşüş anlamına geliyor. Ergen nüfus arasındaki doğum oranı, 1991'deki zirvesinden bu yana ise toplamda yüzde 70 düşüş göstermiş.

DOĞUM SONRASÜ KADINLARI HEDEF ALAN ÜCRET EŞİTSİZLİĞİ BİR NEDEN

Demograflar, doğum sonrası kadın ve erkekler arasındaki ücretlendirilme farkının da bir sebep olabileceği yorumunu yapıyor. Çalışmalar, ilk doğumun 25 ila 35 yaş arasında gerçekleşmesi halinde, ücretlendirme farkının hiç kapanmadığına işaret ediyor.

ABD'de doğurganlık oranları daha önce de düşüş gösterdi. Ulusal İstatistik Merkezi çalışanı bir istatistikçi ve demograf olan Brady E. Hamilton'a göre kayıtlardaki en uzun sürekli düşüş, 1958'den 1968'e kadar idi. ABD, yaklaşık 1910'dan beri doğum sayısı ve oranlarını takip ediyor.

Bir diğer önemli nokta ise, son düşüşün azınlıklar için en derin şekilde yaşanıyor olması. Hispanik kadınlar arasındaki doğurganlık oranı, 2007 ve 2016 arasında yüzde 27'lik bir oranla, en şiddetli düşüşü gösterdi. Bu oran beyazlar için yüzde 4, siyahilerde yüzde 11, Asyalılarda ise yüzde 5.

Doğurganlık hızı, 15 ila 44 yaş arasındaki 1000 kadın başına düşen doğum sayısı baz alınarak hesaplanıyor.