Demirtaş: Öcalan'ın ve Erdoğan'ın olduğu süreçlerde ortada buluşmak imkansız

Selahattin Demirtaş, partisinin Kürtçe Kuran okunan iftar organizasyonunda konuştu, "Ortaya çıktı ki; bir tarafta sayın Öcalan'ın, bir tarafta Erdoğan'ın yürüttüğü, öncülüğünü yaptığı süreçlerde ortada buluşabilmek bile imkansızmış" dedi.

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, çözüm sürecini anımsatarak "Yaklaştığımız, uzaklaştığımız dönemler oldu. Birbirine yakın çözüm önerilerimizin geliştiği dönemler oldu, iki ayrı uca savrulduğumuz dönemler oldu. Ama nihayetinde ortaya çıktı ki; bir tarafta sayın Öcalan'ın, bir tarafta Erdoğan'ın yürüttüğü, öncülüğünü yaptığı süreçlerde ortada buluşabilmek bile imkansızmış. Dolmabahçe mutakabatıyla işte bu ortaya çıktı" dedi.

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Diyarbakır'da partisinin verdiği ve milletvekilleri, sivil toplum örgütü temsilcilerinin de bulunduğu iftar programına katıldı. Kürtçe Kuran ile duaların okunduğu yemekte konuşan Demirtaş, çözüm sürecine ilişkin açıklamalarda bulundu.

'BAŞARAMADIĞIMIZ SÜREÇ ORTADA DURUYOR'
Demirtaş, yaklaşık 2.5 yıl AKP ile müzakere yürütmeye çalıştıklarını savunarak, "Çok zorlandık, gerçekten çok zorlandık. Çünkü demokrasi anlayışlarımız çok farklı. Barış, halk, birey, kadın, çocuk, dediğimizde anlayışlarımız çok farklı, her şeye bakışımız çok farklı, müzakere yürütürken çok zorlandık. Yaklaştığımız, uzaklaştığımız dönemler oldu. Birbirine yakın çözüm önerilerimizin geliştiği dönemler oldu, iki ayrı uca savrulduğumuz dönemler oldu. Ama nihayetinde ortaya çıktı ki; bir tarafta sayın Öcalan'ın, bir tarafta Erdoğan'ın yürüttüğü, öncülüğünü yaptığı süreçlerde ortada buluşabilmek bile imkansızmış. Dolmabahçe mutakabatıyla işte bu ortaya çıktı" dedi.

"Bütün arkadaşlarımızın bunu iyi anlaması lazım. Bizim ortaya koyduğumuz Dolmabahçe'deki perspektif bölge, Ortadoğu, Türkiye ve Kürdistan perspektifidir" diyen Demirtaş, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"10 temel maddede yeni bir anayasa, yeni bir barış anlayışı, eş zamanlı olarak ta PKK'nin tümden Türkiye'ye karşı silahlarını bıraktığı bir konferansın, kongrenin toplanması. Ve bütün bunlar 3 ay içerisinde hayata geçebilirdi, mümkündü. Bugün bu Türkiye'yi kasıp kavuran Cizre'den, Edirne'ye kadar herkesin artık bu ateşte yandığı yangın çıkmayabilirdi. Ama tümden sönmemişti, ama küllenmişti. 40 yıldır bu yangının içerisinde yanan herkes o küllü halini bile sevmişti. Barışın ihtimali bile çok güzeldi. Barışın gelme olasılığı bile muazzam bir gelişme fırsatı yaratmıştı. Biz belli bir noktaya inanın ki getirdik, biz belli bir noktada atılması gereken her türlü adımı atarız dedik. En nihayetinde başaramadığımız bir barış süreci ortada duruyor. Şu veya bu kişiyle, şu veya bu hükümetle, bugün ya da yarın başarmamız gereken bir barış sürecide önümüzde duruyor."