‘Deli Dumrul’ yönetmeliğine karşı mücadele çağrısı

İzmir Barosu Bağımsız Savunma Avukatlar Grubu, dün yürürlüğe giren Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası’nın uygulanmasına dair yeni yönetmeliği “Deli Dumrul yönetmeliği” olarak nitelendirerek, ilerici ve aydın kamuoyunu “Yeni Türkiye’nin hukuk dışı yönetmeliklerine karşı harekete geçmeye” çağırdı.

soL-İzmir

İzmir Barosu Bağımsız Savunma Avukatlar Grubu, dün SoL Haber Portalı’nın “8 maddede yürüyüş ve eylemlere karşı yeni ‘yönetmelik’ kalkanı” başlığıyla manşetten duyurduğu yeni yönetmeliğe tepki gösterdi. Dün yürürlüğe giren yönetmeliği “Deli Dumrul yönetmeliği” olarak tanımlayan Bağımsız Savunma Avukatlar Grubu, yazılı bir açıklama yayınladı.

“YENİ TÜRKİYE’NİN HUKUK DIŞI YASALARINA KARŞI HAREKETE GEÇMELİYİZ”

Türkiye Barolar Birliği’ne, barolara, demokratik kitle örgütlerine, siyasi partilere, üniversitelere çağrıda bulunulan açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

“İktidar ‘Yeni Türkiye’ adını verdiği yeni rejim için kurucu irade olma iddiasıyla yeni ordusunu, yeni özgürlük(!) ,yeni insan hakları(!) anlayışını dayatmak için şimdi de yönetmelikte değişiklik yapmıştır. ‘Yeni Türkiye’ adı verilen kişi hak ve özgürlüklerinin yok olduğu bu dönemde yurttaşlar Anayasadan kaynaklanan haklarını sonuna kadar kullanmak ve zorbalıklara direnmek zorundadırlar. Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu’nda yapılan değişikliklerle ‘Yeni Türkiye’ ordusunun kanunu yürürlüğe girmiştir. 2007 yılından beridir ülkemizde üniformal güçlerin rol ve ideolojik dönüşüm savaşımı verilmiştir. Bu yönetmelikteki değişiklikler ile ülkemiz açık hava toplama kampına çevrilecektir. Toplantı ve yürüyüşlerin yapılması mekân açısından kısıtlanacaktır. Sapan kullanmak ateşli silahlar kullanmak ile eş tutulacaktır. Yüzünü gizlemek suç olacaktır. Güvenliğin müdahalesi sonucu meydana gelen zararlar dahi toplantı ve yürüyüş yapan yurttaşa yüklenecektir. Yürüyüş yapılacak alanlar askeri birliklere dahi bildirilecektir. Basınçlı su kullanmak, biber gazı ve boyalı su kullanımı meşrulaşacaktır. Yürüyüşü düzenleyen komite yürüyüş ve kitle dağıtılana kadar adeta rehin alınacaktır. Yerel yönetimler polise her tür araç desteği vermek zorunda kalacaktır. İlgili yönetmelikteki değişiklik ile yurttaş biber gazından kendini koruyamayacaktır.”

“KURUCU İRADE CÜRETİYLE KENDİ ORDULARINI KURUYORLAR”

Açıklamada, bu yönetmelikle “var olmanın bile potansiyel terörist adayı haline gelmek anlamına” geldiği de vurgulanarak şunlar kaydedildi:

“İktidarın Deli Dumrul Yönetmeliği ile yurttaş hakları kelepçe altına alınacaktır. İnsanlığın yüzlerce yıl toplumsal mücadeleler ile elde ettiği ‘Habeas Corpus’, ‘yasasız suç ve ceza olmaz’, ‘hukuk devleti’, ‘insan haklarına dayalı devlet’ gibi ilkeler yürürlükten kalkacaktır. Neo-liberal politikaların getirisi olan ceza devletinde, yurttaş yerine ‘hak dahi arayamayan zoraki müşterinin’, hukuk-sosyal devleti yerine ‘işletmeci devletin’ oluşturulmaya çalışıldığı bir dönem zorla dayatılmaktadır. Öyle ki kurucu irade cüretiyle yeni rejim ordusunu kurmakta, bırakın en temel demokratik haklarını kullanmayı, var olmak dahi potansiyel terörist adayı haline gelmek demektir. Ülkemizi bekleyen karanlık ve geri dönüşü çok zor günlerin başındayız. Başta hukukçular olmak üzere ilerici ve aydın kamuoyunun harekete geçmesi lazımdır. Sorumlu kamuoyunu göreve davet ediyoruz.”