Çeşme halkı balık çiftliğine karşı: Yaşam alanlarımızı şirketlere vermeyiz!

İzmir'in turistik ve tarihi ilçesi Çeşme'nin Ildır Mahallesi'ndeki körfezde, orkinos balığı üretim tesisi alan artırımı projesi ile ilgili yapılan ÇED toplantısında vatandaşlar projeye karşı çıktılar. Ildırlı balıkçılar "Şirket yanlış bilgi veriyor" derken, yurttaşlar da "Yaşam alanlarımız yok ediliyor, var olan çiftlikler de kaldırılsın" talebinde bulundu.

soL-İzmir

İzmir'in turistik ve tarihi ilçesi Çeşme'nin Ildır Mahallesi'ndeki körfezde, orkinos balığı üretim tesisi alan artırımı projesi ile ilgili yapılan ÇED toplantısında vatandaşlar projeye karşı çıktılar. Ildırlı balıkçılar "Şirket yanlış bilgi veriyor" derken, yurttaşlar da "Yaşam alanlarımız yok ediliyor, var olan çiftlikler de kaldırılsın" talebinde bulundu. 

Ildır Körfezi, Toprakada mevkii açıklarında balık çiftliği işleten Kılıç deniz ürünleri şirketinin "Kültür Balığı (Orkinos) Üretim Tesisi Alan Artırımı Projesi" ile ilgili, halkı bilgilendirmek, görüş ve önerilerini almak üzere Ildır Köy Kahvesi'nde ÇED toplantısı düzenlendi.

Toplantıya Ildır Mahallesi Muhtarı Erdem Yavuz, Çeşme Belediyesi Meclis üyeleri Aybars Yıldırım, Nurcan Albayrak ve Asuman Sağıroğlu, Germiyan Slow Food Sözcüsü Engin Önen, Yarımada Ortak Yaşam Derneği temsilcisi Ayşe Çağlar ve çok sayıda vatandaş katıldı.

Ildır Mahallesi'ndeki körfezde, orkinos balığı üretim tesis alan artırımı projesi ile ilgili yapılan ÇED toplantısında vatandaşlar projeye karşı çıktılar. Ildır’ın SİT alanı olması nedeni ile doğasının bozulmadığını aktaran Ildırlılar, evlerine çivi bile çakamazken Toprakada mevkii açıklarında balık çiftliği faaliyetinin kalıcı kirlilik yaratacağını belirttiler.

"DENİZDE BİR TANE YEŞİL OT BULAMAZSINIZ"

Toplantıda vatandaşların sert tepkileri ardı ardına geldi. Ildırlı balıkçılar, "Yanlış yerleri, yanlış mesafeleri tarif ediyorsunuz" diyerek yanlış bilgi verildiğini ileri sürerek tepkilerini gösterdi. Balıkçılar, var olan balık çiftlikleri nedeniyle ağlarını atamadıklarını belirterek, "Balık çiftliklerindeki ışıklar bizim avımızı bozuyor. Deniz kirlenmiyor diyorlar. Balık çiftliklerinden önce bu denizde her mesafede ayrı ayrı otlar vardı. 15 sene önce böyleydi. Bugün Gerence Körfezi'nde denizin içinde bir tane yeşil ot bulamazsınız" diye konuştular.
 
"JAPONYA'NIN TAŞERONLUĞUNU YAPMAYACAĞIZ"
 
CHP İlçe Başkanı Ekrem Oran yaptığı konuşmada, Çeşme halkının orkinos çiftliğinin yapılmasına izin vermeyeceğini vurgulayarak, "Ildır tarihsel SİT olduğu için evlerine çivi bile çakamazken, Ildırlılar balıkçılık turizmi ile geçimlerini sağlamaya çalışıyorlar. Biz,  denize beton resifler atıp daha fazla balıkçılık turizmi yapalım diye uğraşıp resifleri atamazken, 400-500 kiloluk orkinosları, hepsini bir havuza toplayıp, ekolojik dengeyi tamamen bozmayı hedefleyen bir proje bu. Yapılmak istenen Japonya'nın taşeronluğu. Biz Japonya'nın taşeronluğunu kabul etmiyoruz. 45 yaşındayım, 45 senedir Ilıca Plajı'nda denize giriyorum. Plankton patlamalarına biyologlar şahittir. Orkinoslar, yemle beslenmiyor, ölü balıklarla besleniyor. Denize girerken güneş yağı sürmeye gerek yok, Orkinos çiftliklerinden gelen yağlar, önce Ilıca'ya, arkasından Boyalık Koyu'na yayılıyor. Biz Çeşmeliler olarak, bu çiftliğe karşıyız. Yapılmasına da izin vermeyeceğiz" dedi.

ÇEŞME KENT KONSEYİ DE İTİRAZ ETTİ
 
Çeşme Kent Konseyi Başkanı Hakan Kerman da söz alarak, "Biz havadan, karadan, denizden kuşatılıyoruz. Kent Konseyi olarak Çeşme'de böyle bir oluşuma karşıyız. Var olanların da kaldırılmasını istiyoruz. Bu şirket, burada belki 1 miyon, belki 10 milyon dolar kazanacak. Çeşme 10 milyon dolarlık bir yer değil. Başka Çeşme yok. 10 milyon dolara buraları bir daha kurulamaz" diye konuştu.

"YAŞAM ALANLARIMIZ YOK EDİLİYOR"

Germiyan Slow Food Sözcüsü Engin Önen de yarımadanın havadan, karadan ve denizden işgal edildiğine dikkat çekerek, "Yaşam alanlarımız yok ediliyor. Germiyan'da taşocaklarını defalarca kapattırdık, defalarca açtılar. Dağlarda kekik olmadı. Arılar gezmedi. RES'ler, balık çiftlikleri, taş ocakları, hepsi bize zarar veriyor. Bunlar, yarımada için rant alanıdır. Ama burası bizim yaşam alanımız. Burasını savunmak zorundayız. Burada yapılan sunumun hiçbir ciddiyeti yok. Tamamen formalite. Bakanlıkla şirketler paralel. Dünyanın ileri ülkelerinde, halka rağmen hiçbir şey yapılamaz. Türkiye demokrasisiz kalkınmayı tercih ettiği için uluslararası sözleşmelere imza atmıyor. Atarsa burada hiçbir şey yapamazlar. Bizim kimsenin kazancıyla derdimiz yok" diye konuştu.