Candaş Tolga Işık ve Kafa'sı Fidel'e ağlarken

Herkes gibi Fidel de onlar için tüketilmesi gereken malzemedir. Kim bilir önümüzdeki sayı "Fidel'i seven solcular Erdoğan'ı neden sevmiyor?" diyen Levent Gültekin Kafa'nın kapağında yer alır. Belki birlikte Erbakan'a ağlarlar... 

Cem Boz

Kafa, Ot, Bavul... İsimleri çoğaltabiliriz fakat bu isimlerin yanına ekleyeceklerimiz de aynı tarzın laciverti. Son dönemde yer elması gibi türeyen bu dergilerin en önemli özelliği geniş yelpazede her şeyi savunma kabiliyetleri. Abdullah Gül'den Nazlı Ilıcak'a oradan Mehmet Şimşek'e kadar giden geniş hatta herkes savunulabilir ve sorulabilir: Ne yani hiç mi iyi birşey yapmadı bunlar? Saymaya kalktığımız dergiler öylesine birbirinin tekrarı ki aynı sayıda aynı kapakla çıktıkları, aynı yazarlara yer verdikleri de görüldü. Nitelikli edebiyat dergilerinin çekildikleri 'piyasa' bu muhteremlerin elinde artık.

Oku geç, tüket geç edebiyatçılığına giden bu yolda yazar profili de değişti tabii. Aslı Aydıntaşbaş, Ahmet Hakan, Cüneyt Özdemir, Armağan Çağlayan... 'Yetmez ama Evet'çi de olabilir, eski İslamcı da, ya da AKP'den tokadı yemiş sağ muhalif de... Ne olursa olsun dergide mutlaka solcuları gıdıklayacak yazılar olmalı, yazılar olmasa da cümleler ya da kelimeler. Biraz solcu olsun ama ünlü olsun yeter. "Nasıl olsa sattırır" mantığıyla 'solcu' diye tanımlananların arasına biraz liberal biraz eski islamcı serpiştirdik mi işte yeni nesil edebiyat dergisi, hayırlı olsun.

Bahsi geçen dergilere bir örnek de Kafa dergisi. Son sayısında yaşamını yitirmesi nedeniyle Fidel'e yer veren derginin sahibi Candaş Tolga Işık. Kim peki Candaş Tolga Işık? Beşiktaş Yönetim Kurulu Üyesi, Posta Gazetesi yazarı ve Kafa dergisinin sahibi. 

Işık, yukarıdaki tweetleri attığı tarihten kısa bir süre sonra Kafa'da Can Yücel kapak yapılıyor hemen arkasına Demokrasi Mitingleri'nden bir kare...

Aynı zamanda "Dünya beşten büyüktür" diyen Erdoğan'a sahip çıkan, "Esad'ı destekleyenlerin hiç mi suçu yok" diyen Işık kendi internet sitesinde, otobüste şort giydiği için tekmelenen Ayşegül Terzi olayı için şunları yazmış; 

Manyağın biri İstanbul’un göbeğinde bir belediye otobüsünün içinde onlarca insanın gözü önünde genç bir kadına “Niye şort giydin?” diyerek uçan tekme attı.

Bu hadisenin üzerinden 1 hafta geçmedi ki dün yine İstanbul’da şoför ve yolcu arasında çıkan kavga sonucu kontrolden çıkan metrobüsün trafiğe dalmasıyla 11 kişi yaralandı.

Türkiye’nin en kalabalık şehrinde vatandaşın en yoğun kullandığı toplu taşıma araçlarında yaşanan bu vahim iki hadise memleketin ruh halini göstermesi açısından birer ibret vesikasıdır.

Bu millet ne ara bu kadar tahammülsüz, bu denli nefret eder oldu birbirinden?

Tahammülün, hoşgörünün ana vatanı olan bu topraklarda karşısındakinin sırf kıyafetini beğenmediği için ona saldırmayı hak gören hastalıklı bir zihniyet nasıl filizlendi?

En ufak bir tartışmada ötekine öldüresiye şiddet uygulayacak kadar ne ara gözü döndü bu insanların?

Işık'ın tabiriyle manyağın biri miydi Terzi'yi tekmeleyen? Değil. Terzi'ye tekme atan saldırgan Abdullah Çarkıoğlu'nun ifadesinden bir bölüm:

“İnsanlar başkalarının inançlarını benimsemeyebilirler ancak yok sayamazlar. Her şeyin bir oluru vardır. Olurunda giyinmiş olsaydı biz de manen tahrik olup bu hareketi yapmazdık, insanlar en azından pantolon veya eşofman giymiş olsalardı daha az tahrik olurduk.”

Işık'a anlatılması gereken de bu; AKP Türkiye'sinde kadınların şort giydiği için tekmelenmesi yalnızca manyaklıkla açıklanabilecek bir olay değildir ve yıllardır ülkede kol gezen siyasal İslam'dan azade biçimde açıklanamaz. 

Işık'ın sahibi olduğu Kafa dergisi son sayısında Fidel'i kapak yaparken; Işık, aynı zamanda Twitter hesabından Türkiye'de solun önünü tıkama figürlerinden Ecevit'in fotoğrafını paylaşıyor. Ecevit'in ne anlama geldiğinden, Fidel'i kapak yaparken Ecevit fotoğrafının verdiği mesajdan haberi yok mu? Yoksa liberallik bunu mu gerektirir?

Işık'ın kafasında Fidel'in kapak olmasında ne Küba'da bebeğe HİV geçisinin önlenmesi ne işsizlik oranının sıfır olması ne de Latin Amerika'da yürütülen okuma yazma kampanyalarının etkisi var. Onun kafasındaki Fidel de tıpkı diğerleri gibi tüketilecek, popüler bir nesne. Kim bilir belki önümüzdeki sayı da "Fidel'i seven solcular Erdoğan'ı neden sevmiyor?" diyen Levent Gültekin Kafa'nın kapağında yer alır. Belki birlikte Erbakan'a ağlarlar...