Bu sözler Doğan Medya'nın başındaki kişiye ait: Daha düne kadar bizden (AK Parti'den) nefret ederken

Doğan Medya'nın CEO'su olan Aydın Doğan'ın damadı Mehmet Ali Yalçındağ, Aydın Doğan'ın Erdoğan'la yapacakları görüşmeye Ali Sabancı için Vuslat Doğan Sabancı'yı da davet ettirmek istemesine tepki gösteriyor. Doğan Medya'nın başındaki isim, "Vuslat ve Ali daha düne kadar bizden ( AK Partiden ) nefret ederken nasıl gidip yurt dışında bu olanları samimiyetle…

Doğan Medya'nın CEO'su olan Aydın Doğan'ın damadı Mehmet Ali Yalçındağ, Erdoğan'ın özel kalem müdürü Hasan Doğan’a hitaben attığı mailde oldukça ilginç ifadeler kullanıyor.

Redhack tarafından yayınlanan Berat Albayrak maillerinden çıkan yazışmaya göre, Mehmet Ali Yalçındağ, Erdoğan'ın özel kalem müdürü Hasan Doğan’a hitaben şu maili yolluyor:

“03/ağustos Çarşamba akşamı geç saatte Hande Fırat ile birlikte Sayın CB’mızı ziyaretimizden sonra çıkarken Hasan bey Hande ile Aydın beyle birlikte randevu konusunu konuşmuş. Siz isteyin randevuyu bir bakalım dediğini AD ye ertesi gün ilettik. Hande AD’ye demişki Mehmet Ali beyle birlikte olacak. AD 2 gün sonra beni çağırarak bu randevuyu sadece benimle değil Vuslat’ı da yanına alacağını söyledi. Gerekçe olarak Vuslat’ın eşi Ali’nin (işadamı Ali Sabancı’yı kastediyor) işlerinin bizim yüzümüzden kötü gittiğini ve bu sebeple de Vuslat da bu oyuna dahil olmak istiyor dedi. Benim yaptığım işe devam edeceğimi Vuslat’ın ise yurt dışında çalışmalar yapmak istediğini ve olan olayların yurt dışında anlatılmasına yardımcı olacağını anlattı. Bende cevaben Vuslat ve Ali daha düne kadar bizden ( AK Partiden ) nefret ederken nasıl gidip yurt dışında bu olanları samimiyetle anlatacak, nasıl Sayın CB mızı, nasıl bu darbeyi, içten anlatacak. Bu doğru bir karar değil hoş karşılanmayacaktır dedim. (…) Daha sonra AD Hande Fırat ile konuşur ve CB randevusuna Vuslat’ı da dahil etmek istediğini anlatır. Hande bunun çok yanlış olduğunu böyle bir şey yaparsanız randevuyu riske atarsınız der. Hatta Hasan Doğan’ın randevu için kesin değil uğraşacağız bir bakalım dediğini hatırlatmış. AD bunun üzerine karar değiştirir ve bana ‘seni de götürmeyeceğim ben yalnız gideceğim’ der. Burada niyet yine iyi giden birşeyi bozmaktır.”