Bitkisel 'ilaç'lar: Piyasanın dinamik sektörü!

Bitkisel "ilaç"lar bir trend haline getirildi. Bu trend, bilime ve akla dair ne varsa bunların tamamını kapitalizmin yarattığı kirliliklerle bir tutuyor ve böylece muhafazakar, gerici ve sıklıkla da din sosuna bulandırılmış bir anti-modernlik inşa ediliyor.

İlker Belek

Bitkisel "ilaç"ların kullanımı hızla yayılıyor. Artık marketlerde satılıyorlar. Neredeyse 4 milyar insan (dünya nüfusunun yüzde 80’i) bitkisel "ilaç"ların esas tedavi yöntemi olduğuna inanıyor.

Almanya gibi yüksek gelirli ülkelerde de aynı salgın var.

Oysa bunların önemli kısmının kalite kontrolü yapılmamış, hastalar yan etkileri konusunda yeterli derecede uyarılmamış durumda.

AVRUPA'DA LİSANS ZORUNLU AMA...

Avrupa Birliği 2000’lerin başından itibaren bitkisel ürünlerin satışı için lisans zorunluluğu getirdiyse de, ürüne lisans alınması etkinlik ve güvenilirlik bakımından gerekli koşulların yerine getirildiği anlamına gelmiyor. Lisans yalnızca tüketicinin ürünün içeriği, yan etkileri, olası etkileri hakkında bilgilendirilmesini zorunlu tutuyor. Üstelik pek çok ürün hala lisanssız olarak da satılmaya devam ediliyor.

Bu ürünler ülkelerin çoğunda marketlerde herhangi bir güvenlik ve toksikoloji analizi yapılmamış halde satılıyor. Ve yine bu ülkelerde üretimde, satışta hiçbir denetim mekanizması da söz konusu değil. Çoğu için ölümcül dereceye kadar ilerleyebilen yan etkiler gösterilmiş olmasına rağmen.

BİTKİSEL "İLAÇ"LARIN SAĞLIK SORUNLARI

Yalnızca ikisini örnekleyelim:

Aristolochic asit ve türevleri: Nefrotoksik ve genotoksik. Asya ülkelerinde pek çok preparatta sık bulunuyor. Belçika, İngiltere, Kanada, Avustralya ve Almanya’da da öyle.

Ancak bunların içinde Türkiye’de belki de en bilineni Ginkgo biloba ve Ginseng... Çayı, özütü, kapsülü, tableti var ve çok değişik sağlık sorunları için çok yaygın olarak kullanılıyor. Ginsenoidlerin 30 kadar türü var. Hücre proliferasyonunu önlediği, tümör yayılımını artırdığı ve kanser metastazlarına neden olduğu biliniyor. Baş ağrısı, bulantı . kusma, ishal, cilt hassasiyeti ise sıradan ve sık rastlanan yan etkileri. Troid bezi üzerinde de karsinojenik etkilerinin olduğu yönünde bulgular var.

MODERN TIP PİYASALAŞTIKÇA BİTKİSEL "İLAÇ"LAR YAYGINLAŞIYOR

Bütün bunlara rağmen bu ürünlerin bu denli sık kullanılmasının değişik nedenleri var.

Örneğin halk arasında “doğal” olanın daha faydalı olduğu yönünde bir inanç söz konusu. Bu inancın ürünlerin her çeşit medyada hiçbir uyarı yapılmaksızın reklam edilmesiyle pekiştiği kesin.

Ancak bir de kapitalizmin 1970’lerden beri içinde bulunduğu durgunluk-kriz sarmalında akla ve modernliğe karşı başlatılan siyasi içerik ve hedefli saldırıyı da eklemeliyiz. Yani bir trend söz konusu. Bu trend bilime ve akla dair ne varsa bunların tamamını kapitalizmin yarattığı kirliliklerle bir tutuyor ve böylece muhafazakar, gerici ve sıklıkla da din sosuna bulandırılmış bir anti-modernlik inşa ediliyor. Modern tıp ortamının ticarileşmiş, o ortamda hekim ile hasta arasındaki ilişkinin bozulmuş, değişik hastalıklar için modern tıbbın da halen kesin çözümler üretememiş olması gibi anti-modern saldırıya zemin sağlıyor.

Oysa bitkisel "ilaç" denilen ürünler de kapitalist piyasa koşullarına tabi ve her tür istismara açık.

Kaynak: 

https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC3887317/