Binali Yıldırım: Din başımızın üzerinde, erişilmez bir yerde olması lazım

Başbakan Binali Yıldırım konuşmasında "din, başımızın üzerinde erişilmez bir yerde olması lazım" dedi.

AA

Başbakan Binali Yıldırım, Afyonkarahisar Ticaret ve Sanayi Odasında konuştu.

Yıldırım, "demokrasinin merkezi, beşiği diye payelenenler maalesef bu olayda suçüstü yakalanmıştır. Onlar kendilerine yakışanı yaptı. Biz gerçek dost kim, kim değil bunu anladık." dedi.

'MAĞDUR SÖYLEMİNİN TEMELİ YOK'

"Herkesin yaptığının hesabını vereceğini" öne süren Yıldırım, "yağma yok, verecek hesabını ki bir daha böyle bir işe kalkışılmasın" ifadesini kullandı.

Yıldırım, "yargı işine bakıyor, gereğini yapacak, gerekli hükümler verilecek, cezalılar cezasını çekecek. Bunun için 'mağdur' söylemlerinin de bir temeli yoktur, bu da FETÖ terör örgütünün ayrı bir algı operasyonudur" şeklinde konuştu.

'BANKACILARI UYARIYORUM'

Afyonkarahisar'da yaptığı konuşmasında "bankacıları uyaran" Yıldırım, "reel sektörün sesine kulak verilmesi" gerektiğini söyledi.

"Tefeciliği bırakın, gerçek ekonomiye dönün" diyen Yıldırım sözlerini şöyle sürdürdü:

"Yarın bir gün ekonomiye kaynak aktarmaya çalışacaksınız ama geç olacak. Duyduğunuz her haber üzerine 'Aman biraz daha teminatları artıralım, biraz daha faizleri arttıralım.' Bu, akıllı insan işi değil. Yok etmeyi değil, yaşatmayı hedef alın. Ya bunu kendiliğinizden yaparsınız ya da size bunu yaptırırız arkadaşlar."

'DİN BAŞIMIZIN ÜZERİNDE, ERİŞİLMEZ BİR YERDE OLMASI LAZIM'

Başbakan Yıldırım, "Din, başımızın üzerinde erişilmez bir yerde olması lazım. Ağzımıza indi mi o zaman felaket, sorun başlar. İşte Irak'a bakın, işte Suriye'ye bakın. Öldüren de 'Allah' diye öldürüyor, ölen de 'Allah' diye ölüyor. Ölürken de 'Allah' diye bağırıyor. Bir de Müslüman olduklarını söylüyorlar. Ne Müslüman'ı? Deccal bunlar Deccal..." şeklinde konuştu.

Yıldırım, Türkiye'de "Şii-Sünni ayrımı" olmadığını savunarak şunları söyledi:

"Bizim ülkemizde hiç Yezid isminin kullanıldığını bilir misiniz? hiçbir yere Yezid adı verilir mi? Bizim camilerimizde bakın levhalara, Allah, Muhammed, Ebubekir, Osman, Ali, Hasan, Hüseyin diye devam eder. Biz de öyle Şii-Sünni ayrımı olmaz. Bizim için Ehl-i Beyt esastır, Yaradan esastır, Peygamberimiz esastır, onun sahabileri, Ehl-i Beyt'i esastır. Hazreti Hüseyin vakasının en büyük mağduru Müslümanlardır. Onun için bu tehlikeli ayrışmaya da asla prim vermeyeceğiz. Irak'taki bizim feryadımız da budur."