Bilimsel eğitim için seferberlik çağrısı

Aydınlanma Hareketi, bugün açılan müfredat davası ile başlattığı çalışmayı ve seferberlik çağrısını şu cümlelerle savundu: Unutmayın, eğitim sisteminin bu müfredatla şekillendirilmesine izin verecek olursak, önümüzdeki yıllarda okullar bu müfredatla çalışacak olursa… Hastalarını iyileştirmeyi, köprüler tasarlamayı ve yapmayı, aşılar geliştirmeyi, uydular fırlatmayı değil, cenaze kaldırmayı çok…

Aydınlanma Hareketi, müfredatla ilgili ilk davasını bugün Danıştay'a açtı. Yapılan açıklamaya göre Müfredat'ın iptali ve yürütmesinin durdurulması ile ilgili açılan dava bir dizi kitlesel etkinliğin parçası olarak planlanmış.

"Bilimsel eğitim için seferberlik çağrısı" başlığını ve Aydınlanma Hareketi imzasını taşıyan açıklamada yurttaşların "eğitim sisteminin bu müfredatla şekillendirilmesine" izin vermemesi isteniyor. Açılan davaya müdahil olarak katılacak yurttaşların, müfredatla ilgili tavırlarını okullara taşımaları istenirken, Cuma günü yayınlanacak bir rapor hakkında şu şekilde bilgi veriliyor: 

Yine bu hafta tamamlanmadan, 13 Ekim Cuma günü, akademisyen, eğitimci ve hukukçulardan oluşan bir komisyonun “Bilimdışı müfredatın, bilimdışı sonuçları: Anayasa’ya aykırı ders kitapları” başlıklı çalışması da kamuoyuna duyurulacak ve andığımız komisyonun üyeleri bu raporla birlikte müfredat davalarına müdahil olmak üzere başvuracaklardır.

Yapılan açıklamada, açılan ve açılacak davalara müdahil olmaya çağrılan yurttaşların yargı kurumlarına verecekleri hazır dilekçe metinlerinin yarın bir başka açıklamayla duyurulacağı belirtildi. 

Aydınlanma Hareketi'nin açıklaması şöyle:

 

Bilimsel eğitim için seferberlik çağrısı

Unutmayın, eğitim sisteminin bu müfredatla şekillendirilmesine izin verecek olursak, önümüzdeki yıllarda okullar bu müfredatla çalışacak olursa…

Hastalarını iyileştirmeyi, köprüler tasarlamayı ve yapmayı, aşılar geliştirmeyi, uydular fırlatmayı değil, cenaze kaldırmayı çok iyi bilen bir nesil ülkenin geleceğini teslim alacaktır.

Laik eğitimi Anayasasının ve yasalarının temeli olarak tanımlamış bir ülkede, dini ve din istismarcısı siyasetlerin propagandasını Coğrafya kitaplarına kadar sokan müfredata karşı seferberlik zamanıdır.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın bu sene yürürlüğe soktuğu, alelacele yapılan değişikliklere uygun kitapları okullara yetiştirmeye bile zaman bulamadığı; inanılmaz bir acelecilikle oldu bittiye getirmeye çalıştığı Müfredat, Anayasa’ya, yasalara, evrensel insan ve çocuk hakları normlarına temelden aykırı bir belgedir.

Bu belgenin varlığı, teşvik edeceği uygulamalarla birlikte düşünülmeli ve ülkenin, çocuklarının geleceğini düşünen herkese kaygı vermelidir.

Kaygı duymak elbette yetmez.

Gerici, laikliğe, insan haklarına ve çocuk haklarına aykırı müfredatla mücadele etmek gerekir.

Aydınlanma Hareketi’nin kararıyla bugün bu müfredat hakkında Danıştay’a bir dava açıldı.

Hukukçuların ve eğitimcilerin ortak çalışmasıyla bir seferberlik başlatıyoruz.

Açılacak davalar, eğitim sistemiyle eş zamanlı olarak çökertilmiş ve adaleti çoktan kapı dışarı etmiş olan yargı kurumlarının, ortadaki büyük sorunu çözeceği beklentisine dayanmıyor. Bu davalar bir yandan yasaları uygulama görev ve sorumluluğuna sahip olanları görevlerini yapmaya çağırıyor ama bir yandan da eğitim kurumlarında yeri olan herkesi harekete geçirmeyi amaçlıyor.

Seferberlik çağrımızın somut karşılıklarını halkımızla paylaşmak istiyoruz.

10 Ekim 2017 günü, Aydınlanma Hareketi hukukçularının hazırladığı bir iptal ve yürütmeyi durdurma davası Danıştay nezdinde açılmıştır. Bu dava müfredatın bir bütün olarak iptali talebini gerekçe ve kanıtlarla birlikte ifade etmektedir.

Yurttaşlarımızı önümüzdeki günlerde bu davaya müdahil olmak üzere yargı kurumlarına başvurmaya çağırıyoruz. Bunun için kullanılabilecek bir dilekçe formunu yarın yayınlayacağımız bir açıklamayla paylaşacağız.

Bu dava ve açacağımız diğer davalar, yurtaşların müdahil olmak için verecekleri dilekçelerle birlikte kitlesel bir etkinliğedönüşecektir.

Dava açan ve açılmış davalara müdahil olarak katılmış olan yurttaşlarımız, bu katılımları ile aynı zamanda bulundukları yerlerde yasadışı müfredat ve onun yasadışı uygulamalarına aktif olarak karşı çıkma zemini bulacaktır.

Yine bu hafta tamamlanmadan, 13 Ekim Cuma günü, akademisyen, eğitimci ve hukukçulardan oluşan bir komisyonun “Bilimdışı müfredatın, bilimdışı sonuçları: Anayasa’ya aykırı ders kitapları” başlıklı çalışması da kamuoyuna duyurulacak ve andığımız komisyonun üyeleri bu raporla birlikte müfredat davalarına müdahil olmak üzere başvuracaklardır.

16 Ekim Pazartesi günü ise, tüm Türkiye’de öğrenci velilerinin müdahil olma başvurusu yaparak katılabileceği bir dizi dava İdare Mahkemeleri’nde açılacaktır. Bu davalar, müfredatın bütününün iptalini talep eden ilk davayı ve ders kitapları ile ilgili yapılan çalışmayı temel alarak, tek tek ders kitaplarının iptalini talep eden davalar olacaktır. Detaylı şekilde incelemiş olduğumuz ders kitaplarında müfredatla uyumlu bir şekilde bir dizi bilimdışı ve yasadışı unsur vardır. Bunlar yargıya taşınacaktır.

Yurttaşlarımız, velisi oldukları öğrencileri doğrudan doğruya hedef alan ders kitaplarındaki hukuksuzluklara karşı bu harekete katılmalı, bu davalar için de müdahil olma dilekçeleri vermelidir.

Elbette asıl iş, bu davaları, yani müfredatın ve onu temel alan ders kitaplarının yasadışılığını tespit ederek iptal edilmeleri talebini, eğitim alanlarına taşımak olacaktır.

Öğretmenler, öğrenciler, öğrenci velileri…

Okullara bu talebi taşımak insanlık ve yurttaşlık görevinizdir.

Unutmayın, eğitim sisteminin bu müfredatla şekillendirilmesine izin verecek olursak, önümüzdeki yıllarda okullar bu müfredatla çalışacak olursa…

Hastalarını iyileştirmeyi, köprüler tasarlamayı ve yapmayı, aşılar geliştirmeyi, uydular fırlatmayı değil, cenaze kaldırmayı çok iyi bilen bir nesil ülkenin geleceğini teslim alacaktır.

Coğrafya kitaplarına kadar dini ve din istismarcısı siyasetlerin propagandasını sokan müfredata karşı seferberlik zamanıdır.

Aydınlanma Hareketi