Başbakan Yıldırım: FETÖ'cüler CHP'yi kullanıyor

Başbakan Binali Yıldırım, Afyonkarahisar'da düzenlenen ortak yayında gazetecilerin sorularını yanıtlıyor.

Başbakan Binali Yıldırım, Afyonkarahisar'da düzenlenen ortak yayında gazetecilerin sorularını yanıtlıyor. Başkanlık sistemine değinen Binali Yıldırım, "Başkanlığın kapısı 15 Temmuz gecesi açılmıştır" dedi. "Yarı başkanlık" ve "partili başkanlığı"na da ihtiyaç olmadığını söyleyen Binali Yıldırım,  en yakın zamanda öneriyi getireceklerini açıkladı.

Yıldırım'ın Başkanlık sistemi ile ilgili açıklamaları şöyle:

MUSUL'DA SON DURUM

"Şehrin merkezinde DEAŞ unsurlarında temizlemek için yapılan operasyon devam ediyor. Henüz şehir merkezine gelinmediği için ciddi bir direniş sözkonusu değil. Üç koldan operasyon ilerleyecek. Harekat planına göre şehrin güneybatı tarafı açık bırakılıyor ki bu DEAŞ unsurları buradan kaçabilsin. Bu arada DEAŞ dikkati çekmek için, Musul üzerindeki baskıyı azaltmak için harekat yaptı ve buna karşılık verildi.

'TÜRKİYE MUSUL'DA HAVA OPERASYONLARINDA YER ALACAK'

"Koalisyon güçleri içerisinde hava ve kara unsurları var. Hava unsurları içerisinde Türkiye yer alacak. Bir hava harekatında ihtiyaç duyulduğunda bizim uçaklarımız da operasyona katılacak. Burada bir tereddüt yok, mutabakat sağlanmış durumda. Kara operasyonunda zaten şu anda Irak'ın resmi askerleri, polisi, güçleriyle Peşmergeler doğrudan yer alıyor. Ayrıca bizim Başika kampında eğittiğimiz Ninova Muhafızları var. Irak içerisinde diğer milis gruplar var. Dolayısıyla şu anda koalisyon güçlerinden doğrudan operasyonda yer alan başka ülke unsurları yok. ABD lojistik destek veriyor, arka planda Amerika da yer alıyor. Dolayısıyla kara harekatında şu anda bizim, aktif olarak operasyonların içerisinde yer almamızı gerektirecek bir durum söz konusu değildir."

'KİMSEDEN İZİN ALMAYA İHTİYACIMIZ OLMAZ'

"Türkiye gerek sınırları içerisinde gerek sınırları dışarısında ulusal güvenliğini, toprak bütünlüğünü tehdit eden, vatandaşlarının can ve mal emniyetini tehlikeye sokan, her terör örgütüyle ismi ne olursa olsun ister PKK, PYD, YPG ister DEAŞ olsun isterse ne olursa olsun gereğini yaparız kimseden de izin, icazet almaya ihtiyacımız olmaz. Bu kadar açık ve net söylüyorum."

TÜRKİYE MASADA YER ALACAK

"Koasliyonda gerekli adımlar atılıyor. Daha sonra Suriye ve Irak'ta istikrarın sağlanması gerekiyor. Masada olma meselesine gelince, barış görüşmelerinde Türkiye'nin yer alacağı anlamına geliyor. Bu bölgede Türkiye'nin yer almadığı bir görüşme olması mümün değil. Bu bölgeyle alakası olmayan masada yer alacak Türkiye yer almayacak... Böyle bir durum söz konusu olamaz. Türkiye'nin geleceği ve güvenliği için Türkiye'nin ağırlığı burada olacak. İhtiyaç olan her bölgede güvenli bölge, güvenli alan oluşturulması prensip olarak bizim de Kuzey Irak Kürt Bölgesinin de istediği bir şey çünkü ortak tehdit aynı. Türkiye için de Kuzey Irak için de ortak tehdit PKK."

'ABD TERCİHİNİ YAPMAK ZORUNDA'

"YPG-PYD eşittir PKK. Suriye'de, Irak'ta yaşanan Kürt ahalisi bizim kardeşimiz. Sanki biz PYD-YPG ile ilgili konuşunca 'Türkiye, Kürtleri istemiyor' diye bir algı oluşturuluyor. Bizim Kürtlerle sorunumuz yok. ABD şöyle düşünüyor, 'Ben DEAŞ'ı yok etmek için YPG ile işbirliği yapıp kendi askerimi riske atmayacağım.' Ben ABD'ye de söyledim, bir terör örgütünü başka bir terör örgütü ile yok etmek mümkün mü? Bu bir devlet politikası olamaz. Bu bir yanıltmadır. ABD şu tercihi yapmak zorunda. Ya beraber hareket ettiği Türkiye'yi ya da üç beş terörirstin oluşturduğu bu grupları tercih edecek. YPG'ye verdikleri silahları PKK kullanıyor. ABD bizim dostumuz ise bize silah çeken terör gruplarına dolaylı yoldan destek olmuş olmuyor mu?"

'1 MART TEZKERESİ SONRASI ABD İLE...'

"Terör gruplarının ABD'ye bazı vaatlerde bulunmuş olabileceğini düşünüyoruz. ABD, 'Biz YPG'nin terör örgütü olduğunu düşünmüyoruz ama PKK terör örgütü onlara karşı sizleyiz' diyor. ABD ile bizim ilişkilerimiz 1 Mart tezkeresinin rededilmesi ile ilişkilerimiz değişti. ABD başka unsurlarala işbirliği yapmaya başladı."

'MÜNBİÇ KONUSUNDA ABD İLE ANLAŞTIK'

"Obama ile Cumhurbaşkanı açık konuştu ve anlaştı. Harekat bittiğinde YPG ve PYD unsurları Fırat'ın doğusuna çekilecek. Ama şimdi ayak diriyorlar. ABD söz mü geçiremiyor? Bu mümkün değil. Ağırdan alıyorlar biz bu konunun takipçisiyiz."

BAŞKANLIK SİSTEMİ TARTIŞMALARI

"Sayın Devlet Bahçeli zaman zaman sürpriz çıkışlar yapar ve bu çıkışlar Türkiye'nin sorunlarının çözümüne kapı aralar. Bu konuda Bahçeli'nin yeni bir buluşu yok. 2007'de vesayet odaklı CHP, Cumhurbaşkanlığı seçiminde mızıkçılık yapmasa belki bunlar olmayacaktı. Bizim anayasamız parlamenter sistem öngörüyor. En azından Cumhurbaşkanlığı seçimi ile değişikliğe gittik. Yüzde 52 ile seçilmiş bir cumhurbaşkanı var ama anayasa yetkileri kısıtlı. 'Cumhurbaşkanı sen hiç bir işe karışma gelen kanunları imzala.' Böyle bir şey yok. Mevcut durumda anayasada bir çelişki var."

'TÜRKİYE'DE YENİ BİR SİSTEME İHTİYAÇ VAR'

"Meclis'te anamuhalefet partisi olmak parlamentoyu yok saymak kadar büyük bir gaflet olamaz. Ne tek adamı, seçilmiş bir Cumhurbaşkanı var. Kılıçdaroğlu da seçilerek gelmedi mi? Başkanlığı getirip Cumhurbaşkanı üzerinden tartışırsak doğru yere varamayız. Başkanlık sisteminin kapısı 15 Temmuzda açıldı. Bundan sonra Trükiye'de buna benzer sorunlar yaşanmaması için yeni bir sisteme ihtiyaç var bu da Başkanlık sistemi. İcraat, yürütme tamamen Meclis dışı olduğu için daha bağımsız hareket ediyor. Hem yasamanın hem de yürütmenin içinde olmak objektif davranmanı engelliyor. Bu durum icraatları olumsuz etkiliyor. Tek başına iktidar oldğunda hızlı karar verip hiç tereddüt etmemiş olursunuz. Yasama ve parlamento ayrı olduğu için daha sağlıklı bir ssitem söz konusu olur. Başkan kendi başına kadrosunu kuracak ve çalışacak. Meclis'te denetim yapacak, önerilerini sunacak. Başkanın teleplerini karşılayacak ya da karşılamayacak. Yasaları hazırlayacak. Seçimlerin 5 yılda bir olması gerektiğini düşünüyoruz. Anayasa görüşmeleri yapıldığında 5 yıl olmasının uygun olacağı görüşüne varıldı. Partili Cumhurbaşkanlığı mı? Yapacağımız değişiklik tek bir sefer olacak. Türkiye yaz boz tahtası değil. Düşünelim bir kez karar verelim. Başkasının tipi bize yakışır mı biz kendi tipimizi uygulayacağız. Çok düşüneceğiz, istişare yapacağız. Yapabildiğimiz kadar herkesi kucaklayan bir anayasa yapacağız."

BAHÇELİ'NİN KAPISINI ÇALACAĞIZ

"Parlamenter sistemle yolumuza devam edelim istiyoruz ama buna gücümüz yok. Soruna gözümüzü de kapayamayız. Çözüme ne katkı sağlanacaksa onu yapacağız. Biz AK Parti olarak değişikliği referanduma gönderemeyeceğimize göre diğer partilerin desteğine ihityacımız var. Bahçeli de 'referanduma göndereceğiz' dediğine göre kapısını çalacağız. Sayın Kılıçdaroğlu'na da çağrı yapıyorum, milletin iradesinden üstün irade yoktur. Halkın kararından endişe etmek buna karşı durmak gereksizdir. Türkiye'nin büyük hedeflerinde küçük hesapları, parti hesaplarını bir kenara bırakmamız gerekiyor. CHP'nin yaptığı budur. Önyargılarını kıramıyorlar. Milletin önüne götüreceğiz buna tereddüt yok. Yetmez ama evet gibi bir değişiklik değil yaptıklarımız yeterli olacak."

REFERANDUM NE ZAMAN?

"Benden tarih istemeyin. Gerekli istişareleri yapmadan tarih veremem. Milleti yanıltmayalım. Bu iş ortak akılla yapılması gereken işler ben yaptım oldu şeklinde olamaz. Ben süreçlere değil sonuçlara odaklanırım."

'HDP İLE HANGİ ORTAK PAYDADA BULUŞACAĞIZ'

"Siyaset ülkenin vazgeçilmezidir. Siyasi bir parti düşünün, terör örgütü ile arasına mesafe koymuyor aksine hareketleri ile destek veriyor. Bu şartlar altında HDP ile hangi ortak paydada buluşacağız. Geçen gün Kandil'de terör örgütü ile yan yana fotoğrafları yayınlandı. Bu milletin öfkesini test etmeye kalkmasınlar. PKK'nın Kürtler Türkler diye bir sorunu yok Türkiye'nin PKK ile bir sorunu var. Terörle mücadelede kapsamlı bir strateji değişikliği yaptık savunmadan taarruza geçtik. Yerlerinden çıkmadan biz geldik diyoruz. Daha aktifiz. Büyükşehirlerde eylem yapmak için her türlü yolu deniyorlar. Şu anda saha ve psikolojik üstünlük güvenlik güçlerindedir. Teröristlerin yuvalandığı 12 noktada operasyon yapıldı ve devam ediyor. Gerek FETÖ ile gerek PKK ile mücadelede hayatını kaybedenlerin ailelerine baş sağlığı diliyorum. Terör örgütleri aynı yerden geliyor bu bir tahmin değil bu bir bilgi. Ortak hedefleri Türkiye'nin başını ağrımasıdır. Alayı gelsin hiç bir şey yapamazlar. Kara propaganda ve algı operasyonları yapıyorlar. Millet uyandı artık onlara yardım etmeyecek."

'BALYOZ VE ERGENEKON'U FETÖ SULANDIRDI'

"AK Parti demokrasinin güçlenmesi için hayatını ortaya koymuş bir lidere sahip. Balyoz ve Ergenekon vardı; FETÖ'cüler o dönemde bu iddiaları sulandırdı, gerçek olan yalan oldu."

CHP'Yİ TEPE TEPE KULLANIYORLAR

Başbakan Yıldırım CHP'nin darbe girişimi ardından yaşanan gözaltı, görevden alma ve tutuklamaları takip etmesine dair "CHP'yi tepe tepe kullanıyorlar. Nasıl kullanıyorlar, 'efendim mağdurlar var'. Bu insanlar MHP'ye de gidiyorlar, MHP kullandırmıyor, MHP bunların gerçek yüzlerini kongre sürecinde gördü. CHP bunları cezaevlerinde ziyaret ediyor, bir mağduruiyettir tutturmuşlar. 15 Temmuz gecesi gaziler, şehitler, sokakları dolduranların mağduruyeti ne olacak? Bunları bir kenara bıraktık, hesap vermesi gereken FETÖ'cüleri mağdur ilan ettik.

O gün başlayan milli duruşu ön plana alan ruh Yenikapı'da zirve yapmıştır, bu duruşun devamı bu milletin geleceği için olmazsa olmaz bir durumdur. Biz CHP'den anayasa tartışmalarında da bunu bekliyoruz." dedi.

"Yargıda, emniyette FETÖ'cüler varken siyasette neden yoklar, AKP içinde, belediye başkanı, milletvekili konumunda olanlar var mı?" sorusuna ise Yıldırım "12 Eylül'den önce siyasi taraflar bilinmiyordu. Darbeyi yapan 'Patron benim, ondan sonra istediğime kukla bir hükümet kurdururum' diyor. Bizim toplumdan, milletten saklayacak hiçbir şeyimiz yok. Elimizdeki bilgilere göre Yurtta Sulh Konseyi diye bir konsey var, bütün sıkıyönetim komutanlarının isimleri belli, kuvvet komutanlarının, kolordu komutanlarının kim olacağı hep belirlenmiş. Büyükşehir Belediye Başkanlıkları, AA Başına kim geçecek TRT'nin başına kim geçecek hepsi belli ancak siyaset ile ilgili bir liste yok. Bunlar yargılama sürecinde elde edilen delillerle ortaya çıkarsa çıkar. Çıkmazsa 'hele bir darbeyi yapalım' diye düşünmüş olabilirler. Bizim siyasi ayağını toplumdan saklamamız gibi bir şey yok. Biz darbeyi bıraktık, mağdurları bıraktık, darbecileri temize çıkarmak için CHP başta olmak üzere çeşitli mihraklar üzerimize geliyor, bize laf yetiştirmeye çalışıyorlar. AK Parti olsun, CHP olsun, MHP olsun herkes üzerine düşen görevi yapmak zprundadır. Bu alçakları siyasi partilerden, bürokrasiden, bakanlıklardan temizlemek partiler üzeri bir görevdir. Bu temizleğe karşı çıkmak, taraf olmak, darbecileri meşrulaştırmak anlamına gelir. AK Parti içinde darbeciler ne oluyor ne bitiyor, canı cehenneme! Kim işin içindeyse, iki gözüm olsa, hiç affetmem. Niye bu kadar iddialı konuşuyoruz çünkü biz erken tehlikeyi gördük, 17-25 Aralık'ta biz bunlara savaş açtık. Bunların üzerine iki tane seçim geçti ve biz gerekli ayıklamayı yaptık, buna rağmen çıkmıyor mu çıkıyor. Onları da ayıklıyoruz, biz şov yapmıyoruz. Kimi tespit ediyorsan belgeleniyor ve yolumuzu ayırıyoruz. Partimizden uzaklaştırılan, gözaltına alınan, tutuklananlar var; biz de diyoruz ki diğer partiler de bunu yapsınlar. Siz neden yapmıyorsunuz demek yerine kendi içlerinde temizliğe gitsinler. AK Parti gelsin bizdeki FETÖ'cüleri de yargılasın diyorlar, onu da yaparız"

INTERPOL'ün Gülen'in iadesini reddettiği iddasına dair Yıldırım "Öyle bir durum söz konusu değil şu an için. Bize ABD'den böyle bir şey gelmiş değil. Adalet Bakanımız 26'sında, davet edildi, gidecek ve görüşülecek. Biz bunu kafamıza göre istemiyoruz bizim ABD ile yaptığımız adli anlaşma var. Bizim açıkça terör örgütü olarak belirlediğimiz, darbe girşiminin kurgulayıcısı uygulayıcısı olan terör örgütü başını tutuklayın ve bize iade edin talebimiz budur ve her düzeyde ifade edilmiştir. Bunu bekliyoruz. Aksi yönde bir bilgi bildirim gelmiş değildir. Sanal dünya yalan dünya mecrası olmasın, bunu hep söylüyorum." dedi.

'GÖREV İADELERİ KHK İLE GERÇEKLEŞECEK'

Görev iadelerine dair KHK beklenip beklenmemesi gerektiğini sorularına "Bir seferde geri dönecek değiller. Yanlışlık olduğu kesinlik kazananlar, iadesi uygun görünenler KHK ile geri alınacaklar, KHK ile çıktı öyle geri alınması lazım. OHAL süresince bu işlemler sürecek 116.000 itiraz var, kolay değil. Burada FETÖ'nün başka bir taktiği var böyle, bir itiraz bombardumanına tutup bizim yaptığımız işlemin titiz olmadığını, toptancı bir anlayışla yapıldığı algısını yaymak. Memuriyetten çıkarılanların sayısından çok müracat var. İsmi olmayan, adresi olmayan, gerçek kimliği olmayan ihbarları hiçbir şekilde ciddiye almayacağız. Bu kadar titiz çalışıyoruz. Yine de mağduriyet varsa bizim belirlediğimiz genel ilkeleri uygulayan heyetler de hesaplarını verecekler." cevabını veren Yıldırım, Milli İstihbarat Teşkilatı'na dair de açıklamalarda bulundu. Yıldırım "Türkiye'nin ihtiyaçlarının, terörle mücadele boyutunda istihbarat altyapısının gözden geçirilmesi lazım. Jandarma, Milli Savunma görevleri yeniden tanımlandı. İç istihbarat ve dış istihbarat yeniden yapılandırması gayet doğal bir ihtiyaç. Çalışmasıması yapıldı cumhurbaşkanımızın başkanlığında önce Bakanlar Kuruluna taşınıp tartışılacak. KHK'ya girebilir. Gayet tabi Cumhurbaşkanı ile ilişkilendirmeden olmaz. Şu anda MİT iç istihbarat ile de meşgul oluyor. Yerine bir şey koymadan olmaz ancak 2 yıl 3 yıl gibi bir zaman diliminde iç istihbarattaki yapılanma tamamlanınca MİT tamamen dış istihbarata yönelecek ve daha etkin çalışacak. Cumhurbaşkanı'nın bir üst çatı formülü yürürlükte. Anayasa değişikliği yapıldığında tüm bunlar oturacak."

MEHMET AĞAR'IN İDDİALARI, ADİL ÖKSÜZ'ÜN DURUMU

Mehmet Ağar'ın kendi döneminde emniyette Gülencilerin olmadığı iddiasına dair "Mehmet Ağar'ı siyasetten tanırız, İçişleri Bakanlığı'ndan, Emniyet Genelmüdürlüğü'nden tanırız. Şunu hatırlıyorum, bugün FETÖ'den tutuklanan önemli isimler onun kadrosundaydı. Ramazan Aktürk, Ali Fuat Yılmazer, Muharrem Durmaz, Coşkun Çakar... Ağar'ın döneminde görevli polis şefleri, amirler; nasıl oluyor? Herhalde farkında değildi." dedi. Yıldırım, Adil Öksüz'ün akıbetine dair ise "Adil Öksüz'ün bu darbenin göbeğinde olduğu biliniyor buna rağmen salıverilmesini masum karşılamak mümkün değil. Bu yüzden hakimler açığa alındı ve soruşturma devam ediyor. Burada en hafifinden bir basiretsizlik var. Biz sivil Akıncı Üssü'ne geliyor, orada sabahlıyor, ne işin vardı 'arsa alacaktım geçerken uğradım' buna kargalar güler. Bu salıverme işi masum değil. İddia odur ki bu işin ABD ve Türkiye arasındaki koordinasyonunu sağlayan isim. Bir öğretim görevlisi 1 yılda 100'den çok kez nasıl ABD'ye gider? Akrabalarının üzerinde 4 milyonun üzerinde para çıktı." açıklamasında bulunurken Öksüz'ün 'çift taraflı çalıştığı' iddialarına dair "İstihbaratın yerleştirdiği bir eleman olup olmadığını bilemeyiz, ortaya çıkar. Yanlış anlaşılmasın da biz neden bu kararı veren hakimleri açığa alıyoruz, sorguluyoruz; istihbarat bu ülkenin kurumu değil mi? Ben ona itibar etmiyorum, öyle bir şey olmaz." dedi.

YARGI VE FAİZLER

Soruşturmaların gidişatına ve hızına dair de açıklamalarda bulunan Yıldırım "Soruşturmalar yavaş gidiyor. Yargı mensuplarına da çağrı yapıyorum işi tamamen hukuk normlarında düşünmeyelim. Darbeyi yapan belli, insanları ezip geçen, emirleri veren, bombaları atan belli; o delil bu delil bilmem ne bu bir taktik. Aynen Ergenekon, Balyoz gibi. Emir veren ve uygulayanları toplayın hesabını görün milletin gönlü ferahlasın. Mahkelemelerden beklentimiz, talimatımız değil, beklentimiz: belli olanları yargılayın. Her şey ayan beyan belli, neyi bekliyoruz?" dedi. Önceki gün Afyon'da yaptığı konuşmasında da faizleri değerlendiren Yıldırım, bu kez "Bankacılardan beklediğimiz daha insaflı, gerçekçi, adil olmaları. Merkez Bankası'nın politika faizi belli. Bankalara sorulunca 'zaruri masraflarımızı koyuyuruz' diyorlar. Afyon'daki vatandaş tüketici kredisi almış, yıllık yüzde 25 uygulanmış, bu insafsızlık, vicdansızlık. Hadi 7.5 değil de 9 olsun, bu tefecilik değil de nedir? Ben sahadan aldığım bilgilerle konuşuyorum. Bu yönde şikayetler arttı, taksit yenilemede, kredi açma konusunda bin dereden su getiriyorlar. Onlar güveniyor ki Türkiye Hazinesi borçlanma suretiyle alır geçinir gideriz. Unutmasınlar Hazine bu işi hep yapacak değil. Çağıracağız, konuşacağız. Bizim için önemli olan anlaşmaktır, izahını alacağız." dedi.