Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları çalışanlarından soruşturmalara tepki

Bakırköy Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları hastanesi sağlık emekçileri, "Barış" amaçlı açıklamanın ardından açılan soruşturmalara tepki gösterdi.

Dış Haberler

Bakırköy Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları hastanesi sağlık emekçileri haklarında, 23 Aralık 2015 te KESK, TTB ve DİSK in aldığı ortak karar sonucu iş yerlerinde "Barış" amaçlı gerçekleştirilen basın açıklamasına katılmaları gerekçe gösterilerek, açılan soruşturmaya karşı Bakırköy Bölgesi Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği önünde bir basın açıklaması gerçekleştirdi.

Yapılan basın açıklamasının tamamı şöyle:

Bir süredir Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi çalışanları yürüttükleri sendika ve tabip odası faaliyetleri nedeniyle baskı altında tutulmaya çalışılıyor.

Hastane Çalışanlarının “Savaşa Değil, Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinin Yenilenmesine Bütçe” diyerek katıldığı 10 Ekim Barış Mitinginde katledilen, aralarında üyelerimizin de bulunduğu arkadaşlarımızın  fotoğrafları nedeniyle  Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası 2016 yılı takvimi toplatılmaya çalışılıyor. Barış istediği için katledilen arkadaşlarımızın fotoğrafları  ve  “Barış ve Demokrasiyi Getireceğiz; Katilleri Tanıyoruz Unutmayacağız; Hesabını Soracağız” yazısı anlamadığımız bir nedenle rahatsızlık veriyor.

15 Ocak 2016 tarihinde, önce BİTAM (Bakırköy İnme Tedavi ve Araştırma Merkezi) binasından duvar takviminin indirilmesiyle hastanedeki bütün bölümler telefonla aranarak hukuki bir dayanak olmaksızın Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası(SES) duvar ve masa takvimlerinin kaldırılması istenmiştir.

Muayene odasına ve sağlık çalışanları odalarına çalışanların olmadığı bir vakitte  girilerek sendika afişleri, takvimleri toplatılmıştır.

2016 Nisan-Mayıs ayı içinde, 23 Aralık 2015 günü birçok hastanede ortak ve eş zamanlı olarak  mesai saatleri dışında yapılan ‘Barış’ temalı  “Ruh Sağlığımızdan Olmadan Barış Hemen Şimdi “ basın açıklaması  ile ilgili; Bakırköy Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde,  katılımcılara Genel Sekreterlik tarafından soruşturma başlatılmıştır. Kişilerin soruşturmaya çağırılma şekli, sorulan sorular, insanların kanaatlerinin ve dünya görüşlerinin açıklamaya zorlanması, savunma hakkının kullanılmasına yönelik engeller hukuksuzluğu gözler önüne sermektedir.

Sağlık çalışanları olarak dün ne diyorsak bugün de aynı şeyi diyoruz.

Savaşın yıkıcılığından vazgeçmek ve yeniden barışı tahayyül edebilmek için silahlar hemen susmalıdır.

Bu coğrafyada, bu topraklarda yaşayan insanlar sorunlarını, kana bulamadan, saldırmadan, demokratik yollarla çözmeyi başarabilirler.

Toplumdaki bu savaş rüzgarına teslim olmayıp, yanımızdakilerle bir arada yan yana sağlamca durarak savaşa karşı durma zamanıdır.

Cizre’de yaşamını yitirenler için Karadeniz’de, Karadeniz’den Ege’den yaşamını yitirenler için Diyarbakır’da ağlamadan, insanlığın kadim tarihince devam eden kutsallara saygı göstermeden, kayıplara duyulan yası ortaklaştırmadan, kendi haklılığımızı anlatma ısrarından vazgeçip ötekini dinlemeden, bu ülkenin her yakasında yaşayan insanlar birlikte yaşamak için kararlılıkla hep beraber barış güvercinleri uçurmadan hiçbirimiz güvende değiliz.

Savaş insanın geçmişiyle ve geleceğiyle; en temelde kendisiyle olan ilişkisini değiştirir.Benliğini üzerine kurduğu temelleri etkiler-sarsar. Savaş direk maruz kalınmaksızın da içsel dünyalara yansır. Bu yüzden BARIŞ sadece çatışmaya maruz kalma ihtimali olanlar için değil her birimiz için temel bir gereksinimdir. Mutlu olabilmek için, hayattan alınabilecek tadı alabilmek için elzemdir.  

Tüm bu baskılara karşı biz sözümüzün arkasındayız. “Ruh Sağlığımızdan Olmadan Barış Hemen Şimdi” diyoruz.

Biliyoruz ki bizlere uyguladıkları baskıların nedeni sadece yaptığımız basın açıklaması ve barış çağrımız değildir.

Baskıların nedeni; güvencesiz, kölece, ölümüne çalıştırmaya ve sağlıkta özelleştirmeye karşı, sağlık çalışanlarının hakları ve asistan hekimlerin eğitimi için yürüttüğümüz mücadelemizdir

Baskıların nedeni; taşeronluk adı altında köleleştiren; Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinin yenilenmasi adı altında alana özel sektörün kontrolsüz girişine yol açacak olan “Kamu Özel Ortaklığı”, yap-işlet-devret gibi modellerle kamu kaynaklarını özel sektöre aktaran;   doğayı , kentleri yağmalayan sermayeye karşı mücadelemizdir.

Baskıların nedeni; ölüme karşı yaşamı, savaşa karşı barışı, düşmanlığa karşı kardeşliği, her türlü ayrımcılığa karşı eşitliği savunan, saflarında ırk-mezhep-cinsiyet temelli ayrımcılığa asla izin vermeyen ilkelerimizdir.

Toplumsal sorumluluklarından kaçmıyoruz, milyonlara kölelik, ölüm, yağma ve talandan başka hiçbir şey vaat etmeyen baskıcı düzeniniz karşısında mücadelemize devam ediyoruz.

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası-İstanbul Tabip Odası- DİSK Dev Sağlık İş