Aydın Aydoğan, Erdoğan hakkındaki suç duyurusunun işlemden kaldırılmasına itiraz etti

Haziran Direnişi sırasında polisin attığı gaz bombasıyla ayağından vurulan Aydın Aydoğan’ın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan hakkında yaptığı suç duyurusu işlemden kaldırılmıştı. Savcı, Erdoğan’ın Haziran Direnişi'ne katılanlar hakkında söylediği "çapulcu", "kemirgen", "terörist", "dış mihrakların piyonu" gibi sözlerin ifade özgürlüğü kapsamında olduğunu…

Haber Merkezi

Haziran Direnişi sırasında polisin attığı gaz bombasıyla ayağından vurulan Aydın Aydoğan’ın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan hakkında yaptığı suç duyurusu işlemden kaldırılmıştı. Savcılık, Erdoğan’ın Haziran Direnişi'ne katılanlar hakkında söylediği "çapulcu", "kemirgen", "terörist", "dış mihrakların piyonu" gibi sözlerin ifade özgürlüğü kapsamında olduğunu savunmuştu. Aydın Aydoğan, bunun üzerine yaptığı suç duyurusunun işleme alınmamasına da itiraz etti. 

Savcılık, cumhurbaşkanları hakkında adli makamların soruşturma ve dava açma yetkisinin bulunmadığını, vatana ihanet suçlamasıyla TBMM üye sayısının dörtte üçünün vereceği kararla, Yüce Divan’da yargılanabileceğini anımsattı. 

AYDOĞAN İTİRAZ ETTİ: ERDOĞAN'IN HAKARETİNİN GÖREVLE İLGİSİ YOK

Karara itiraz eden Aydın Aydoğan, Erdoğan’ın Haziran Direnişi eylemine katılanlara “çapulcu, kemirgen, terörist, dış mihrakların piyonu” gibi ifadelerle hakaret ettiğini, halkı kin ve düşmanlığa tahrik ettiğini belirtti.

Aydoğan, “Savcılığın gerekçesinde yer alan anayasanın 105'inci maddesi, cumhurbaşkanının görevi nedeniyle işlediği suçlara ilişkindir. Cumhurbaşkanı hakkında adli makamların kamu davası açma yetkisi bulunmadığı gibi bir düzenleme mevcut değildir. Böyle bir yorum, kişisel suçların cezasız kalmasına neden olmaktadır ve hukuk devleti ilkesine de aykırıdır. Hakaret, kin ve düşmanlığa tahrik gibi suçlar, görevle ilgili değildir” dedi.

Konuyla ilgili soL'a açıklamalarda bulunan Aydoğan şunları söyledi: 

"Benim AKP genel başkanı Erdoğan hakkında yapmış olduğum suç duyurusu, Haziran Direnişi'ne katılanlara yönelik hakaretlerle ilgilidir. Erdoğan 15 Temmuz olaylarına karışanlar ile Haziran Direnişi'ne katılanları karşılaştırarak toplumu bölgesel, mezhepsel, siyasal olarak ayrıştırmaktadır. Ben suç duyurusunda bulunduktan sonra gözaltına alındım. Üstelik beni gözaltına alan polisler, o gün Bahçelievler'de bombalı bir araç olayının meydana geldiği yere götürerek, sanki o olayla ilgili gözaltına alınıyormuşum izlenimi yaratmak istediler. Yani kumpas kurdular. Darp edilerek ters kelepçe takılarak gözaltına alındım. İki gün işkence gördüm. Bana 'Sen kim oluyorsun da koskoca cumhurbaşkanı hakkında suç duyurusunda bulunuyorsun' dediler. 13 günlük darp raporu aldım. Beni darp edenler hakkında da suç duyurusunda bulundum. Tüm bu olaylardan sonra başsavcılık talebimi reddedip suç duyurumu işlemden kaldırmış. Erdoğan'ın sözlerinin fikir özgürlüğü kapsamına girdiğini savunmuş. Bugünler de elbet geçecek. Haziran Direnişi hâlâ en büyük korkuları. Çıkardıkları KHK'lerden bunu anlıyoruz. Oldu olacak tüm adliyelere, mahkemelere de kayyum atasınlar bu iş bitsin."