Alperen'in kreş servisindeki ölümüyle ilgili bilirkişi raporu çıktı: İhmaller zinciri!

İzmir’de kreş servisinde havasızlıktan hayatını kaybeden üç yaşındaki Alperen Sakin’in ölümüyle ilgili hazırlanan bilirkişi raporunda servis görevlisi D.K.’nin eğitimsiz olduğu ve işe alındığına dair bakanlığa bilgi verilmediği ortaya çıktı.

İzmir’de kreş servisinde havasızlıktan hayatını kaybeden üç yaşındaki Alperen Sakin’in ölümüyle ilgili hazırlanan bilirkişi raporunda servis görevlisi D.K.’nin eğitimsiz olduğu ve işe alındığına dair bakanlığa bilgi verilmediği ortaya çıktı.

Çiğli ilçesinde kreş servisinde unutulan ve dokuz saat sonra fark edilen çocuk, havasızlıktan hayatını kaybetmişti. Alperen’in bulunduğu servis aracı korsan çıkmıştı.

Servisin şoförü Tamer İşgören ve kreşin sahibi eşi Yurdagül İşgören tutuklanırken, servis rehberi serbest bırakılmıştı. Kapatılan kreşin müdürü hakkında da yakalama kararı çıkarılmıştı.

Okul yönetimi, polise verdikleri ilk ifadelerinde Alperen’in uyku saatinde uyutulduğunu, uyanmaması üzerine hastaneye götürüldüğünü söylemişti.

Alperen öğretmenleri, çocuğun ölümüyle ilgili gerçekleri anlatmamaları yönünde okul yönetiminden baskı gördüklerini öne sürmüştü.

"BANA GÖRE VASIFSIZ ELEMANDI"

Bilirkişi raporunda, halen tutuklu bulunan ana okulunun sahibi Y.İ.’nin çocukların evlerinden alınıp okula getirilmesinde görevli olan D.K. için ifadesinde şunları söyledi: 

“Haziran ayında işe ben aldım. Bütün çalışanlarımız içini kaymakamlıktan, Milli Eğitim Müdürlüğünden izin alırız. 2 – 3 ay kadar çalıştıktan sonra ya devam edecek ya da ayrılacaktı. Yaz döneminde harçlığını çıkarmak için işe başladı. Eylül ayından itibaren devam etme kararı verilseydi yasal işlemleri yapılacaktı. D.K.’nİn sigorta işlemleri de bu yüzden başlatılmadı. Bu süreç deneme süreciydi. Çünkü bana göre vasıfsız elemandı. D.‘Çocuk Gelişimi’ bölümünü dışarıdan okuyan genç bir kızımızdır.” 

D.K ise ifadesinde iş görüşmesine ilk geldiğinde, “Servise çıkabilir misin?” diye sorulduğunu, kendisinin servis işini hiç bilmediğini söylediğini anlattı.

"BİR BUÇUK HAFTA SONRA SERVİSE ÇIKMAYA BAŞLADIM"

Servis görevlisi D.K. ifadesine şöyle devam etti: 

“Ancak Y. Hanım, okuldaki öğretmenlerin bana yardımcı olacağını söyledi. İşe başladıktan bir buçuk hafta sonra servise çıkmaya başladım. Araç park edildikten sonra öğrencilerin okulun bahçesine girişine yardımcı olacak görevli yoktu. Bina girişinde görevli öğretmenimiz olurdu. Sabahları öğrencileri okula getirirken, kaç öğrenci aldığımızı saymazdık. Bu yüzden inerken de herhangi bir yoklama alınmazdı. Benim çocukların okula girip girmediğini görme şansım olmuyordu. Aracın içini kontrol etmezdim. Bunu aracı kilitleyen T. abi yapardı.” 

D.K., ifadesinde 13 kişilik servise 25 – 30 arasında öğrenci aldıklarını aktardı.

"ACİL DURUM EYLEM PLANI YAPILMAMIŞ"

Bilirkişi raporunda şöyle dendi: 

“Özel Sevgi Yumağı Anaokulu kurucusu olan Y.İ.’nin kurumun mesül müdürünün okulda bulunmadığı dönemde, okul içindeki gerekli kontrolleri tam olarak yapmadı. İnisiyatif tamamen çalışanlara bırakılmış, olay günü sabah saati okulda yoklama sorgulanmamış, D.K.’nin okula 2 Mayıs 2017 tarihinde işe başlatılmasına rağmen gerekli bildirimlerde bulunulmamış, yeterli eğitim verilmemiş, yine aynı personel için verilen ifadede; ‘Çünkü bana göre vasıfsız elemandı’ şeklinde nitelendirilmesine ve yaşı da tutmamasına rağmen ‘servis ablalığı’ görevinde çalıştırılmış. Ailelerden teslim alınan çocukların okula varışında gerekli karşılama yapılmamış. Yoklamanın erken saatte alınmaması sorgulanmamış. Kurumda acil durum eylem planı yapılmamış. İlk yardım müdahalelerinde bulunacak personel yetiştirilmemiş.” 

Rapor sonrasında okul sahibi Y.İ., eşi servis aracı şoförü T.İ., mesul müdür B.G., öğretmen A.G., ‘asli kusurlu’ bulundu. D.K.’nin ise ‘tali kusurlu’ olduğuna karar verildi.