AKP'nin kadın derneği şeriat istiyor

AKP'li kadınların derneği KADEM, müftülere nikah kıyma yetkisi veren kanun tasarısını savundu. Çünkü KADEM, şeriat istiyor.

Haber Merkezi

“Nüfus Hizmetleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı”, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlığı'na sunuldu. Tasarıyla Nüfus Hizmetleri Kanunu’nda bulunan tanımlar gözden geçirilerek, ifadeler güncelleniyor. Tasarının AKP’nin şeriat düşlerine en çok yakınlaştığı yeri ise, il ve ilçe müftülerinin de, evlendirme memurları arasına eklenme önerisi.

AKP’li kadınların derneği Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) de, tasarı hakkında bir açıklama yayınladı ve yasanın “evlilik akdinin yaygınlaşmasını kolaylaştıracağını” söyledi. 

Açıklamada; “Yasa tasarısında önerilen değişiklik, evlenme şartlarını, evlendirme memurlarının hak ve vecibelerini kısmen ya da tamamen hiçbir şekilde ortadan kaldırmamakta; bilakis, aynı yükümlülüklerle evlendirme memurlarında seçenekleri çoğaltmaktadır. Bu çerçevede, bu yetkiyi istismar eden diğer yetkililerin olduğu gibi il ve ilçe müftülüklerinin de yasalara aykırı davranmaları halinde cezai yaptırımlarla karşılaşacakları açıktır. Gelişmiş Batı ülkelerinin hemen tamamında, evlilik akdinin yaygınlaşması amacıyla kilise, havra vb. dini merasimlerle yapılan evliliklerin resmi olarak tanındığı bir vakıa ve hakikattir" ifadeleri yer aldı.

KADEM, Sümeyye Erdoğan'ın başkan yardımcılığını yaptığı bir AKP kurumu. Misyonunu, kadının aile içinde anlamlı olduğunun altını kalınca çizerek anlatan dernek şöyle diyor; "Kadının aile içi ve sosyal rollerinin dengelenmesi adına, kadın hakları ve fırsat eşitliği konusunda toplumda ortak bir bilinç oluşturulmasını sağlamak... Kadın ve aileyle ilgili olarak hayatı anlamlandıran sağlık, hukuk, çevre, sanat, spor, medya, ahlaki değerler gibi her konuyu çalışma sahası içerisinde kabul etmek, Kadınların aile içinde, ekonomik, sosyal ve kültürel hayatta üretken bireyler olmalarını desteklemek..."

Açıkça görülüyor ki KADEM için kadının, evin içinde, ailenin içinde var olması bekleniyor. Kadın içeride bilinçlenecek, içeride üretken olacak, içeride fırsatların eşitliğinden söz edecek, rolleri içeride dengelenecek. AKP'li topraklarda, kadına dışarıda bir hayat yok, dışarısı için bir iddia yok. Bu nedenle, müftülere nikah kıyma yetkisi hakkında söyledikleri şaşırtıcı değil, içerisi/ailenin içindeki kadın, KADEM'in konusu.

İMAMA İKNA OLMADIN MI; PAPAZ, HAHAM VERELİM

Bilindiği üzere müftülük, Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı olarak işleyen bir kurum. Görevlerini ise şöyle tanımlıyorlar; “… toplumu din konusunda aydınlatmak; inanç, ibadet ve ahlâk esasları ile ilgili işleri yürütmek ve ibadet yerlerini yönetme.”

Bu görev tanımından yola çıkarsak anlıyoruz ki, Medeni Kanun'un sınırlarını çizdiği resmi nikah da, el çabukluğuyla dinle ilgili bir mesele oluvermiş. Görmek zor değil; kişilerin bireysel inanç dünyasından çıkan din, bir kez daha toplumsal yaşantıyı, hukuku belirlemeye çalışıyor. Üstelik bunu kendi sınırında ısrar ederek değil, Medeni Hukuk sınırına sızarak, orada anlam kazanmaya çalışarak yapıyor. Bu nokta, mücadelenin de başlaması gereken yer. 

KADEM'in açıklamasında ise; AKP’li kadınlar, yüzlerce yıllık bir çürümenin mabedi olan kurumları, kilise/havra nikahını, imamın nikah kıymasına ikna olmayan “uyumsuzlar”a örnek gösteriyor. İmam itici mi geldi, papaz ve haham da aynı şeyi yapıyor deniliyor.

KADEM 'ÇOCUK İSTİSMARI' İTİRAZINA YANIT DAHİ VERMİYOR

Tasarıya dönük tepkilerden bir bölümü, kız çocuklarının gericiliğin açık hedefi haline getirilişini kolaylaştıracağı yönünde oldu. Müftülerin yetkilendirilmesiyle birlikte, çocuk yaşta zorla evlilikler artabilecek, çok eşlilik teşvik edilebilecekti. Bir adım ötede ise velayet, miras gibi medeni hukukun çerçevesini çizdiği, kadının yaşamını ilgilendiren temel konular duruyordu.

Ancak kız çocuklarına nikah kıymakta bir beis görmeyen imamların, tasarıyla birlikte çocuk yaşta zorla evliliklerin normalleşmesinde buzkıran görevi yapacağı KADEM'in açıklamasında yer bulmadı. Dinin onay mekanizmaları altında istismar edilen kız çocuklarının, tasarıyla birlikte bir adım daha "resmi" bir istismara maruz kalacakları KADEM'in gündemine girmedi.

Belli ki AKP'li kadınlar için, çocuk yaşta zorla evlilik yok, dinsel kuralların izni var. Velayet, miras ve hatta boşanma ise; gelecek şer'i günlerin konusu olmalı.

ŞERİAT İSTİYORLAR

Dinin, dinle ilişkili kavramların, anlayışların, kurumların; kişilerin yaşamına, onlarla ‘yalnız kaldıkları’ anın dışında girmeye çalıştığı her an, ılımlı ya da az tartışmasına hapsedilemeyecek kadar şiddetli bir tahakkümün aracı. Bir din görevlisinin toplumsal yaşamda kaplayacağı yerin teolojik tarifi, kabul edilebilecek bir zemin değil, kökten bir şekilde reddedilmeli.  İlericiliğin tartışmasız sınırını bu noktada bir kez daha vurgulamak önem kazanıyor.

Israrla söylemek gerekiyor. Müftülüklerin nikah kıyması, laiklik ilkesiyle bağdaşmaz. AKP'nin bu hamlesi, ülkedeki kadın ve erkek ilişkilerine, kız çocuklarının yaşam haklarına dönük de dinsel bir dayatmadır. Şeriatın sistematik adımlarla, dini kaideler bütünü olarak yaşamı belirler hale gelmesidir.

"Yanlış anladınız yahu, bakın Batı'ya" diyen AKP'li kadınlar, esasen şeriat istemektedir.