AKP'den eğitime çok kapsamlı gerici saldırı: Sosyal etkinlikler yönetmeliği!

Dün Resmi Gazete'de yayımlanan MEB Yönetmeliği, AKP'nin eğitimdeki gerici saldırısına ilişkin oldukça kapsamlı maddeler içeriyor. AKP'nin hazırladığı yeni düzenlemede tiyatro, satranç, kitap okuma, dans ve müzik gibi vurgular yerini sadece "milli ve manevi" değerlere bırakıyor.

Kadir Sev

Resmi Gazetenin dünkü sayısında (8 Haziran 2017) Milli Eğitim Bakanlığı Sosyal Etkinlikler Yönetmeliği yayımlandı.

Yeni yürürlüğe giren Yönetmelikle, 1995 tarihli sosyal ve kültürel yarışmalar ve 2005 tarihli sosyal etkinlikler adındaki iki yönetmelik yürürlükten kaldırıldı; sosyal etkinlik ve yarışma kuralları, eğitimin gericileştirilmesine elverişli olacak bir anlayışla yeniden düzendi.

Gericiliğin örülmesinde önemli sayılması gereken bu Yönetmeliğe kısaca göz atmakta yarar var:

Yürürlükten Kaldırılan 1995 Tarihli Yönetmelikle Satranç, Müzik, Dans Yarışmaları Vardı.

1995 tarihli Sosyal ve Kültürel Yarışmalar Yönetmeliği ile satranç; halk oyunları ve halk müziği; Türk sanat müziği; batı müziği gibi alanlarda beste, icra, dans yarışmalarının düzenlenmesi öngörülüyor ve kuralları belirleniyordu.

Yeni Yönetmelikte bu alanlar özel olarak sayılmıyor. Onun yerine şöyle bir tanım yapılmakla yetinilmiş;

“Sosyal etkinlikler ve diğer ders faaliyetleri kapsamında öğrencilerin ilgi ve yeteneklerine göre kendilerini geliştirmelerine, millî ve manevî değerleri benimsemelerine, mesleğe ve geleceğe hazırlanmalarına, kendilerine güven duyabilmelerine, dili etkili kullanma becerilerinin gelişmesine, bilimsel düşünce ve inceleme alışkanlığı kazanabilmelerine imkân sağlamak, sosyal ilişkilerde anlayışlı ve saygılı olma bilinci geliştirmek amacıyla çeşitli müsabaka ve yarışmalar düzenlenebilir.”

Aslında bu maddenin benzeri yürürlükten kaldırılan 2005 tarihli Sosyal Etkinlikler Yönetmeliğinde de vardı. Ancak bu yönetmelikle “milli manevi değerleri benimseme…” gibi amaçlar eklenerek gericilik için bugüne değin yaptıklarına yasal kılıf oluşturulmaya çalışılmış.

Maddeyi sadeleştirip ekleri öne çıkararak okuduğumuzda yukarıdaki sözler somutlaşıyor; “millî ve manevî değerleri benimsemelerine (….) imkan sağlamak (….) amacıyla yarışmalar düzenlenebilir”

Yarışma konularının, özel olarak sayılmamış olması yasaklandığı anlamına gelmiyor. Bu maddeye dayanılarak satranç, müzik, dans yarışmaları da yapılabilir elbette. Ancak AKP zihniyetinin dışavurumunu yansıtan bu sözlerin; okul yöneticileri için uyarı anlamı taşıyor olabileceği gözlerden kaçmamalı.

ANA OKULLARINDAKİ GERİCİ ETKİNLİKLERE YASAL KILIF

2005 yılında çıkarılan yönetmelik yalnızca ilköğretim ve ortaöğretim öğrencilerini kapsıyordu. Yeni yönetmelikte; “her tür ve seviyedeki (…..) örgün ve yaygın eğitim kurumları” sözleri eklendi.

Aşağıda sıralanan Yasa ve yönetmeliklere baktığımızda 36 aylık çocukların bile bu Yönetmeliğin kapsamına girdiği anlaşılıyor.

1739 Sayılı Milli Eğitim Temel Yasasının 18. Maddesine göre; “Örgün eğitim, okul öncesi eğitimi, ilköğretim, ortaöğretim ve yükseköğretim kurumlarını kapsar.”

Millî Eğitim Bakanlığı Okul Öncesi Eğitim Ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinde ise bu kurumlar şu sözlerle tanımlanır;

Okul öncesi eğitim kurumu: Okul öncesi eğitim çağı çocuklarına eğitim veren anaokulu, ana sınıfı ile uygulama sınıfını;

Anaokulu: “36-66 aylık çocukların eğitimi amacıyla açılan okulu,” ; Ana sınıfı ise: 48-66 aylık çocukların eğitimi amacıyla örgün ve yaygın eğitim kurumları bünyesinde açılan sınıfı”.

Sosyal Etkinliklerin Amacı:

Şimdi de 36 aylık çocuktan başlayıp, ortaöğretimin bitirilmesine değin yapılacak sosyal etkinliklerin amacına bakalım.

Yönetmeliğin 1. Maddesinde, güven ve sorumluluk duygusunu geliştirmeye; yeni ilgi alanları ve beceriler oluşturmaya; sosyal, kültürel, sanatsal ve sportif alanlarda yetkinlik (…. ) gibi amaçlardan söz edildikten sonra sıra gerçek niyetlerine geliyor; “millî, manevî, ahlaki, insanî ve kültürel değerleri kazandırmaya yönelik (….) etkinlikler”

Bu sözlerin, gericiliğin şifreleri olduğu AKP İktidarlarında yüzlerce, binlerce kez kanıtlandı.

GÖNÜLLÜLER KİM?

Yönetmelikte, daha önce hiçbir yasal belgede olmayan “gönüllü” denilen bir terim ve tanımı var.

Tanım şöyle; “Tamamıyla kendi isteği doğrultusunda, dayanışma ve yardımlaşma amacıyla bireysel çıkarlarını gözetmeksizin hiçbir maddi beklentisi olmadan sadece topluma faydalı olmak arzusuyla fiziksel gücünü, zamanını, bilgi birikimini, yeteneğini ve deneyimini kullanarak öğrenci kulübü ve toplum hizmeti çalışmalarına katkı sağlayan veli, kişi, üniversite, kurum ve kuruluşları,”

Daha önceki yasal düzenlemelerde “Gönüllü veli” denilen ve okul aile birlikleri aracılığıyla okul yönetiminde etkili bir yapı vardı. Yeni yönetmelikte tanımlanan “gönüllü”, öğrenci velisi değil.

Böyle bir tanım, insanın aklına ister istemez, bilinen bir takım vakıf ve derneklerin okullarda daha pervasızca dolaşabileceği bir ortamın yasal kılıfının oluşturulmaya çalışılması geliyor.

Yönetmelikte, gönüllülere okul aile birliği gibi birliklerde görev almasına ilişkin bir kurala yer verilmemiş. Ancak, bu gibilere etkinliklerin parasını ödeyebilecekleri öngörülüyor. Parayı veren, okul yönetimlerinin yapacağı etkinliğin planlanması ve yönetilmesi sürecinde elbette etkili olur. Bu tür alışkanlıkların AKP’nin genlerinde olduğunu unutmayalım.

Sözgelişi; “öğrencilerin bilgi, görgü ve yeteneklerini geliştirmek (….)tarihi ve kültürel gezilerle öğrencilerde medeniyet tasavvuru oluşturmak amacıyla yurt içi ve yurt dışı geziler düzenlenebilir” deniyor. Medeniyet tasavvuru oluşturmak gibi ulvi bir amaç uğruna hac, umre, cami, türbe, yatır ziyaretlerini finanse etmek için hayırsever işadamları birbirleriyle yarışırlar.

Sosyal Etkinlikler

Yürürlükten kaldırılan 2005 yılındaki Yönetmelikte sosyal etkinliklerin amacı başlıklı bir madde vardı. İnsan haklarına ve demokrasi ilkelerine saygı duyma; Çevreyi koruma bilinciyle hareket edebilme; Planlı çalışma alışkanlığı edinme; Kendine ve çevresindekilere güven duyabilme; Savurganlığı önleme, tutumlu olma; sorumluluk alabilme; toplumsal sorunlarla ilgilenebilmek; çözümüne katkı sağlayacak nitelikte projeler geliştirme ve uygulayabilmek gibi amaçlar sıralanıyordu.

Yeni yönetmelikte sosyal etkinliklerin amacı başlığını taşıyan bir madde yok. Amaç konusu, Yönetmeliğin 5. Maddesindeki şu sözlerle geçiştiriliyor: “Eğitim kurumlarında yürütülecek tüm sosyal etkinlikler 1739 sayılı Kanunda yer alan Türk millî eğitiminin genel ve özel amaçları ile temel ilkelerine uygun olarak düzenlenir”

Oysa eski yönetmelikte Sosyal etkinliklerin ilkeleri, yukarıda sözü edilen amaçlara uygun olarak çok kapsamlı olarak düzenleniyordu.

Yönetmeliğin, Sosyal Etkinliklerin Alanı başlıklı 7. Maddesinde yine milli manevi değerler kavramıyla karşılaşıyoruz; “ (….), millî, manevi ve kültürel değerleri yaşatmak, yaygınlaştırmak ve bu değerlerin yeni nesillere aktarımını sağlamak,”

Öğrenci Kulüpleri

2005 tarihli Yönetmelikte öğrenci kulüplerinin etkinlik alanları özetle şöyle sıralanıyordu, satranç, bilardo gibi zekâ oyunları; aile ve çevreye ekonomik katkıda bulunulmasını sağlayacak, ipek böceği, mantar, kümes havyarı yetiştirmek; halı, kilim, kumaş dokumak; eski eserleri, yazma kitap ve levhaları toplamak; ören yerlerini incelemek; milli folklor ürünlerini araştırmak, ….

Yeni yönetmelikte bu etkinliklerin adı geçmiyor. Şu sözlerle yetinilmiş; “çevrenin ekonomik, sosyal, kültürel ve coğrafi özellikleri ve öğrencilerin istekleri de dikkate alınarak eğitim kurumunun türü, imkân ve şartları ölçüsünde….”

Toplum Hizmeti

Yürürlükten kaldırılan 2005 tarihli Yönetmelikte, Türkçeyi doğru, güzel, etkili kullanma bilinci; kitap okuma alışkanlığı; çevreyi korumak, güzelleştirmek, parklar oluşturmak, tarihi kültürel değerleri korumak, amaçlarıyla yapılacak etkinlikler madde madde sıralanıyor. Oysa yenisinde kalıp sözlerin yer aldığı bir cümleyle geçiştiriliyor.

Yayınlar

Yürürlükten kaldırılan 2005 tarihli Yönetmelikte, okulların yayınlarıyla ilgili çok ayrıntılı kurallara yer veriliyordu. Dilin özenli kullanılması; önemli bilim adamlarının tanıtılması gibi konuların yanısıra, okulda yapılmış olan tiyatro vb etkinliklerden söz edilmesi öngörülerek, hem sanat etkinliklerinin daha sık düzenlenmesi özendiriliyor hem de öğrencilerin sanat kültürlerinin ve zevklerinin geliştirilebilmesinin ortamı hazırlanıyordu.

Gösteri, Konferans, Panel, Tiyatro…..

Yürürlükten kaldırılan 2005 tarihli yönetmelikte, konferans; panel; tiyatro; defile; sergi; kermes gibi etkinlikler de düzenleniyordu. Yönetmeliğin 25. Maddesinde amaçlar şu sözlerle açıklanıyordu; “Öğrencilere, Türk Millî Eğitiminin genel amaç ve temel ilkelerine, onların gelişim düzeylerine uygun öğretici, estetik duygularını güçlendiren ve güzel sanatlara ilgilerini çeken çeşitli gösteriler düzenlenir”

Yeni yönetmelikte bu tür etkinliklerden söz edilmiyor. Çünkü ne inceltilmiş zevki olanlara, ne sanata, ne toplumsal konularda kafa yoranlara, ne de doğru düşünebilenlere gereksinme duyuyorlar. Gereksinme duymayışları bir yana, kendilerine zarar vereceğini bildikleri için düşünen insana düşmanlıklarını esirgemiyorlar.

Milli Bayramlar – Belirli Günler Haftalar:

Eski Yönetmelikte kutlanacak belirli gün ve haftalar ile bayramlar ayrı başlıklarda düzenlenmişti.

Bayram günleri şöyle sıralanıyor ve o günlerde yapılacak kutlamalara ilişkin kurallar öngörülüyordu: 29 Ekim Cumhuriyet; 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk; 19 Mayıs Atatürk’ü Anma ve Gençlik ve Spor; 30 Ağustos Zafer Bayramı; Yerel Kurtuluş Günleri.

Yeni yönetmelikte milli bayramların kutlanmasına ilişkin bir düzenleme yer almıyor. AKP’nin yasakçı tavrını dikkate alırsak, bunun özel bir anlamı olduğu konusunda hiç kuşku duymayız.

Bayramlar düzenlenmemiş ama eski Yönetmelikte 36 belirli gün ve hafta sayılırken yenisinde bu sayı 54’e çıkmış.

Birkaç örnek verirsem eklenenlerin amacı konusunda bir fikir oluşabilir. Önce 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Gününü saymalıyız. İstanbul’un fethi; Kut’ül Amare zaferi (Osmanlı Ordusunun 1916 yılında Irak’ta İngilizlere karşı kazandığı ); Etik Günü; Çevre koruma haftası; Anneler günü; Babalar Günü; Kutlu Doğum Haftası, diğerleri.

Bunun yanısıra eski yönetmelikteki 18 Mart Çanakkale Şehitlerini anma günü “Şehitler günü” olarak değiştirilmiş. 14 Nisan Şehitler Haftası ise kaldırılmış.

Bayrak Töreni ve Kıyafet:

Eski yönetmelikte bayrak törenine katılan yönetici, öğretmen, öğrenciler ile diğer görevlilerin; "Millî Eğitim Bakanlığı ile Diğer Bakanlıklara Bağlı Okullardaki Görevliler ve Öğrencilerin Kılık Kıyafetlerine İlişkin Yönetmelik" hükümlerine uygun bir kıyafetle” katılması öngörülüyordu.

Yeni yönetmelikte böyle bir kurala yer verilmiyor. Öğrenci, görevli ve öğretmenlerin bu yönetmeliğe zaten uymaları gerektiği öne sürülerek gereksiz bir düzenlemenin kaldırılmış olmasından söz edilebilir belki ama bence kimse inanmaz: Kılık kıyafet, özgürlükler öne sürülerek olabildiğince serbestleştirildi. Kıyıda köşede kalmış olanlar da karşılaşıldıkça temizleniyor.