AİHM kararı yok sayıldı, Saçılık'ın kopan kolunun bedeli icrayla geri istendi

Burdur Cezaevi’ne 2000’da düzenlenen katliam gibi operasyonda, cezaevi duvarını yıkmaya çalışan dozerin kepçe darbesiyle kolu kopan, önce kopan kolu için ödenen tazminatın geri alınmasına, sonra da Burdur Cezaevi’nin yıkılan duvarının bedelini ödemesine karar verilmesi büyük tepki uyandıran Veli Saçılık’ı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) kararı da koruyamadı. AİHM’nin, Saçılık hakkında…

Milliyet Gazetesi'nden Gökçer Tahincioğlu'nun haberine göre, Burdur Cezaevi’ne düzenlenen, Saçılık’ın kolunun koptuğu, çok sayıda mahkumun işkenceye maruz kaldığı operasyondan sonra açılan soruşturmalarda askerler, komutanlar ve gardiyanlar hakkında takipsizlik kararı verilmişti.

Olaydan sonra tek dava, dozer operatörü hakkında açılmış ancak beraatle sonuçlanmıştı. Saçılık’ın İçişleri ve Adalet bakanlıkları aleyhinde açtığı davada mahkeme, idareyi kusurlu bularak önce 150 bin TL tazminata hükmetmiş, ancak bu para ödendikten yıllar sonra Danıştay, Saçılık’ı, “isyana katıldığı” iddiasıyla kusurlu bulmuştu. Saçılık’ın parayı faiziyle geri ödemesi kararlaştırılmıştı. Saçılık’ın karar düzeltme başvurusunu Danıştay 10. Daire, geri çevirmişti. Böylece Saçılık’ın aldığı tazminatı geri ödemesi kesinleşmişti. 

Saçılık hakkında bir dava da dozerin duvarı yıkması nedeniyle açıldı ve duvar parası olarak 61 mahkumdan faiz artışları hesaplanarak 250 bin TL istendi. Bu süreçte cezaevine girmesine neden olan olayla ilgili davadan beraat eden ve kamu görevlisi olarak çalışan Saçılık, tek ulaşılabilen davalı oldu. Saçılık, bu davada da suçlu bulundu ve zararı ödemesi kararlaştırıldı.

AİHM LEHİNE KARAR VERDİ

Saçılık’ın AİHM’ye başvurdu ve haklı buldu. AİHM kararında, “Hükümetin Saçılık’a maddi ve manevi tazminat olarak ödenen meblağın geri alınmasına ilişkin tüm taleplerinden ve Saçılık tarafından açılan idari davada Adalet Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı’nın kendilerini savunmaları dolayısıyla gerçekleşmiş olabilecek masraf ve giderler açısından tüm ilave miktarlara ilişkin tüm taleplerinden feragat etmesine; devlet tarafından Saçılık’a masraf ve giderler için, yukarıda belirtilen üç aylık süre içerisinde, ödeme tarihindeki döviz kuru üzerinden 10 bin euro ödenmesine kararı verilmiştir” denildi.

AİHM KARARI YOK SAYILDI

Hayata Dönüş katliamı başta olmak üzere tüm cezaevi operasyonları ile sokak olaylarında devlet, gösteriyi başlatanların zarardan sorumlu oldukları tezi üzerinden savunma yapıyor. Devlet, bu davalarda oluşan zararları tazmin etmeye yönelmediği gibi, oluşan zararların da eyleme katılanlardan tahsili konusunda davalar açıyor. Devletin sorumluluğuna işaret eden söz konusu AİHM kararı ise açık biçimde devletin bu savunmasına itibar edilemeyeceğini ve zararların tazmininin gerektiğine işaret ediyor. Yargı organlarının da AİHM içtihatlarına rağmen bu yönde kararlar alınamayacağına işaret ediyor.

Ancak AİHM’nin anayasanın 90. maddesi uyarınca verdiği bağlayıcı nitelikteki bu karara rağmen Saçılık’a, Ankara 5. İcra Müdürlüğü’nden ödeme emri geldi. Yazıda, Saçılık’ın 3 gün içinde 240 bin 320 TL’yi, icra müdürlüğünün hesabına yatırması, aksi takdirde borcunun temerrüde düşeceği belirtildi. İcra takibini İçişleri Bakanlığı’nın başlattığı anlaşıldı. Adalet Bakanlığı’nın da icra takibi başlatacağı ve Saçılık’ın borcunun sadece “kol davasından” dolayı 500 bini bulacağı kaydediliyor.