Adil Öksüz'ün serbest bırakılması soruşturmasında ilginç detaylar

15 Temmuz darbe girişiminin "kilit" ismi firari Adil Öksüz'ün, yakalandığında "FETÖ imamı" olduğunun öğrenildiği ancak bu bilginin dönemin İstihbarat Şube Müdürü Alp Arslan tarafından üst makamlarla ve adli mercilere iletilmediği ortaya çıktı.

Darbe girişiminin "kilit" isimlerinden Adil Öksüz’ün serbest bırakılmasına ilişkin hazırlanan iddianamede, Öksüz’ün "FETÖ imamı" olduğunun gözaltındayken bilindiği, buna rağmen savcılığa bilgi verilmediği belirtildi.

Öksüz’ün serbest bırakılmasına ilişkin 13’ü asker, 14’ü emniyet personeli ve biri başbakanlık müşaviri olmak üzere toplam 28 kişi hakkında iddianame hazırlanmıştı.

Hürriyet’ten Mesut Hasan Benli’nin haberine göre Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Ramazan Dinç’in hazırladığı iddianamede ilginç ayrıntılara yer verildi.

Buna göre darbe girişiminin başarısız olmasının ardından Akıncılar 4’üncü Ana Jet Üssü’ndeki askerlerin kaçmaya başladığı ihbarları yapılınca Kazan jandarması ekip oluşturdu. Üç kişilik ekip ‘FETÖ’nün sivil imamı’ denen Nurettin Oruç ve Hakan Çiçek’i, daha sonra da bir tarla yolunda elinde valizle yürüyen Adil Öksüz’ü yakaladı. Ankara emniyeti istihbaratından polis Serter Koçak Öksüz’den şüphelendi. Koçak, istihbarat daire başkanlığında görevli Bilge Kağan Aksoy’dan ‘Adil Öksüz’ün kim olduğunu sorgulamasını’ istedi, Aksoy da Koçak’a Öksüz’ün ‘FETÖ’nün mahrem imamı olduğu’ bilgisini aktardı.

Jandarma karakolunun bahçesinde bulunan görevlilerin ve şüphelilerin duyacağı şekilde Öksüz’ün ‘FETÖ’nün mahrem imamı’ olduğunu söyleyen Koçak, Öksüz’e de, “İmamsın oğlum, bundan sonra sen bizdesin, seninle daha sonra özel ilgileneceğim” dedi.

Koçak bilgiyi üst amiri Gökhan Yücel’e, Yücel de halen şüpheliler arasındaki dönemin İstihbarat Şube müdürü Alp Arslan’a bildirdi. Yücel bu bilgiyi ‘FETÖ’yle mücadele konusunda görevli başkomiser Mehmet Akbaş’a da aktardı.

Ancak Arslan, Öksüz’le ilgili bilgiyi il emniyet müdürü, vali, il emniyet müdürlüğünün adli birimine, terörle mücadele şube müdürlüğüne ve cumhuriyet başsavcılığına bildirmedi.

Karakoldaki 29 şüphelinin 18’i emniyete götürüldü, geri kalan 11 kişi de daha sonra gelen polis aracına bindirildi. Sivil polis Erhan Cihangir’in “Onu götürmeyin” dediği Öksüz, karakol önündeki duvarın dibine getirildi.

Öksüz’le birlikte 11 şüpheli, Kazan İlçe Jandarma Komutanı Murat Bozdoğan’ın talimatıyla 17 Temmuz’da saat 02.00 sıralarında Sincan adliyesine götürüldü.

MAVİ DOSYAYI SAVCILIĞA VERMEDİLER

Şüpheli Osman Gök adlı polis memuru nezaretteyken Öksüz’e ait cep telefonunu vererek görüşmeler yapmasını sağladı, Öksüz’ün bilgilerinin yer aldığı şeffaf mavi renkli dosyanın savcılığa teslimini de önledi.

Bu arada adliyeye getirilen 100 şüpheliden de yalnızca Öksüz adli kontrolle serbest bırakıldı, sivil olmasına rağmen savcılığa sevk yazısında diğer 98 şüpheli gibi asker olduğu yazıldı.

DÖNEMİN BAŞBAKANLIK MÜŞAVİRİ ZİYARET ETMİŞ

Şüpheliler arasında yer alan, daha sonra görevden alınan başbakanlık müşaviri Ali İhsan Sarıkoca gözaltındayken Öksüz’ü ziyaret etti.

İddianameye göre Sarıkoca ifadesinde şunları söyledi: “Kendisine ‘Bu kadar sivil vatandaşı İslamiyetteki hangi kritere dayanak öldürdünüz’ diye sordum. Adil Öksüz bana cevaben ‘Biz bunları tasvip etmiyoruz’ dedi. Her şeyi anlatması gerektiğini söyledim. Bu sayede belki ahiretini kurtarabileceğini söyledim. Başını eğip sessiz kaldı.”

İddianamede, Sarıkoca’nın 17-25 Aralık sürecinde Banka Asya’ya 21 bin 930 lira yatırdığı bilgisi de yer aldı.