31 Mart'ı Doğan Avcıoğlu'nun gözüyle hatırlamak: 31 Mart'ta yabancı parmağı

"İngiliz basını ve İstanbul’daki İngiliz Sefareti ayaklanmayı ellerinden geldiği kadar desteklemişlerdir. Mustafa Kemal: Dictateur yazarı Philippe de Zara’ya inanmak gerekirse, başta Fitzmaurice olmak üzere, Intelligence Service, 31 Mart Ayaklanmasına yardım etmiştir."

Haber Merkezi

Editörün Notu: Eski takvime göre 31 Mart 1325'te (13 Nisan 1909) gerçekleşen Meşrutiyet karşıtı gerici ayaklanmanın önemli bir boyutunu, dış güçlerle ilişkisini, Doğan Avcıoğlu 1969 yılında  yayımladığı 31 Mart'ta Yabancı Parmağı başlıklı çalışmasında ele almıştı.

Gericiliğin tarihimizdeki en cüretkar meydan okumalarından biri olan 31 Mart'ın gerçekleşmesinde kapitalist sistemin tepesinde yer alan İngiltere'nin rolünün incelendiği bu çalışmanın "31 Mart'ı 'Intelligence Service' düzenledi" (Intelligence Service: İngiliz Gizli Servisi) başlıklı yedinci bölümünü soL okurlarıyla paylaşıyoruz. Avcıoğlu, 31 Mart'a pek bakılmayan bir pencereden bakıyor ve bu olayı Osmanlı'nın paylaşılması sürecinde İngiltere-Almanya çekişmesi üzerinden inceliyor. Avcıoğlu'nun analizi, bu başlıklara ek olarak, Türkiye'de o dönemdeki ilerici güçlerin sınırlarını da resmeder nitelikte olması açısından önem arz ediyor.


YOBAZLARIN PATRONU FITZMAURICE

31 Mart irtica olayı, Almanya’nın lehine sonuç vermiştir, fakat ayaklanmanın baş aktörünün İngiltere olduğundan pek az şüphe edilebilir. Daha önce de gördüğümüz üzere, o günlerin lider emperyalist devleti, İttihatçıların balayı hayallerine rağmen, milliyetçi eğilimleri dolayısıyla onları kuşkuyla karşılamış ve milliyetçi harekete karşı olan her türlü yerli unsurla işbirliğine yönelmiştir. Hüseyin Cahit Yalçın’ın deyimiyle, “Meşrutiyetin ferdasında Abdülhamit’in zulmüne düşman olduğu zannolunan İngiltere’nin İstanbul sefirinin arabasını, hürriyete kavuşmuş Türkler, beygirleri çıkararak sokaklarda çekmişlerdir. Fakat İstanbul’daki İngiliz Sefareti, İttihatçıları, “Chauvin”, müfrit nasyonalist ve müfrit vatansever bularak muhalefeti teşçi etmişlerdir.” (1) 

Ahmet Emin Yalman da, İngiltere ve müttefiki Rusya’nın İttihat ve Terakki’ye karşı tutumunu şöyle değerlendirmektedir:

“İngiltere ve Rusya, Türkiye’nin bütün hoşnut olmayan unsurlarıyla birleştiler. Bunlar arasında Ermeniler, Rumlar, Kürtler, Çerkezler ve Arnavutlar gibi ırki ve dini azınlıklar, eski rejim mensupları, dinsel bağnazlar, muhalif basın liderleri, yeni rejimden umdukları nimetleri bulamayanlar, prensip itibarıyla gizli komiteye karşı çıkan bazı aydınlar bulunmaktaydı. (…) Seçimlerde, Rus ve İngiliz siyasi ajanları, aktif biçimde muhalefet adaylarının kazanması için çalışmaktaydı.” (2)

İngilizlerin İttihatçılara karşı destekledikleri lider, “Çılgınlık derecesinde İngiliz taraftarı” dedikleri ihtiyar Kamil Paşa’dır. Meşrutiyet’in ilanından kısa süre sonra, Kamil Paşa ile İttihatçıların arası açılınca, İngiliz basını, İttihat ve Terakki ile gizli komite aleyhine şiddetli bir kampanya açmıştır. Kamil Paşa’nın 31 Ocak 1909’da düşürülmesi üzerine, İttihatçıların “İngiltere’yle dostuz”teminatına rağmen, kampanya şiddetlenmektedir.

İstanbul’daki İngiliz Sefareti ise, Kamil Paşa’yı tekrar iktidara getirmek için tertiplere girişmiştir. Bu işleri yürüten baştercüman Fitzmaurice’dir.

Avcıoğlu'nun bahsettiği İngiliz Sefareti Baştercümanı Gerald Fitzmaurice (1865-1939)

İngilizler’in bir zamanlar CIA kadar ünlü gizli örgütü Intelligence Service’in ileri gelen bir adamı olan Fitzmaurice, Celal Bayar’ın deyimiyle, “Türkiye’nin istikrarını bozmak isteyen şahıs ve gruplarla devamlı temas halindeydi. Meşrutiyet’in ilanını sağlayan ve onun bekçiliğini yapmak isteyen İttihat ve Terakki Cemiyeti’ni yıkmakla meşguldü.” (3) Daha önce Anadolu’da Ermeniler hesabına faaliyet gösteren Fitzmaurice, İstanbul’un kudretli kişilerindendir. Mesela, 7 Ağustos 1908’de, İttihatçılardan ürkerek, İngiliz Sefareti’nden yardım rica eden Abdülhamit’in ünlü Sait Paşa’sı için İttihatçılardan, Paşa’ya bir şey yapılmayacağı hususunda teminat alan kişi Fitz Maurice’dir.

Meşrutiyet’in ilanı üzerine, derhal Sadrazam köşküne gidip, “Sultan’ın halkla teması gerek” deyip, Abdülhamit’in isteksizliğine rağmen, bunu başaran yine Fitzmaurice’dir. (4)

Büyük Gazete'nin 31 Mart'ı kapağına taşıdığı 10 Şubat 1928 tarihli sayısı. Abdülhamit'in elinde tuttuğu 31 Mart'tan İstanbul üzerine ve Boğaz'a kan damlıyor.

Fitzmaurice, İttihat ve Terakki muhalifleriyle sıkı ilişkiler kurmuştur. Rauf Orbay, hatıralarında Fitz Maurice’in Albay Sadık ve Prens Sabahattin’i 31 Mart’ı hazırlamakta alet olarak kullandığını yazmaktadır. (5) Volkan’cı Derviş Vahdeti’nin ikiz kardeşi Serbesti gazetesi başyazarı Mevlanzade Rifat, Fitzmaurice’in önünde iki büklüm olmaktadır. Ziya Şakir Zoko’nun yazdığına göre, “Mevlanzade Rifat Bey, gereke Meclis koridorlarında ve gerek Babıali salonlarında Fitzmaurice‘e tesadüf ettikçe yerlere kadar eğilmekte, şaşılacak derecede büyük bir hürmet göstermektedir.” (6) Fitzmaurice’in bendesi Mevlanzade, 31 Mart ayaklanma günü gazetesinde, İngiltere’nin “Bizi, bizden ziyade düşündüğünü” belirttikten sonra, İngilizler’in bir öğüdünü dile getirmektedir. Öğüt, İttihat ve Terakki’nin “izale”edilmesidir. İttihatçılar devrilince, Mevlanzade’ye göre, Avrupa’nın güveni geri gelecek ve Osmanlı ülkesine birçok yatırımlar yapılacaktır.

Bu şartlar altında, İngiliz basını ve İstanbul’daki İngiliz Sefareti ayaklanmayı ellerinden geldiği kadar desteklemişlerdir. Mustafa Kemal: Dictateur yazarı Philippe de Zara’ya inanmak gerekirse, başta Fitzmaurice olmak üzere, Intelligence Service, 31 Mart Ayaklanmasına yardım etmiştir. (7)

İNGİLTERE: "31 MART İRTİCA DEĞİLDİR!”

31 Mart irticaında, İngiliz parasının döndüğünü delilleriyle tespit etmek güçse de, 31 Mart ayaklanma günü İngiliz Elçiliği’nin, kendine bağlı konsolosluklara bir genelge göndererek, olayın yanlış anlaşılmaması için çalıştığı muhakkaktır. Ayaklanma günü, Yüzbaşı Bettelheim’in de, şüpheli şartlar altında, Ayasofya’da dolaşması dikkati çekmiştir. (8)

Ayaklanmadan sonra, Hareket Ordusu başkente girinceye kadar, İstanbul’da işbirlikçi muhalefet ve İngilizler istedikleri gibi at oynatmışlardır. Hariciye Nazırı Rifat Paşa ve 31 Mart tertipçilerinden İsmail Kemal, Sina Akşin’in deyimiyle, İngiltere Sefareti’ni “Akıl danışılarak, yardım istenecek komşu kapısı” sayan kişilerdir.Muhaliflerden İsmail Kemal, işbirlikçi bir Arnavut nasyonalistidir. Yunan Hariciye Nazırı Baltacis’ten para alarak, Osmanlı mebus seçimlerinde çalışmak için görevlendirilmiştir. (9) Bu satılık kişi, İngiltere’nin adamıdır. Bütün Arnavut köylerine, dağıtılan bir telgrafında, İsmail Kemal, tertipçilerin arasında yer aldığı 31 Mart’ın, bir irtica hareketi olmadığını söylemiştir. Ona göre 31 Mart, “Efkar-ı umumiyenin, memleketin siyasi hayatına diledikleri gibi hükmetmek isteyenler aleyhine ayaklanmasından ibarettir.” (10) Bir iddiaya göre, İngiliz Sefaretinin “31 Mart, irtica olayı değildir. Yanlış anlamayın” mealinde konsolosluklara yolladığı genelge, İsmail Kemal’in telkini üzerine yazılmıştır.

Dönemin önemli yayınlarından L'Illustration "Türk Anayasasının Koruyucusu" başlığıyla çıktığı 15 Mayıs1909 tarihli sayısında Hareket Ordusu Komutanı Mahmut Şevket Paşa'yı Pera'da gösteriyor.

İNGİLTERE, HAREKET ORDUSU’NU DURDURMAK İSTİYOR

Ayaklanma üzerine istifa eden Ahmet Rıza Bey’in yerine Meclis başkanlığına getirilen İsmail Kemal, herhalde İngiliz Sefareti’nin telkinleriyle, olayın bastırılmasının, Sadarete Kamil Paşa’nın ve Harbiye Nezaretine Nazım Paşa’nın getirilmesine bağlı bulunduğunu Abdülhamit’e söylemiştir. Eğer, hareket kesin başarıya ulaşmış olsaydı, Tevfik Paşa’nın yerine Kamil Paşa’nın Sadarete geleceğinden şüphe yoktu. Fakat Rumeli’de Hareket Ordusu, İstanbul üzerine yürümeye hazırlanmaktadır. Her şeyden önce, bu yürüyüşü önlemek gereklidir. Ünlü The Times gazetesi, Hareket Ordusu’nun tehditlerinden “blöf” diye söz etmektedir. Times, üç haftadan önce yığınak yapılamayacağını, yapılsa da, Nazım ve Ethem Paşaların İstanbul yakınında bir yığına müsaade etmeyeceğini muhakkak saymaktadır. İngilizci Hükümetle, Harbiye Nezareti’ni kabul eden Ethem Paşa, Mahmut Şevket Paşa’ya “çeşitli siyasi mahzurlara meydan vermemek üzere, İstanbul’a yürümeyin” direktifini vermiştir. Fakat İngiliz ve Yunan parası ile beslenen Meclis Başkanı İsmail Kemal, Mahmut Şevket Paşa’nın, Bab-ı Ali’nin sözüne kulak asmayacağını bilmektedir. Bunun içindir ki, işbirlikçi meclis başkanı, Hareket Ordusu’nun İstanbul’a girişini engellemek üzere, İngiliz Sefiri Lowther’e başvurmuştur. Lowther, bu teklifi olumlu karşılamış, Hareket Ordusu’nu durdurmayı denemiştir. (11) Ama, teşebbüs başarısız kalmıştır. Meşrutiyet’i kurtarma heyecanı ve azmi içinde yola çıkan ve Almanya tarafından da desteklenen Hareket Ordusu, İstanbul’a girmiş ve İngilizci rejime son vermiştir.

Burada dikkati çeken bir nokta, Türk Donanması’nın başında bulunan İngiliz Amirali Gambel’in durumudur. Hareket Ordusu, Yeşilköy’e geldiği zaman donanmanın Gambel Paşa kumandasında denize açılacağı ilan edilmiştir. Fakat, Yeşilköy açıklarında demirleyen filoya Miralay Rüstem Bey kumanda etmiş ve durum bir bildiri, daha doğrusu bir yalanlama ile açıklanmıştır. Amiral Gambel’in işine de, Hareket Ordusu İstanbul’a egemen olduktan sonra, Sina Akşin’in deyimiyle, “zamansız ve şüpheli şartlar altında” son verilmiştir. O tarihte, Yıldız’da görevli bulunan Halit Ziya Uşaklıgil, bu ayrılışı şöyle yorumlamaktadır:

“Kısa bir zamanda böyle bir muvaffakiyet gösteren bu zatın vazifesinde devamı, istikbal için bir müjde hükmündeyken, ondan tam istifade edilecek zamanda hizmetine hatime çekilmesi elbette bir sebebe müstenid olacaktı ki, bunu anlayamamıştık yahut anladık da, anladığımızda ısrarla tevakkuf etmedik.” (12)

Bu olağanüstü ayrılış, İngiliz Amiralinin Hareket Ordusu aleyhine ve İstanbul’da 31 Mart ayaklanmasını düzenleyen İngilizci muhalefet lehine şüpheli bazı faaliyetlerde bulunmasının sonucu mudur, bilmiyoruz. En azından, donanmamızın başına getirilen İngiliz Amiralinin 31 Mart’tan sonra güvenilir bir kişi olmaktan çıktığı söylenebilir.

İNGİLİZ HARİCİYESİ'NİN ÖZELEŞTİRİSİ

Böylece, Kamil Paşa’yı yeniden iktidara getirmek üzere, İngiltere ve işbirlikçi muhalefet tarafından düzenlenen 31 Mart Ayaklanması beklenenin tersi bir sonuç vermiş, İstanbul’da Alman nüfuzu artmıştır.

Olaydan sonra, İngiltere Hariciye Nazırı, İstanbul’daki Sefirine yazdığı bir mektupta, “belli ki, İttihat ve Terakki’nin elindeki gücü çok küçümsedik (…) son 3-4 ayda İttihat ve Terakki’ye ve Genç Türklere karşı kendimizi fazlasıyla eleştirici bir tutuma kaptırdık” diyerek, özeleştirisini yapmıştır. (13) Fakat biraz sonra göreceğimiz üzere, İttihat ve Terakki’yi devirip, İngilizci Kamil Paşa’yı iktidara getirmek üzere, Fitzmaurice’in işbirlikçi muhalefetle birlikte giriştiği darbe teşebbüsleri son bulmayacaktır.


1) Halkçı gazetesi, 18.6.1954

2)Turkey in the World War, Yale University, s. 45.

3) Ben de Yazdım, s. 904

4) a.g.e., s. 908

5) Yakın Tarihimiz, c. II, s. 80

6) Ben de Yazdım, s. 186

7) Mustafa Kemal: Dictateur, s. 61

8) Sina Akşin, 31 Mart Ayaklanması ve ona yol açan olaylar (teksir), s. 488

9) Edward Driault, La Grèce et la Grande Guerre, de la Rèvolution Turquie au Traité de Lausanne, c. V, s. 8

10) Ben de Yazdım, Belge 13, s.254

11) Sina Akşin, s. 488

12) a.g.e., s.489

13) a.g.e., 490