28 Ekim’de İzmir’de... Sosyalizm ve Cumhuriyet şöleni

Türkiye Komünist Partisi, 28 Ekim’de İzmir’de büyük bir şölene hazırlanıyor. 1917 ve 1923, iki cumhuriyetin buluştuğu bir atmosferde sanat ve siyaset, dün ve bugün, dostlar ve yoldaşlar bir arada olacak. TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan “Sosyalizm Cumhuriyet’e Çok Yakışacak” etkinliğiyle ilgili soruları yanıtladı.

Volkan Algan

Memleketin halinden yalnızca bütün bu kötülüklerden, yoksulluk ve savaştan, sömürü ve gericilikten nemalanan, kasasını dolduranlar memnun. Türkiye emekçiler için, işçi sınıfı için her gün insan öğüten büyük bir makine ve belli ki -bugünlerin moda deyimiyle- metal yorulmaya başladı, çark artık tekliyor. Bu düzen kötü çalışan makineler gibi hem kendini hem de ürünlerini daha da zorluyor, hata veriyor.

Ancak yaprak kımıldamıyor da değil. İşte TKP’nin 28 Ekim İzmir buluşması... Binlerce insan biraraya gelecek, emekçilerin yarattığı iki büyük ilerlemeyi, büyük Ekim Devrimi ve 1923 Cumhuriyet’ini “mazi kalbimde bir yaradır” diyerek değil, o kavganın devam ettiğini söyleyerek anacak. Sadece anmayacak, bir büyük iddiayı, insan olmanın haysiyetini, tarih ve bugünü içinde yaşadığımız karanlığa fırlatacak.

Biz de TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan’a, İzmir buluşmasıyla ilgili sorular sorduk. Okuyan’ın röportajında yaptığı çağrı aslında etkinliğin temel amacını da özetliyor, o halde kulak vermek lazım: Türkiye’nin emekçileri birbirine muhtaçtır; bu düzeni değiştirmek için. Parti bu amaç için en etkili araç. Bu anlamda TKP bütün emekçilerin partisidir, emekten yana aydınların partisidir. Çoğalmak zorundayız.

İşte Okuyan’ın sorularımıza verdiği yanıtlar:

TKP 28 Ekim’de İzmir’de “Sosyalizm Cumhuriyet’e Çok Yakışacak” başlığıyla bir etkinlik düzenliyor. 29 Ekim’den bir gün önce gerçekleşecek olan bu etkinlik için farklı bir Cumhuriyet kutlaması diyebilir miyiz?

Kısmen. Evet, 28 Ekim tarihi rasgele seçilmiş bir tarih değil. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunu büyük bir tarihsel ilerleme olarak görüyoruz. TKP düzen sınırları içinde mücadele eden bir parti değildir, Marksist bir sınıf partisidir. Türkiye soluna sızmış olan Cumhuriyet düşmanlığı ile sürekli mücadele etmiş bir partiyiz. Bir olay, bir gelişme tarihsel olarak devrimci, ilerici bir karakter taşıyorsa bunu söylemekten çekinmeyiz, tersine sahip çıkarız. Gericiye nasıl gerici diyorsak! Ancak, Cumhuriyet’in kurulduğu andan itibarenki sınıfsal karakterine ilişkin de bir tereddüdümüz yok. 1923’te cumhuriyetin kuruluşuna damga vuran sınıf ile aynı cumhuriyeti yıkan sınıf, bizim mülk sahibi burjuva sınıfımız. Bugün mücadelemiz eskiyi yad etmek, eskiye dönmek değil, burjuva diktatörlüğünü yıkmak için sürüyor. Yeni bir cumhuriyet ancak bu temelde kurulabilir. 1923 Cumhuriyeti’nde ilerici olan ne varsa, örneğin laiklik gibi, ancak emekçi halk tarafından yeniden can bulabilir. Bir kere 28 Ekim’deki etkinliğin temel felsefesi bu olacak. Ancak etkinliğin bir başka özelliği, Ekim Sosyalist Devrimi’nin 100. yılı olan 7 Kasım’dan 10 gün kadar önce gerçekleşmesi. Dolayısıyla bir başka cumhuriyetin Sovyetler Birliği’nin de ortaya çıkışı söz konusu. Bu iki cumhuriyet çeşitli nedenlerle birbirine enerji aktardılar, birbiriyle dayanıştılar. 28 Ekim’de konunun bu kısmına da odaklanacağız. Ancak asıl meselemiz sosyalizmin güncel bir seçenek olduğunu, somut kanıtlarıyla bir kez daha sergilemek.
Bütün bunlar çok kapsamlı başlıklar. Ağırlıklı olarak siyasal bir etkinlikten, siyasal konuşmaların yapıldığı bir toplantıdan söz ediyoruz sanırım.

Hayır. Konu kapsamlı evet, konu alabildiğine siyasal buna da evet. Ancak 28 Ekim etkinliğinde bu konular siyaset ile sanatın iç içe geçtiği farklı bir dil ile işlenecek. Yıllar önce “Hiç Boyun Eğer mi İnsan” adıyla bir etkinlik düzenlemiştik. Hiç kesintisiz bir akış içinde şiirin, müziğin, tiyatronun, sinemanın, dansın siyasal bir öyküyü anlatmasını sağlamıştık. İlk örnekti ve başarılıydı. Oradaki mantığa yakın bir gösteri olacak, daha çok bir şölen diyebiliriz. Sosyalizm ve Cumhuriyet şöleni… Çok değerli sanatçılar, kolektif bir öykünün içinde rol alacak, yabancı konuklarımız olacak, TKP de sözünü bu öykünün içinde söyleyecek. Özetle, dinamik bir gece hazırlığı yapıyor arkadaşlarımız. İzmirlileri ve tüm konukları, dostlarımızı güzel bir gece beklediğinden eminim.

Peki neden İzmir?

TKP yılda birden fazla kez bu tarz büyük etkinlikler düzenliyor. Türkiye’nin en kalabalık ve ekonomik-siyasal-kültürel dinamikleri en gelişkin kenti İstanbul’un bu etkinliklerin çoğuna ev sahipliği yapması son derece doğal. Benzer bir biçimde TKP Ankara’da da kapalı salon toplantıları yapıyor. İzmir de 4 milyonluk nüfusuyla çok önemli bir kent. Ayrıca kent ideolojik ve kültürel açıdan bazı özgünlüklere de sahip. Bu etkinliğin İzmir’e yakışacağını düşünüyoruz. TKP ayrıca bütün Türkiye’de olduğu gibi İzmir ve Ege’nin bütününde örgütlenme hamlesi başlattı. İzmir’e çok yakın bazı yerleşimler, İzmir’in merkezi dışında kalan ilçeler, köylerde yürütülen çalışmalar için bu etkinliğin yardımcı olacağını düşünüyoruz.

TKP’nin örgütlenme hamlesinin bir boyutu yeni örgütlerin açılması. Son bir ay boyunca yeni açılışlar yapıldı, bu devam edecek mi?

Kesinlikle. TKP’nin örgütlü çalışma yürüttüğü çok sayıda kentimiz, ilçemiz var aslında. Ancak bunların bir bölümünde yurttaşlarımızın, emekçilerin gelip sohbet edebileceği, çay içip dertleşeceği lokallerimiz, binalarımız bulunmuyor. Bunların sayısını artırıyoruz. İzmir’de Karşıyaka ve Bornova örgütlerimiz yeni binalarında faaliyet yürütmeye başladı. Kahramanmaraş’ta Elbistan ve Pazarcık binalarımız açıldı. Ankara’da Keçiören, Adana’da Seyhan. İstanbul’da Fatih ve Sarıyer açılıyor. Manisa örgütümüz de binasına kavuşuyor. Yıl sonuna kadar İstanbul ve İzmir’deki lokallerimize yenileri eklenecek. Bunun dışında çok sayıda yerleşimde benzer bir hazırlık yürütüyoruz.

Sosyalizm Cumhuriyet’e Çok Yakışacak etkinliğinin örgütleyici bir yanı olacağını düşünüyor musunuz? 

Türkiye Komünist Partisi, üyelerinin, destekçilerinin, dostlarının sayısını artırmak zorunda. Bu konuda gizleyecek bir şeyimiz yok. Türkiye’nin emekçileri birbirine muhtaçtır; bu düzeni değiştirmek için. Parti bu amaç için en etkili araç. Bu anlamda TKP bütün emekçilerin partisidir, emekten yana aydınların partisidir. Çoğalmak zorundayız siyasal alanda. Bunun için öncelikle TKP’nin sesinin daha fazla kişi tarafından duyulması, daha fazla kişinin TKP’yle yüz yüze temas etmesi gerekiyor. İzmir’deki etkinlik, öncesindeki çalışmalarla birlikte ele alındığında bu açıdan elbette bir diyalog, etkileşim, sohbet olanağıdır. TKP kararlı, yaratıcı, dürüst ve güler yüzlü kimliğiyle daha fazla kişinin kapısını çalacak, daha fazla kişinin elinden tutacak. Bu anlamda bu sözlerimin yayınlanacağı Boyun Eğme’nin de daha farklı bir yayına dönüşmesi için çalışılıyor. 28 Ekim’den önce bu dönüşüm de gerçekleşecek.


Boyun Eğme dergisinden alınmıştır.