1500 hakim ve savcı Saray'a çağrıldı: Katılım zorunlu, cübbeyle gelin!

1500 hakim ve savcı Saray'a çağırıldı. Hakim ve savcılara, ”Katılım zorunlu, cübbelerinizle gelin” denildi. Tayyip Erdoğan’ın hakim ve savcılara, "yargıda yeni dönemi" anlatacağı öne sürüldü.

1500 hakim ve savcı Atatürk Orman Çiftliği’ndeki Saray’a çağırıldı. Hakim ve savcılara, ”Katılım zorunlu, cübbelerinizle gelin” denildi. Tayyip Erdoğan’ın hakim ve savcılara, "yargıda yeni dönemi" anlatacağı öne sürüldü.

Sözcü'den Saygı Öztürk, bugünkü (13 Temmuz 2016) köşesinde, hakim ve savcıların Saray'a davet edilmesini yazdı.

Öztürk'ün yazısı şöyle: 

"Hakimler cübbesiyle Saray'a çağrıldı. 

20 Temmuz’dan itibaren hakim ve savcılar 43 gün sürecek adli tatile giriyor. İşte tam o gün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, hakim ve savcılar, belirlenirse Yargıtay ve Danıştay’ın yeni üyeleriyle bir araya gelecek. Onlara yeni dönem yargısını ve devletin beklentilerini anlatacak.

Daha önce muhtarları, kaymakamları toplayan Cumhurbaşkanı, bu kez yargı mensuplarına hitap edecek. Ülkemizde yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının giderek kaybolduğunun konuşulduğu bir dönemde, Cumhurbaşkanı’nın yargı mensuplarına hitap etmesi aslında alabildiğine yadırgandı. Bir taraftan 'yargı bağımsızlığı' denilecek, bir taraftan yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı ortadan kaldırılacak. Bu sözleri yüksek mahkemelerin yetkililerinden sıkça duyuyoruz.

Katılmaları zorunlu...

Hakim ve savcılara gönderilen yazıda, “Sayın Cumhurbaşkanımızın teşrifleriyle yapılacak İstinaf Mahkemeleri açılış toplantısına bu mahkemelerin başkan, başsavcı, üye ve savcılarının tümünün katılımı zorunlu tutulmuştur” deniliyor ve yazı şöyle devam ediyor: 'Toplantının ulaşım ve konaklama giderleri bağlı bulundukları birim bütçesinden karşılanacaktır. Cübbelerin dağıtımı toplantı öncesinde Ankara’da yapılacaktır. Toplantı esnasında, yargı mensuplarımız cübbeleriyle yerlerini alacaktır.' 

Yakında 'Benim yargım, benim hakimim, benim savcım' sözlerini duyarsanız şaşırmayın. Çünkü yargı mensupları da buna doğru hızlı bir gidişin olduğunun farkında… Ne mi yapıyorlar? Gelişmeler 'dur bakalım ne olacak?’ diye izleniyor.”