12-13 yaşındaki çocuklar neden tarikat yurtlarında?

Adana'da 12 çocuğun ölümüne neden olanın sadece bir yangın değil, ülkeyi yangın yerine döndüren iktidar olduğunu söylemek gerekiyor. Özel yurt yönetmeliğinden "dini hissiyatla faaliyette bulunanlar yurt açamaz" ibaresini kaldırıp tarikat yurtlarının önünü açanlar, var olan devlet yurdunu yıkıp 12-13 yaşındaki çocukları ne idüğü belirsiz yurtlara itenler, çocukları baskılamak için…

Selin Asker

Adana'da yurtta çıkan yangın sonucu 12 çocuğun hayatını kaybettiği facia ne yazık ki sadece bir "yangın" meselesi değil. 12-13 yaşındaki çocukların neden tarikat yurtlarında olduğu sorusunun yanıtı bunun bir devlet politikasının ürünü olduğunu gözler önüne seriyor.

Devletin bu çocukları kendi eliyle tarikatlara ittiği, tarikatların bedava yurt açarak zor koşullarda çocuklarını okutan ailelerin yoksulluğunu istismar ettiği, kız çocuklarını "kontrol etmek" adı altında baskılayan bir zihniyetin yangın merdivenini kapalı tutmasının faciayı ağırlaştırdığı çarpık bir tablo karşımıza çıkarıyor.

Peki, "devletin sorumluluğu" altında olması gereken bu çocuklar nasıl tarikat yurtlarının eline mahkum edildi? İlk önce Özel Öğrenci Yurtları Yönetmeliği'ne bakmakta fayda var. Yönetmeliğe göre "ortaöğrenim ve yükseköğretim kurumlarında öğrenim görmekte olan öğrencilere hizmet verilebilir" ibaresini görüyoruz.

AKP'nin 4+4+4 adı verilen eğitim politikası sonucu "ortaöğrenim" tanımı 15 yaş altı çocuklara kadar, ortaokul düzeyine indi. Yani, 12 yaşından itibaren bir çocuk "özel yurt" adı altında ne idüğü belirsiz kişilere teslim ediliyor.

YÖNETMELİK DEĞİŞTİ

"Ne idüğü belirsiz kişiler" dememizin nedeni dinci tarikatların yurt açmasının önüne geçecek hiçbir engel bulunmaması! Aslında bir engel vardı. 2004'ten önceki yurt yönetmeliğinde "bölgecilik, ırkçılık propagandası yapan ve dinin veya dini hissiyatı veya dince mukaddes tanınan şeyleri alet ederek faaliyette bulunmak" yurdun kapanmasına gerekçe gösteriliyordu. Yani, dinci faaliyet gösteren bir oluşumun yurt açması engelleniyordu. Peki, yönetmelikten bu ifadeyi kim çıkardı? Tabii ki AKP iktidarı. 2004'teki düzenlemeyle bu ibare çıkarıldı, çocukların tarikatlara terk edilmesi yasallaştırıldı. 

Peki, bu önü açılan yurtlar kimin?

Gülen cemaati yurtlarının yıllardır her kentte, taşranın her köşesinde mantar gibi türediğini biliyoruz. Peki, Gülen cemaatine bu olanakları veren devlet diğer tarikatlara vermedi mi? Elbette verdi. Adana'daki yurdun sahibi olan "Süleymancılar" adı verilen tarikat da neredeyse her kentte "Tahsil Çağındaki Talebelere Yardım Derneği" gibi bir paravan isimle örgütleniyor. Birçok Nakşi örgütlenmenin yurtları hala mevcut, yani her köşe başı bir tarikat yurduna rastlamak mümkün.

DEVLET YURTLARINA DA İMAM

Evet, devlet yurtlarının çok parlak olmadığı da kesin. En azından bir tarikatın taassubu altında olmadığını, devletin işinin çocuklara güvence sağlamak olduğunu düşünebilirdik. Ancak kazın ayağı öyle değil. Devlet kendi yurtlarında da dinci örgütlenme eksikliğini kapatmakla meşgul.

Diyanet İşleri Başkanlığı, "manevi rehberlik çalışması" adı altında KYK yurtlarında personel görevlendiriyor. Düzenlemeye göre, her ilden en az iki kadın ve iki erkek vaiz, imam ya da Kuran öğreticisi olması şartıyla görev yapıyor. Devlet, bir yandan yurtlarına imamları soktuğu öte yandan çocukları tarikat yurtlarına teslim ettiği bir denklem kurmuş durumda.

YOKSUL AİLELER

Peki, aileler tarikat yurtlarına neden çocuklarını yolluyor? Burada ailelerin "dindar" olmasının bir ölçüt olmadığı ortada. Ortaokulda okumak için evlerinden saatlerce uzaklıkta olan okula gitmek için çocukların kalacak yer ihtiyacı oluyor ve burada devlet devreye girmiyor, okul da açmıyor yurt da! Devlet yurdu yerine "tarikat yurdu" var çünkü! Adana'da da ailelerin anlattığına göre, yangının yaşandığı ilçe Aladağ'da daha önce bir devlet yurdu olduğunu ancak yıkıldığını öğreniyoruz. Yani, devletin tarikatlar örgütlensin diye alan açtığı ortada.

Ailelerin seçme şansı olmadığını anlıyoruz. Bu tarikat yurtlarının çoğu ücretsiz, Adana'daki de öyle. Yani, bölgedeki yoksul ailelerin çocukları için başka seçenek yok! Bu ücretsiz yurtlara yollanan 12-13 yaşındaki çocuklar tarikata uygun bir yaşam biçimine zorlanıyor, o yaştaki çocukların buna uyum sağlamaları bekleniyor. Çocukları baskılamak amacıyla giriş-çıkış saatleri erkene çekiliyor, bir yangın çıktığında da o kapılar kilitli olduğu için çocuklar kurtulamıyor, cesetleri kilitli bir yangın merdiveninin dibinde bulunuyor!

DEVLET POLİTİKASI

12 çocuğun ölümü bir "ihmal" değil devlet politikası. AKP iktidarı muhtemel ki bu çocukların katillerini yurt yönetimiyle sınırlamak isteyecek, onların üstüne atıp bu işten sıyrılmaya çalışacak.

Peki, neden çocukları tarikat yurtlarına peşkeş çektiğinin hesabını verecek mi? Bu çocukların ölümünden sorumlu olduğunu itiraf edecek mi? O da artık diri diri yanan çocukların hesabını sormak isteyenlerin elinde...