Savcılık ve emniyetten basına şike servisi sürüyor!

Şike soruşturmasına dün Galatasaray da dahil olmuş oldu. Soruşturmanın başından bu yana "belge" ve telefon kayıtlarının basına servis edilmesi ise soruşturmanın güvenilirliğini oldukça azaltıyor.

Dün futboldaki şike soruşturması kapsamında Galatasay Kulübü'ne ait Florya Metin Oktay Tesisleri, TT Arena Stadyumu, ardından da kulübün sportif direktörü Bülent Tulun ile eski başkan Adnan Polat’ın ev ve ofislerinde geniş çaplı aramalar yapıldı. Böylece futboldaki şike soruşturmasına Fenerbahçe, Beşiktaş ve Trabzonspor'un ardından Galatasaray da dahil edilmiş oldu. Aramalar ile ilgili dikkat çekici nokta ise, arama yapılmasına neden olan "gizli belge"nin anında basına servis edilmesi oldu.

Polisin ele geçirdiği iddia edilen belge aynı gün basında
Özel yetkili savcılar tarafından gerçekleştirilen ve üzerinde gizlilik kararı olan futboldaki şike soruşturması kapsamında polis baskınları başladığından bu yana "gizli belge" ve telefon kayıtları basına servis ediliyor. Dün Galatasaray Sportif Direktörü Bülent Tulun'un evinde ele geçirildiği iddia edilen bir mektup da aynı günün gecesinde basında yer aldı.

3 yıl önce Süper Lig'in son 4 haftasında Galatasaray'ın Fenerbahçe'nin karşı karşıya geldiği takımlara teşvik primi ödediği yönündeki iddialarla ilgili olduğu ve polis tarafından ele geçirildiği iddia edilen bir mektup dün gece çeşitli haber sitelerinde yayınlandı. Ev ve ofisinde arama yapılan Galatasaray Sportif Direktörü Bülent Tulun tarafından Galatasaray eski başkanı Adnan Polat'a yazıldığı belirtilen mektupta o dönemde kulübün kasasından çıkan 1,5 milyon dolar konusunda ifadeler geçiyor.

Mektubun kendisinin ve içindeki ifadelerin doğruluğu, Adnan Polat ve diğer Galatasaray yöneticilerinin güvenilirliği tabi ki tartışılabilir ancak aramaların olduğu gün mektubun basına servis edilmesi şike soruşturmasının güvenilirliği konusundaki şüpheleri arttırdı.

Telefon kayıtları da basına servis ediliyor
Dünkü aramalarda ele geçirildiği iddia edilen bir mektubun basına servis edilmesi dışında basında hemen her gün "belgelere" ve "telefon kayıtlarına" dayandırılan iddialar manşetlerden duyuruluyor.

"Teknik takibe takılan telefon kayıtlarına göre" ifadesi artık oldukça sıradanlaşmış durumda ancak bu durum hukuksuz. "Futboldaki kiri temizleme" iddiası ile yapıldığı belirtilen soruşturmanın kendisinin en temel hukuk ilkelerine uyulmadan yapılması soruşturmanın amacı konusundaki soru işaretlerini arttıyor.

Örneğin, 4 Temmuz (dün) tarihli Taraf gazetesinin sürmanşetinden "Alex de şikeyi biliyormuş" başlığı ile bir haber yayınlandı. Haberde yer verilen "Futbolda şike çalışmalarına Fenerbahçe kaptanı Alex de Souza adının da karıştığı emniyetin teknik takibiyle belirlendi." cümlesi ile hukuksuz bir durum sanki normalmiş gibi ifade edildi. Haberde Fenerbahçe yöneticileri İlhan Ekşioğlu ile Alaeddin Yıldırım’ın telefon kayıtlarına yer verildi ve kayıtlarda Alex'in bazı Brezilyalı futbolcuları şike yapmaya ikna ettiği etmeye çalıştığı yönünde imalar olduğu iddia edildi.

Yine Fenerbahçeli yöneticilerin güvenilirliği bir yana, üzerinde gizlilik kararı olan bir soruşturmaya ait belgelerin nasıl bu kadar rahat bir şekilde basına servis edildiği merak ediliyor.

Fotoğraflar da basına servis edilmişti
Şike soruşturması kapsamında polis baskınlarının başladığı Temmuz ayı başında telefon kayıtları dışında emniyet ve savcılığın elinde bulunduğe belirtilen fotoğraflar da basına servis edilmişti. Kulüp yöneticileri ile bazı aracıların yer aldığı fotoğraflar "işte şikenin belgesi" olarak basına servis edilmişti. Fotoğrafların doğruluğu ya da iddialara kanıt olması ayrı bir tartışma ama basına servis edilmesi, artık bu durum bir kural haline geldiği için, daha en başında soruşturmanın güvenilirliğine gölge düşürmüştü.

Savcılığın soruşturma dosyasını TFF'ye göndermesi de hukuksuz
Bilindiği gibi, şike iddiaları ile ilgili karar vermesini sağlamak için savcılık soruşturma ile ilgili bazı dosyaları Türkiye Futbol Federasyonu'na göndermişti. Soruşturma kapsamında ifade veren, haklarında tutuklama kararı verilen kişilerin ve bu kişilerin avukatlarının bile bilmediği soruşturma dosyalarının TFF'ye gönderilmesi de hukuki açıdan oldukça sorunlu. Belgelerin TFF'ye gönderilmesi soruşturmanın gizliliğinin de fiilen sona erdirilmesi anlamına geliyor.

Bu hukuksuzluklar neden yapılıyor?
Emniyet'in ve savcıların yürütülen soruşturmalarla ilgili belge ve dokümanları yandaş basına servis etmesi artık alışılmış bir durum. Adi suçlarla ilgili bilgilerden siyasi içerikli soruşturma ve davalara, ve tabi ki üzerinde gizlilik kararı olan soruşturmalara kadar, hemen her adli süreç ile ilgili bilgi yandaş basına servis ediliyor. Durumun neden böyle olduğuna dair bir soru sorulduğunda akla gelen yanıt, bilgi sızdırılan davaların siyasal iktidar tarafından yönlendirildiği, zaten siyasallaşmış olan yargı sürecinin dışında basına belge servis edilmesinin de siyasi planları gerçekleştirma araçlarından biri olduğu yönünde.

Özellikle şike soruşturması ile ilgili başından bu yana dile getirilen AKP ve Cemaat'in futbol piyasasında çeşmenin başını tutma iddiası dışında, şike soruşturması üzerinden siyasal iktidarın "temiz toplum yaratıyoruz" propagandasına dayanak oluşturuluğu da iddia ediliyor. Çoğu işadamlarından oluşan futbol kulübü yöneticilerine doğal olarak kimse güvenmese de, şike soruşturmasının, Ergenekon ve KCK gibi davalarda güvenilirliği ciddi derecede sarsılan özel yetkili savcı ve mahkemelerin güvenilirliğini, daha genel anlamda da tüm devlet kurumlarını ele geçiren AKP'nin imaj tazelemesini sağlamak için de yürütüldüğü iddia ediliyor.

(soL - Spor)