Protestocuların peşine düştüler

Başbakan Erdoğan’ı TT Arena’da protesto edenleri suçlu gibi göstermeye çalışan Valilik, stattaki kameralardan protestocuları aradıklarını açıkladı. Peki bulurlarsa ne yapacaklar?

Daha önce Dünya Basketbol Şampiyonası finalinde Erdoğan’ı protesto edenlere karşı harekete geçen emniyet, şimdi de TT Arena’daki protestoyu “organize edenleri” arıyor.

Önce örgütlü dendi
TT Arena’nın açılış etkinliği sırasında taraftarların Başbakan Erdoğan’ı protesto etmesi üzerine başlayan tartışma sürüyor. Stattaki taraftarların büyük çoğunluğunun Başbakan’ı ve diğer yöneticileri ıslıklaması üzerine paniğe kapılan Galatasaray yönetimi, “Galatasaraylı olduğundan şüphe ettiğimiz bazı kişiler sayın Başbakanımızı protesto etti” demiş, bu olayın organize olduğunu öne sürmüştü. Bu açıklamanın ardından Başbakan Erdoğan da “Bunu G.Saray camiasına mal edemeyiz. Ama tabii bu olaylarda bir organizasyon vardır. Bu olayın doğrusu 12 Haziran'da ortaya çıkacaktır. Orada hepsini göreceğiz” dedi.

İnsanların kendisini protesto etmelerinin bir suç olduğu izlenimi yaratmaya çalışan Erdoğan, “Seyrantepe'deki açılışı biz de organize edebilirdik ve daha farklı olurdu. Sinan Erdem Kapalı Spor Salonu'nda yaptığımız gibi. Oraya da İstanbullular geldi. Yine İstanbullularla farklı bir heyecan yaşadık orada. Bunun aynısını Seyrantepe'de yapabilirdik” diyerek güvenlik önlemlerine dikkat çekti.

“Protestocular çok değildi, akustik iyi”
Stadı inşa eden Varyap-Uzunlar konsorsiyumunun yöneticilerinden Süleyman Varlıbaş, “İnsanları yanıltan başka bir şey de var. Bu stadın ekosu fazladır. Buradaki gürültü dışarıda yapılan gürültünün 10 katı ses çıkarır. Bir kişi bağırdığında 10 kişi bağırmış gibi görünür. Akustiği fazladır. O akşam 10 kişi bağırmışsa bu 100 kişi olarak kabul edilmiştir” diyerek protestocuları marjinalize etmeye çalıştı.

“Neler yapılabilirse yapacağız”
Tüm demokrasilerde insanların en temel haklarından biri olan protestoyu bir terör suçu gibi göstermeye çalışan yöneticilerden biri de İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu’ydu. Mutlu, katıldığı bir etkinlikte bir gazetecinin “Türk Telekom Arena'da protesto eyleminde bulunanlar hakkında çalışma başladı mı?” sorusu üzerine, “Protesto eyleminde bulunan kişilere ilişkin görüntü kayıtları elimizde. Yapılacak tespitler için bunlar üzerinde çalışılıyor. Bu tür etkinliklerde, sportif müsabakalarda kayıtlar var. Bunları değerlendireceğiz. Dolasıyla böyle görkemli bir açılış töreninde fevkalade üzücü bir tablonun doğmasına vesile olanlarla ilgili neler yapılabilirse tespit çalışmalarından sonra bunlar değerlendirilecektir” dedi.

Kimi kandırıyorsunuz?
Vatan yazarı Mutlu Tönbekici protestonun organize olmadığını ve seyircilerin önemli bölümünün katıldığını şöyle anlattı:
"Kimse yalan söylemesin! Orada 40 bin kişi varsa en az 20 bini tepki gösterdi. Hadisenin de Galatasaraylılıkla Beşiktaşlılıkla Fenerbahçelilikle ilgisi yok. Türkiyelilikle ilgisi var. Sen lafını nerede nasıl söyleyeceğini bilmiyorsan, ıslığı da yersin, yuhu da.. Organize falan da değil, gayet spontane bir tepkiydi. Hurafeler, efsaneler yaratıp kendi hatanızın üzerini örtmeye kalkmayın."

.

Polat polis yamağı mı oldu?
Galatasaray Başkanı Adnan Polat TT Arena'nın açılışında Başbakan Erdoğan'ı protesto edenleri tespit ederek bir daha stada almayacaklarını söyledi. Erdoğan’ı protesto edenleri aforoz etmeyi de ihmal etmeyen Polat, “Bunlar Galatasaray camiasının içinden değildir. Biz bu insanları Galatasaraylı olarak kabul etmiyoruz. 200 kameranın görüntüleri var. Bu şekilde eylem yapmak isteyenlerin incelenmesini yapacağız ve protesto edenleri tespit edeceğiz. Bu insanları stada sokmayacağız” dedi. Ancak, Polat’ın böyle bir yetkisi yok. Bilindiği gibi ne Başbakan’ı protesto etmek yasal olarak suç ne de Adnan Polat bu konuda bir icra mercii.

Polat’ın bu yaklaşımını eleştiren Mutlu Tönbekici dünkü yazısında, “Ne demek ıslıklayanları tek tek tespit ediyoruz? Ne demek bir daha stada sokmayacağız? Adnan Polat sen kimsin? Polis yamaklığına mı soyundun? Padişahın cezalandırıcıbaşısı mı oldun? Daha nereye kadar ufalacaksın? Kimi kimin stadına almıyorsun?” dedi.

Ortada suç var mı?
ODATV’nin “Başbakanı, Cumhurbaşkanını, TOKİ Başbakanını ıslıklayan binlerce kişi hangi suçu işledi? Eğer söz konusu protestoyu yapan kişiler suç işledi ise hangi mahkemede yargılanacak?” sorularını yanıtlayan Avukat Vural Ergül şöyle konuştu:

“Göründüğü kadarıyla ortada resen soruşturulmayı gerektiren bir suç söz konusu değil. Ancak Başbakanın kişisel hakları nedeniyle bir zarar yahut şikayet söz konusu ise bir soruşturma söz konusu olabilir. Protestoların hemen sonrasında kulüp başkanının görüntü kayıtlarını polise vermesi açıkça suç. Polisin bu görüntüleri incelemesi de suç. Herkesin protesto hakkı Anayasal güvence altındadır. Protestoda kişilik haklarına bir tecavüz, hakaret, küfür, tehdit söz konusu değil iken protestonun soruşturulması soruşturma gereken bir suç oluşturur. Kaldı ki gerek uygulamaya gerekse mevzuata göre Başbakanın prootestolara, ağır eleştirilere karşı herkesten daha hoşgörülü olması gerekmektedir. (...) Kulüp başkanının protestocuların bir daha stada girişini engellemek gibi bir hakkı da yok. Buna rağmen kulüp başkanı bir taraftara "sen Başbakan'ı protesto ettiğin için stada giremezsin" diyerek bir taraftarın girişine engel olmaya kalkarsa da ayrıca hürriyeti tahdit, görevi kötüye kullanma suçu işler.”

Basketbol şampiyonasından hatırlıyoruz
TT Arena’da Erdoğan’ı protesto edenlere karşı başlatılan kampanyanın bir benzeri geçtiğimiz Eylül ayında, Dünya Basketbol Şampiyonası finalinde Başbakan Erdoğan ve Cumhurbaşanı Gül’ü eleştirenlere karşı da başlatılmıştı. Hatta bazı seyirciler hukuksuz bir şekilde göz altına alınmıştı. O dönemde de bir terör havası estirilirken, konuyu değerlendiren Avukat Erkan Kılıç, devlet büyüklerine hakaretten dolayı insanlar hakkında soruşturma başlatılabileceğine, ancak bu durumda bile soruşturmanın savcılık tarafından açılması gerektiğine dikkat çekmişti. Böyle bir savcılık soruşturması açılmadan polisin insanları “hakaretten” dolayı gözaltına alamayacağını vurgulayan Kılıç, savcılık tarafından hakaret soruşturması açılsa dahi insanların gözaltına alınamayacağını, ancak kimlikleri belirlendikten sonra ifade vermek üzere kendilerine tebligat yapılacağını söylemişti. Kılıç, ancak tebligata rağmen ifade vermeyenler hakkında gözaltı kararı alınabileceğini belirtmişti. Avukat Kılıç, hiçbir hukuki dayanağı olmadığı halde, başbakanı yuhalamaktan insanları gözaltına almanın büyük bir keyfiyet olduğunu, bir tür gözdağı verme olarak algılanabileceğini söylemişti.

Asıl suçlular belli!
Galatasaray taraftarlarının Başbakan’ı ıslıklamaları bir suç teşkil etmese de AKP’lilerin deperlendirmeleri açıktan hakaret içeriyor:
Spor AŞ Genel Müdür Yardımcısı Selim Terzi, Twitter'daki sayfasından yazdığı iletide “Galatasaraylılığımdan utanıyorum. Başbakanı, TT Arena’da yuhalayanların babaları belli değildir, buna eminim. Şerefsizler yuhalayan kahpe GS taraftarı” ifadelerini kullandı. Olayın basına yansıması üzerine http://twitter.com/#!/terziselim adresli twitter hesabınının kapatıldığı görüldü. AB Genel Sekteretliği Müşaviri Yasin Ekrem Serim, de Twitter’de sayfasında “Böyle bir şerefsizlik yok. Nankörsünüz... Kimin sayesinde o statta maç izliyorsunuz. Kim yaptı lan o stadı size. Gerizekalı, kuş beyinliler” yazdı. Şu anda Serim'in Twitter hesabına da ulaşılamıyor.

TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar ise birçok kişi tarafından gecenin en suçlu ismi olarak kabul ediliyor. Devlet memuru olduğunu unutan Erdoğan Bayraktar'ın, Başbakan'ı ve AKP'yi yüceltmek, Galatasaraylıları da aşağılamak için yaptığı konuşma o gece stattaki on binlerce kişiyi çileden çıkarmıştı.

(soL - Haber Merkezi)