TKP'den TEKEL işçisi için kitlesel dayanışma

Ülkenin dört bir yanından emekçiler, aydınlar ve gençler, TKP'nin çağrısıyla Ankara'da direnişteki TEKEL işçileriyle buluştular.

TEKEL eyleminin 13. gününde Ankara'da Türkiye Komünist Partisi'nin (TKP) çağrısıyla büyük bir buluşma gerçekleştirildi. Sakarya Caddesi'nde düzenlenen ve miting havasında geçen eyleme direnişteki TEKEL işçilerinin yanısıra ülkenin dört bir yanından işçilere destek vermek için gelen işçiler, aydınlar ve gençler katıldı. Ataması Yapılmayan Öğretmenler Platformu (AYÖP) üyesi öğretmenler de eyleme katılarak TEKEL işçilerine destek verdi.

Kısa bir müzik dinletisi ile başlayan etkinlikte açılış konuşmasını TKP Siyasi Büro Üyesi Erhan Nalçacı yaptı. Nalçacı, 12 gündür Ankara'nın soğuğunda gece gündüz geleceklerine sahip çıkmak için nöbet tutan işçilerin tüm Türkiye'ye umut aşıladığını belirtti.

Nalçacı, TEKEL işçilerinin eylemi sırasında TKP ve YCİB'in direnişi örgütleyen Tek Gıda-İş'in örgütlülüğüne saygı duyarken zor koşullar altında direnen işçilerin direncini artırmak için çalıştığını söyledi. Tüpraş ve SEKA örneğinde yalnız kalan işçilerin eylemlilik sürecini bildiklerini, bu yüzden eylemin toplumsallaşması için tüm olanaklarını seferber ettiklerini sözlerine ekledi.

TEKEL işçilerinin kölelik anlamına gelen 4-C uygulamasına karşı verdikleri mücadeleyle, tüm Türkiye işçi sınıfı adına bir direniş örgütlerini belirten Naçacı, işçilerin ölüm kalım mücadelesi anlamına gelen eyleminin başarıya ulaşacağını söyledi.

Nalçacı'nın ardından söz alan TEKEL işçileri, direnişe neden başladıklarını ve eylemlerinin amaçlarını anlattılar. Batmanlı bir işçi, doğu illerinde halkın yılardır baskı altında tutulduğunu anlattığı konuşmasında, fabrikalarının kapatılması ve 4-C statüsüne geçmeye zorlanmaları ile sadece ekmeğini değil, aile birliğini de kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya kaldığını söyledi. İşçi, "Bana 4-C'ye geçeceksin dediklerinde kızımı karşıma aldım, ona 'Kızım, seni önümüzdeki yıl okuldan almak zorunda kalabilirim' dedim. Bunun üzerine kızım benle iki gün boyunca konuşmadı, yüzüme bakmadı. Ben kızıma babalık edebilmek için Ankara'ya geldim" dedi.

Söz alan bir kadın işçi de, "Ben 20 senelik emeğini TEKEL'e, yani bu vatana vermiş bir işçiyim. Yirmi yıldır bir kuruşu bile yatarak kazanmadım. Oğullarıma gemicik almadım, onları en az 50 kişilik sınıflarda okutmak zorunda kaldım. Kendime pırlanta yüzük almayı hayal bile etmedim, en fazla emekli ikramiyemle ev alma hayalim oldu" diye konuştu. Konuşmaları sık sık alkış ve sloganlarla kesilen TEKEL işçileri, mücadelelerini sonuna kadar sürdürme kararlılığında olduklarını ilan ettiler. İşçiler kürsüden, "Ölmek var, dönmek yok" sloganıyla uğurlandılar.

"Eylem sonuna kadar sürecek"
Petrol-İş Sendikası Ankara Şube Başkanı Mustafa Özgen, konuşmasında Türk-İş'in belirlediği eylem takviminin TEKEL işçileri tarafından yetersiz bulunduğunu, ancak önemsenmesi ve altının doldurulması gerektiğini vurguladı. "Alınan kararlar samimi bir şekilde hayata geçirilmek zorundadır. Sendikal bürokrasi bu mücadeleyi asla sınırlamamalıdır" diyen Özgen, TEKEL işçisinin verdiği mücadelenin aynı zamanda kıdem tazminatına karşı verilecek mücadeleyi de öreceğini belirtti.

Özgen ayrıca, "Bu mücadeleye destek veren herkesin başımızın üstünde yeri olması gerekir. Ancak daha dün özelleştirme programlarını bizzat hayata geçiren bazı siyasetçiler bugün TEKEL işçisini ziyaret ederek timsah gözyaşları dökmektedir. Bu oyunun da, bu sahtekarığın da iyi bilinmesi gerekir arkadaşlar" dedi. İşçiler, Özgen'in konuşması boyunca "Salla Türk-İş hükümet düşecek" sloganı attılar.

Tek Gıda-İş Doğu ve Güneydoğu Bölge Şubeleri Başkanı Servet Akbudak da, eylemi sonuna kadar sürdüreceklerini söylediği konuşmasında TEKEL direnişini anlattı. Akbudak, TEKEL direnişinin Ankara'daki 12 günlük eylemden ibaret olmadığını, daha önce kurumun özelleştirilmesine karşı çok sayıda eylem ve fabrika işgali yaptıklarını hatırlattı.

"TEKEL işcisi sizinle gurur duyuyor"
Buluşmanın son konuşmasını ise TKP Genel Başkanı Erkan Baş yaptı. "TEKEL işçilerinin Ankara'ya gelerek verdiği mücadele, emperyalistlere, padişahlara ve hilafet özlemcilerine karşı verildiği için önemlidir" diyerek başladığı konuşmasında Baş, "bu ülkede başbakanları koltuklarına ABD'nin oturttuğunu ama onları koltuklarından edenin işçi sınıfı olduğunu" söyledi.

"Bu hükümet herşeyde önce işçi düşmanıdır, ama neden böyledir?" diyen Baş, AKP hükümetinin şimdiye dek orduyu, üniversiteleri ve yargıyı teslim alabildiğini, ancak işçi sınıfını teslim alamadığını ve bu nedenle işçilere kin güttüğünü ifade etti.

Baş, Ferhat'ın Şirin için dağları deldiği gibi, TEKEL işçilerinin de eylemleriyle AKP dağını deleceklerini söyledi. Baş, "O dağ delinmeye başladı bile, o dağın ardından hepimizi ısıtan bir güneş görünmeye başladı. Ankara bu mevsimde hiç bu kadar sıcak olmamıştı" dedi.

"Ne mutlu ki böyle bir işçi sınıfımız var. Ve ne mutlu ki işçilerin bir partisi var, TKP var" diyerek sözlerini sürdüren Baş, işçilerin kendi partilerine sahip çıkmalarının önemine işaret etti. Direnişi ve direnişe katkı koyan herkesi selamlayarak sözlerine son veren Baş, TEKEL işçilerinin "TEKEL işçisi sizinle gurur duyuyor" sloganıyla kürsüden indi.

Ankara Sakarya Caddesi'nde gerçekleştirilen eylem, ülkenin dört bir yanından gelen katılımcıların TEKEL işçilerini direnişi sürdürdükleri Türk-İş'in önüne kadar geçirmesiyle son buldu.

(soL-Haber Merkezi)