TEKEL direnişinde en kritik gün

Tekel işçilerinin kararlı direnişi bugün 43. gününe girdi. Konfederasyonların hükümete verdiği süre akşam 17.00’de dolacak. Hükümet TEKEL işçilerine haklarını vermezse, konfederasyonların gündeminde 'genel grev' olacak.

Ankara’da Türk-İş Genel Merkezi önünde direnen Tekel işçileri, Başbakan ve Maliye Bakanı’nın provokatif açıklamalarına, Ankara Valiliği’nin çadırların kaldırılması şeklindeki tebligatlarına, polisin tacizlerine ve Ankara’nın dün iyice kendini gösteren ayazına karşın hâlâ kararlılığından bir şey yitirmedi.

43. gününe giren Tekel direnişinde bugün kritik bir gün. Konfederasyonların hükümete verdiği süre bu akşam saat 17.00’de doluyor. Bu saate kadar hükümetten bir adım atılmazsa, konfederasyonların bir araya gelip “genel grev tarihi de dahil genel eylem programını” açıklaması bekleniyor. Tekel işçileri de açlık grevlerine yeniden başlayacak. Tek Gıda-İş Genel Başkanı Mustafa Türkel de işçilerle birlikte açlık grevine katılacak.

İstanbul'da eylem var
İstanbul’da Herkese Sağlık Güvenli Gelecek Platformu saat 12.45’te AKM önünde toplanarak Gümüşsuyu’ndaki Türk-İş şube binasına yürüyecek ve burada oturma eylemine başlayacak. Platform üyeleri akşam konfederasyonların toplantısından “genel grev” kararı çıkana kadar oturma eylemini sürdürecek. Bu arada İstanbul İtfaiyesi ve Esenyurt Belediyesi işçilerinin Türk-İş şube binasındaki açlık grevi de devam ediyor.

Yan çizen Hak-İş'e Kumlu'dan ikna mektubu
Öte yandan Hak-İş Yönetim Kurulu dün bir açıklama yaparak akşam gerçekleşecek konfederasyonların toplantısına katılmayacağını bildirdi. Hak-İş Yönetim Kurulu, toplantıya katılmama gerekçesi olarak, Tek Gıda-İş Genel Başkanı Mustafa Türkel’in dört gün önceki gazetelerde yayınlanan “Hak-İş ve Memur-Sen’e hiçbir zaman el uzatmazdım. Ama Tekel işçisinin mücadelesi için elimi uzattım. Bu mücadele, kişisel duygu ve tepkilerin üzerinde olacak kadar önemli bir mücadele” sözlerini gösterdi. Hak-İş’in bu tutumu işçiler arasında “O toplantıya (21 Ocak’ta konfederasyonların toplantısı) hükümetin temsilcisi olarak katılıp açlık grevimizi baltaladılar” gibi yorumlara neden oldu. Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu ise Hak-İş Genel Başkanı Salim Uslu’ya toplantıya katılma çağrısında bulunan bir yazı gönderdi. Öte yandan AKP’ye yakınlığıyla bilinen Memur-Sen’in tavrı ise merak ediliyor.

Merhamet mi dediniz?
Konfederasyonların verdiği süre bu akşam doluyor ancak hükümetten bu süre içinde işçilere dönük bir adım atılmadığı gibi sistematik bir biçimde provokatif açıklamalar geliyor. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “Biz yetim hakkı yedirmeyiz, kasayı soydurmayız” şeklinde işçileri hedef alan açıklamalarının ardından Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de dün “Bizim hükümetimizin varsa bir hatası, özelleştirme sonucu açıkta kalan işçilerimize karşı merhamet beslemesi” şeklinde ifadeler kullandı. Şimşek’e yanıt hükümete yakınlığıyla bilinen Türk-İş Genel Mali Sekreteri ve Demiryol-İş Genel Başkanı Ergun Atalay’dan geldi. Atalay bakanın bu sözlerinden ötürü işçilerden özür dilemesini istedi. Tekel işçilerinin eyleminin, bir hak ve adalet mücadelesi olduğunu belirten Ergün Atalay, “Maliye Bakanı, eğer sözünü ettiği kadar merhametli olsaydı, karda, kışta, sokakta ekmek mücadelesi veren Tekel işçilerine bu şekilde yaklaşmaz, onlara 4-C gibi kölelik koşullarını reva görmezdi” dedi.

Polis sayısı arttı
Ankara Valiliği’nin Cuma gününden beri direniş çadırlarının kaldırılması yönündeki baskıları ve polisin giderek daha çok direniş alanında gözükmesi de Tekel işçilerinin kararlı direnişini kıramıyor. Önceki gece sabaha karşı direniş çadırlarında dolaşan çok sayıda resmi polisin notlar aldığı, çadırlardaki işçilerin kararlılığı konusunda bilgi edinmeye çalıştığı öğrenildi. Gündüzleri 4 polis aracının durduğu direniş alanında bu sayının 10’a çıkarıldığı ve özellikle geceleri işçileri provoke etmeye çalışan bazı sivillerin direniş alanına daha sık uğradığı da gelen bilgiler arasında. Öte yandan geceleri çevredeki kahvehanelere uyumak ve dinlenmek için giden işçilerin dün çadırlarından ayrılmama kararı doğrultusunda hareket ettikleri gözlendi.

Sendika başkanları oturma eyleminde
Bu arada, Türk-İş’e bağlı merkezi Ankara’da olan sendikaların genel başkanları ve merkez yöneticileri, Tekel işçilerini ziyaret ederek oturma eylemi başlattı. Tez-Koop-İş Genel Başkanı Gürsel Doğru, Ankara Valiliğinin işçilerin alanı terk etmesine yönelik kararını protesto etmek için geldiklerini söyledi. Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Ercan İpekçi de Tekel işçilerinin eyleminin yükselerek ilerlediğini belirterek, “Maden işçilerinde olduğu gibi bu da başarıyla sonuçlanacaktır. Zaten Erdoğan şimdiden sayıklamaya başladı, eski haleflerini saymaya başladı. Halk, Özal ile Menderes’i nasıl yıktıysa bunları da yıkacaktır” diye konuştu. Konuşmaların ardından, sendikaların genel başkanları ile merkez yöneticileri çadırları ziyaret ederek, oturma eylemine başladı.

Esnafa "şikayetçi ol" baskısı
Ankara Valiliğinin esnafın rahatsız olmasını gerekçe göstermesi de boşa çıktı. Sakarya Caddesi esnafı direnişin ilk gününden itibaren dükkanlarını açarak, su ve yiyecek yardımında bulunarak işçilere desteğini sürdürüyor. Hatta Sakarya Caddesi esnafı olarak işçilere destek için bir yürüyüş bile düzenlediler. Ancak valilik ve emniyetten esnafa “şikayetçi olun” şeklinde baskı yapıldığı belirtiliyor.

TKP'den 29 Ocak önerisi
Türkiye Komünist Partisi dün Türk-İş, KESK ve DİSK’e bir mektup gönderdi ve Tekel işçilerinin mücadelesi için seferberlik ilan etmeye çağırdı. TKP Siyasi Büro tarafından kaleme alınan mektupta, Tekel direnişinin tüm topluma yayılması için olağanüstü bir seferberlik ilan edilmesi gerektiği belirtildi. Mektupta Tekel işçisinin talebi olan genel grevin hayata geçirilme zorunluluğunun kaçınılmaz olduğu belirtilerek “Bizim önerimiz, bu büyük eylemin 29 Ocak Cuma günü ‘Genel grev, genel direniş’ çağrısıyla ve geniş toplumsal kesimlerin katılımıyla gerçekleştirilmesidir. Bu tarihin değişebileceğini ancak Ocak ayının dışına ertelenemeyeceğini düşünüyoruz” denildi.

Alper Taş: Saldırınız siyaseten sonunuz olur
ÖDP Genel Başkanı Alper Taş da Başbakan Erdoğan’a hitaben yazdığı açık mektupta “Sayın Başbakan hep Özal’ı ağzınıza alıyorsunuz, biliyoruz Özal’ın çizgisinden yürüyorsunuz. Özal’ın çizgisi ‘ben zenginleri severim’ çizgisiydi. Ama Özal’ın siyaseten sonunu getiren işçi sınıfı oldu, bunu unutmayın sayın Başbakan. Tekel işçilerine sizin hükümetiniz gazlarla, coplarla saldırdı. Yeni bir saldırıya hazırlanıyor. Hatırlatalım ki sayın Başbakan en büyük günah çoluk çocuğunun rızkı için mücadele edenlere saldırmaktır. TEKEL işçilerine saldırı sizin siyaseten sonunuz olacaktır” dedi.

(soL – Haber Merkezi)