Koşuyolu Hastanesi’nde meşaleli yürüyüş

Devrimci Sağlık-İş temsilcisi Ziya İncedere tarafından Kartal Koşuyolu Hastanesi önünde baskı ve sürgüne karşı başlatılan direnişin 108.gününde çeşitli sivil toplum örgütleri, siyasi partiler ve sendikaların katılımıyla meşaleli bir yürüyüş gerçekleştirildi.

Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde örgütlü Dev Sağlık İş sendikasının işyeri temsilcisi Ziya İncedere’ye 1 Ekim günü işbaşı yapmak üzere iş yerine geldiğinde, işini artık evine 30 km uzaklıkta bulunan Bayrampaşa hastanesinde sürdürmesi söylenmiş, İncedere fiili olarak işten çıkarma anlamına gelen bu durumu kabul etmeyerek 15 Ekim’de hastane önünde çadır kurarak direnişe başlamıştı.

Dün Dev Sağlık İş, Genel İş, Limter İş, Birleşik Metal İş’in de katılımıyla Lütfi Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesi önünden Koşuyolu Hastanesi Başhekimliği önüne kadar meşaleli bir yürüyüş gerçekleştirildi.

“Direnişin 108. gününde emeğimize, ekmeğimize, hastanemize sahip çıkıyoruz, direniyoruz” yazılı pankart taşıyan işçiler, yürüyüş boyunca sık sık “AKP sağlığa zararlıdır”, “Tayyip sen yaşa 770 liraya”, “Madende taşeron ölüm demektir”, “Sağlıkta taşeron ölüm demektir” sloganları attı. Yürüyüş sırasında minibüs şoförleri ve hasta yakınları da alkışlar ve kornalarla yürüyüşe destek oldu.

Koşuyolu Hastanesi Başhekimliği önünde dört sendika adına yapılan ortak basın açıklamasını okumak üzere Taksim İlk Yardın Hastanesi İşyeri Temsilcisi Nuray Gökçe söz aldı.

Sürgün direnişi 108. gününde
Gökçe, 3 yıldır Dev Sağlık İş sendikası hastane temsilciği yürüten İncedere’nin 7 yıllık hastane çalışanı olduğunu hatırlatarak sözlerine başladı.

1 Ekim günü İncedere’nin Bayrampaşa Hastanesi'ne yönlendirilerek, 3 gün içinde söz konusu hastaneye geçmemesi durumunda işten çıkarılacağının söylenmesinin kabul edilemez olduğunu belirtti.

"Kartal’da yaşayan ve çalışan bir işçinin üç gün içinde İstanbul’un bir diğer ucunda iş başı yapması beklenemez” şeklinde konuşan Gökçe, saldırının İncedere şahsında Dev Sağlık-İş’e yönelik olduğuna işaret etti.

“Biz, yıllardır devlet ve üniversite hastanelerinde çeşitli taşeron şirketler aracılığıyla sürekli yapılan girdi çıktılarla çalıştırılan ve böylelikle başta iş güvencesi olmak üzere çalışma saatleri, yıllık izinler, fazla mesailer gibi kazanılmış tüm hakları elinden alınan emekçileriz.” şeklinde konuşan Gökçe, kasım ayında hastane yönetimlerinin, Kamu Hastane Birlikleri’ne devredilmesinden sonra yeni yönetimlerin de bu hukuksuzluklara ortak olduğunu söyledi.

Gökçe “İnsan ihaleyle çalıştırılmaz, sağlıkta taşeron olmaz” şiarıyla Türkiye’nin dört bir yanında örgütlenmelerini büyüttüklerinin altını çizerek sözlerini “Haklılığımızın verdiği güçle bu onurlu mücadeleyi zafere ulaştırıncaya kadar sürdüreceğiz.” şeklinde sonlandırdı.

"Taşeron sistem işçinin canına kasıttır"
Gökçe’nin ardından söz alan Dev Sağlık İş Sendikası Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, hükümetin “taşeronu kaldırıyoruz” gibi çıkışlarının gerçeği yansıtmadığını belirterek, asıl yapılmak istenenin taşeron sistemini dizginsiz bir biçimde uygulamaktan başka şey olmadığını ifade etti.

“Ağzını açan taşeron kötüdür diyor ama emekçiler ölmeye devam ederken hiç bir şey yapılmıyor” şeklinde konuşan Çerkezoğlu, geçtiğimiz günlerde çalıştıkları taşeron firmada göçük altında kalarak feci şekilde can veren 9 maden işçisini hatırlatarak, “Taşeron sistem, madende, inşaatlarda, hastanelerde, kısacası yer altında da yer üstünde de işçinin canına kastetmektedir.” dedi.

Çerkezoğlu son olarak adı Türkiye Cumhuriyeti olan bu devletin taşeron cuhmuriyetine döndüğünü savunarak, “Bütün haklarımızı sokakta kazanarak, bedel ödeyerek aldık. Diğer direnişlerde olduğu gibi bunu da başımız dik şekilde kazanacağız ve bu oyunu bozacağız.” dedi.

"Ancak boyun eğmeyenler kazanır"
Çerkezoğlu’nun ardından söz alan direnişçi Ziya İncedere ise ancak ve ancak boyun eğmeyenlerin mücadeleyi kazanacaklarını belirterek, “Zafere kadar mücadele edeceğim, direneceğim!” dedi.

Yoğun katılımın olduğu meşaleli yürüyüşe Emekli Sen, Genel İş, Birleşik Metal İş, Dev Sağlık İş, Süreyyapaşa Direnişçileri, Halkevleri, TKP, Eğitim Sen Kartal, Maltepe PSAKD, Sokak Kültür Merkezi Maltepe, ESP, Devrimci Anarşist Faaliyet, İstanbul Tabip Odası, UİD-DER gibi çeşitli siyasi parti ve sivil toplum kuruluşları da destek verdi.

(soL-Kartal)