KEY davası daha da büyük

KESK ve Kamu-Sen Konut Edindirme Yardımı (KEY) hesaplarının geri ödenmesi sürecindeki sorunları yargıya götürürken, yasayla tanınmış yetkilerin tümünün kullanılamamış olduğu gözüküyor.

soL (HABER MERKEZİ) KEY hesapları ile geri ödeme şekli ve tutar konusunda emekçiler ve sendikalar hükümeti eleştirirken, yargı yoluna gidilmesi için adım atıldı. Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) KEY ödemeleri sürecindeki tüm sorunları bugün yargıya götürecek.

Kamu-Sen hükümetin 8,5 milyon emekçinin parasını gasp ettiği ve KEY ödemelerindeki hesaplamaların iptal edilerek, yeniden hesaplanması için dava açmış bulunuyor.

Konfederasyonlardan KEY girişimi
KESK Genel Başkanı Sami Evren verdikleri uzun mücadele sonunda KEY hesaplarının tasfiye edilmesini sağladıklarını ifade ederken, ödemelerin başlamasından itibaren skandalla karşılaştıklarını ifade etti.

Ödemelerin aile reisine ödeme yapılmasını da eleştiren Evren, Kadın emekçilerin mağdur edildiğinin altını çizdi. Evren, 1987-1995 yılları arasında çalışan bir kamu emekçisinin yaklaşık 3 bin YTL alması gerekirken, düzenleme ile bu miktarın yarısının bile verilmediğini ileri sürdü. Evren, KEY hesaplarına ilişkin tüm süreci bir bütün olarak ele alacaklarını ve yaşanan sorunları yargıya götüreceklerini belirtti.Türk-İş ise Çalışma Bakanlığı'na konuyla ilgili bir öneride bulundu. Konfederasyonun Bakanlığa gönderdiği yazıda, KEY ödemeleriyle ilgili çok sayıda şikayet olduğuna işaret edilirken, KEY tutarlarının Ziraat Bankası'na gönderilmediği veya eksik gönderildiği şeklinde şikayetlerin yoğunlaştığı belirtildi.

Öneri yazısında, 1995 yılından önceki sürelere ilişkin prim borcu olmayan işverenlerin KEY borçlarının bulunmasının zayıf bir ihtimal olduğu ifade edildi. KEY uygulama dönemine ait sigorta prim bordrosundaki kazançların esas alınarak hesaplama yapılmasının, yine KEY uygulaması dönemine ait prim borçları bulunmayan işverenlerin KEY ödeme yükümlülüklerini yerine getirdiklerinin kabulünün uygun olacağının düşünüldüğü belirtildi.

Sorun büyük olunca sendikaların yaptıkları yetmiyor
Ancak yasal olarak 2000 yılında sona eren ve 2007'de tasfiye edileceği açıklanan KEY hesabı için sendikaların takibi geç bile kalırken, yanlış bir uygulama ile KEY hesabının Emlak Bankası A.Ş üzerinden hesabın hisse senedi yoluyla tasfiye edilmesi ve emlak bankasının uyguladığı yüzde 50'lik faiz sorgulanmış durumda değil. Buna göre Emlak Bankası, 1987 yılında başlayan kesintiye 6 aylık mevduatta yüzde 50'lik faiz uygularken, o günkü diğer bankalarda faiz yüzde 100 uygulanması Emlak Bankası'nın yanlılığını gösteriyor. KEY kesintilerinin yasal olarak sona erdiği 2000 yılına kadar yüzde 50 ile yüzde 100'lük faiz uygulamaları arasındaki fark 43 kat olarak beliriyor.

Emlak Bankası unutuldu
Emlak Bankası kapatıldığı zaman biriken 378 trilyon ile taşınmaz mallarla şirket kurulmuş ve bu şirketin yüzde 61 hissesi KEY ödeneği ile alınmış bulunurken bu uygulama Anayasa'ya aykırı durumda yer alıyor.

İlgili 2001-361 sayılı kararda "Mülkiyet hakkı kişiye sahip olduğu hisse üzerinde istediği gibi tasarruf olanağı verir, toplum yararına aykırı olmamak kaydıyla malikin sahip olduğu şeyi dilediği gibi içinde kullanma hakkı vardır. Tasarruf teşvik hesabında ilgili kişi adına toplanan tasarruf tutarları yanında bu kişiler için devletin, iş kanunu hükmüne göre işçi çalıştıran şirketlerin, hesap yapmak zorunda oldukları katkı ve name üzerinde mülkiyet hakkı olmaktadır" ifadelerine yer verildi. Sendikaların bu konuda ve ödeme tutarı hakkında tespit davası açma ve denet kurma olanağı bulunuyor.

Ödeneceklerin yanında ödenenler devede kulak
Ayrıca, 75 metreden küçük alana sahip konutlar için KEY hesabından ödenen krediler 50-60 milyar lirayı bulurken, sendikaların uygun gördüğü 3 bin YTL'lik ve hükümetin ödediği en fazla tutar olan 1410 YTL'lik ödemeler komik gözüküyor. Tüm kamu çalışanlarının bakanlık düzeyinde hizmet cetvellerinde her türlü bilgileri yer alırken, hükümet tarafından KEY hesaplarına ulaşılamadığı, geri bildirimin yapılmadığı, hesapların hortumlandığı ya da yanlış bildirildiği yönünde yapılan açıklamaların yanlı olduğu gözlemleniyor.