'Kamu emekçileri etkisiz grevlere mahkûm edilemez'

Sınıf Tavrı Türkiye Koordinasyonu, yaptığı toplantının ardından KESK’in 19 Aralık’ta gerçekleştirdiği greve dair bir değerlendirme yayınladı.

Sınıf Tavrı internet sitesinde yayınlanan değerlendirmede, KESK'in kararını aldığı 19 Aralık grevi için, "ne yazık ki bir kez daha son yıllarda gerçekleşen başarısız grevlerden biri olarak kamu emekçilerinin mücadele tarihine yazılmıştır" denildi ve Sınıf Tavrı'nın bu tabloyu kabul etmeyeceği ifade edildi.

Yapılan açıklama şu şekilde:

Grev emekçilerin ellerindeki en önemli güçtür. Etkili bir grev ülkeyi sallar, hükümetleri düşürür.

KESK 19 Aralık için bir grev kararı almıştı. "Satış Sözleşmesini Kabul Etmiyoruz! Bütçeden Hakkımızı İstiyoruz!" sloganının öne çıkarıldığı grev ne yazık ki bir kez daha son yıllarda gerçekleşen başarısız grevlerden biri olarak kamu emekçilerinin mücadele tarihine yazılmıştır. Ülke gündemini bütünsel olarak ele almayan ve Haziran Direnişi’ni kendisine veri almayan bir grevin başarısının sınırları 19 Aralık’ta bir kez daha ortaya çıkmıştır.

Grevin başarısız olmasının nedeninin KESK ve bağlı sendikaların yönetimlerinin son yıllarda emekçi tabanla arasında giderek artan açı, yapılan siyasi hatalar ve grevlere güçlü bir örgütlenme çalışmasıyla hazırlanılmaması olduğu açıktır.

KESK yönetimi, 19 Aralık grevinin kapsamını, üzerinden aylar geçmiş toplu iş sözleşmeleri ve TBMM’de görüşülen bütçe olarak belirlemiştir. Oysa ülke yolsuzluk skandalıyla yerinden oynamakta, emekçiler ‘hükümet istifa’ demek için sokağa çıkmak istemektedir. Nitekim KESK birkaç ay önce ülke Haziran Direnişi ile sallanırken, siyasi olarak durduğu yerden dolayı bu kalkışmanın yeterince bir parçası olamamış ve o dönemde de aldığı grev kararını etkili bir şekilde hayata geçirememiştir. KESK, bir kez daha etkili bir kamu emekçileri grevinin bu sınırlı başlıklarla gerçekleştirilemeyeceğini görememiş ya da görmek istememiştir. Alınan grev kararının ardından da, grevin etkin bir şekilde hayata geçirilmesi için işyerleri düzeyinde etkili bir çalışma yürütülmemiş, grev hazırlıkları son yıllarda birkaç kez benzer şekilde yapıldığı gibi en fazla greve birkaç gün kala grev bildirisi dağıtmaya indirgenmiştir. Türkiye’nin yolsuzluk ve rüşvet skandalıyla çalkalanması emekçilerin greve katılımı belli ölçüde arttırsa da, böyle bir gündemde dahi emekçiler kitlesel kalabalıklar halinde alanları doldurmamışlar, greve çıkmamışlardır. Genel olarak KESK’in aldığı grev kararları tabanda bir heyecan yaratmamakta, siyasi vurgusu öne çıkmayan ve iyi örgütlenmemiş grevler, emekçilerin en etkili silahının etkisizce kullanılmasına, elinin boşa çıkarılmasına neden olmaktadır.

Gücünü Haziran’da ayağa kalkan halkımızın özgürlük ve aydınlanma özleminden ve yıllardır emekçilerin haklarına yönelik saldırıların baş aktörü AKP’yi mahkûm etmekten almayan bir grevin başarılı olamayacağı açıktır. Rüşvetli, yolsuzluklu büyük bir hırsızlığın gündeme geldiği bir dönemde hükümeti istifaya çağırmayan, bu kirli düzenin değişmesini talep etmeyen bir grevin geniş emekçi toplamlarıyla buluşmasını nasıl bekleyebilirdik?

Sınıf Tavrı bu tabloyu kabul etmemektedir, etmeyecektir. Yolsuzluğun, rüşvetlerin ortaya döküldüğü, hırsızlığın ülkenin bütçesi ile karşılaştırıldığı bir hal aldığı bir dönemde, emekçilerin talebi AKP hükümetinin çekip gitmesi, AKP’siyle, cemaatiyle bu yolsuzluk düzeninin değişmesidir. KESK bu ülkenin ilerici, solcu emekçilerinin mücadelesiyle ve değerleriyle kurulmuş, kamu emekçilerinin sınıf örgütüdür. KESK Genel Kurulu yaklaşırken, KESK’li emekçiler, işçi sınıfının bir parçası olarak değerlerini yeniden ayağa kaldırmalı, Haziran Direnişi’nin öğrettikleriyle, örgütünü, koltuk sayısı hesaplarına, siyasetsizliğe teslim etmemelidir.