GDO: Gözden kaçırılmaya çalışılan skandal

Genetiği değiştirilmiş organizmaların ülkeye rahatlıkla girmesini sağlayacak yönetmelik yayınlandı. Ziraat Mühendisleri Odası yönetmeliği skandal olarak değerlendirdi.

Gıda ve yem amaçlı genetik yapısı değiştirilmiş organizmalar (GDO) ve ürünlerinin ithalatı, işlenmesi, ihracatı, kontrol ve denetimine ilişkin yönetmelik geçtiğimiz günlerde Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdi. Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Gökhan Günaydın yönetmeliğin “hukuk, egemenlik ve halk sağlığı açısından bir skandal” olduğunu söyledi.

Oda binasında konuya ilişkin basın toplantısı düzenleyen Günaydın, düzenlemenin Meclis’te gündeme getirilmeden bir yönetmelikle yapılmasına da tepki göstererek GDO tartışmasının halkın dikkatinden kaçırıldığına işaret etti.

Meclis'e gelseydi, halkın tepkisini çekecekti
Hükümet sözcüsü Cemil Çiçek’in yeni yasama döneminde Meclis’e geleceğini açıkladığı Ulusal Biyogüvenlik Yasa Tasarısı’nın geri çekildiğine dikkat çeken Günaydın “Yasa Meclis’e gelseydi, konu kamuoyu önünde tartışılacaktı ve halkın tepkisini çekecekti” dedi.

Yönetmelikle GDO’lu ürünlerin ülkeye girişine meşruluk kazandırıldığını belirten Günaydın, 10 gün gibi kısa sürede GDO’lu ürünlerin yasaklanmasına ilişkin olarak 300 bin imza topladıklarını söyledi. Halkın yüzde 90’ının bu ürünlerin ülkeye girişine karşı olduğunu kaydeden Günaydın, demokratik bir ülkede yasa ve düzenlemeler çıkarılırken halkın isteklerinin dikkate alınması gerektiğini vurguladı.

Meslek örgütleri, demokratik kitle örgütleri, tüketici ve çevreci kuruluşlar ile bilim insanlarının yıllardır doğru içerikli bir Ulusal Biyogüvenlik Yasasının çıkarılmasının talep ettiklerini dile getiren Günaydın, bu yasa çıkarılmadan GDO’ların ticaretinin bir yönetmelikle düzenlenmesinin “hukuk, egemenlik ve halk sağlığı açısından bir skandal” olduğunu söyledi.

Yasaya dayanmayan yönetmelik!
Yönetmeliklerin yasa ve tüzüklerin uygulanmasını göstermek üzere çıkartıldığını belirten Günaydın, sözü edilen yönetmeliğin GDO’larla ilgili hiçbir düzenleme içermeyen Tarım, Gıda ve Yem Yasaları, 4703 sayılı Yasa ve 441 sayılı kanun hükmünde kararnameye dayandırılmaya çalışılmasının sürecin hukuksuzluğunu ortaya koyduğunu söyledi.

Türkiye’de yaşayan tüm yurttaşların sağlığını ve haklarını ilgilendiren bir konunun yönetmelik ile düzenlenmesinin “millet iradesi ve egemenliğinin ihlali” olduğunu vurgulayan Günaydın “Böylelikle, konunun vahim içeriği, halkın ve parlamentonun dikkatinden kaçırılmaya çalışılmaktadır” dedi.

GDO’ların ticaretinin birkaç küçük istisnayla serbest bırakılmasını, bu alandaki kararların devlet memuru ağırlıklı bir komiteye bırakılmasını ve Bakanlık tarafından seçilecek uzmanlar listesinden görüş alınması gibi hükümlerin, “halk sağlığı alanındaki tehlikenin açık görünümleri” olduğunu ifade eden Günaydın “Siyasilerin ve şirketlerin baskısına direnebilecek bağımsız bilim otoriteleri yerine güdümlü organizasyonlar yeğleyen Yönetmelik, bundan da öte, bir Bakan talimatı ile her an değiştirilebilecek konumdadır” dedi.

"Türkiye'nin GDO'ya ihtiyacı yok"
Türkiye’nin biyolojik çeşitliliği, tarım potansiyeli, halkın satın alma gücü ve tüketim alışkanlıkları değerlendirildiğinde GDO’lu ürünlere ihtiyacının olmadığını ifade eden Günaydın, bu ürünlerin kullanımının halk sağlığına aykırı olduğunu savundu.

Margarin örneği
Basın toplantısına Ankara Tabip Odası adına katılan Prof. Dr. Kenan Demirkol ise GDO’lar üretilirken her bir genetik değişiklikte 8 kimyasal madde kullanıldığını, vücut tarafından sindirilemeyen söz konusu ürünlerin böbrek yetersizliği ve kısırlığa yol açtığını ifade etti. İlk kez üretilen 1908’de üretilen margarinin içindeki zararlı asitlerin yapılan araştırmalarla ortaya konulduğunu ve bunun ardından margarin yapımında bu maddelerin kullanılmadığını anlatan Demirkol, “GDO’lu ürünler üçüncü nesilleri etkiliyor. Bunlardan vazgeçmek için margarinde olduğu gibi bir 100 sene daha mı bekleyeceğiz” diyerek söz konusu ürünlere ilişkin önlem alınması çağrısı yaptı.

(soL - Haber Merkezi)