Galatasaray Üniversitesi'nde hocalar grevde

Galatasaray Üniversitesi, Marmara Üniversitesi ve Galatasaray Lisesi hocalarının sözleşmeleri Fransa Dışişleri Bakanlığı tarafından süreli hale getirildi. Durumu protesto eden öğretim görevlileri ikinci kez greve giderek sözleşmelerin süresiz olması gerektiğini vurguladılar.

Fransız Devleti'nde kadrosu bulunan, İstanbul'da Galatasaray Lisesi, Galatasaray Üniversitesi ve Marmara Üniversitesi'nde çalışan Fransızca öğretmenlerinin istihdam koşulları 2009 yılında Fransa Dışişleri Bakanlığı'nın kararı ile değiştirildi. Eskiden süresiz sözleşmelerden yararlanan öğretim elemanları, yeni sistem ile 2009'da uygulanan ve bu yıl sona eren 2+2+1 diye adlandırılan süreli sözleşmelere tabi oldular.

Eğitim alanında faaliyet gösteren Türk-Fransız işbirliği kurumu Eğitim ve Dil İşbiliği Misyonu (MICEL) üyesi öğretim elemanları bu durumu değiştirmek, eskisi gibi süresiz sözleşme haklarını geri almak için ikinci kez greve gitti. Galatasaray Üniversitesi, Galatasaray Lisesi, Marmara Üniversitesi ve Fransız Kültür Merkezi'ndeki dersler grev sebebiyle iptal oldu. Öğretim görevlileri Fransız Kültür Merkezi'nde toplanarak durumu tartıştı, pankart boyadı. Daha sonra ise başından beri sürece destek veren Eğitim-Sen 6'nolu Şube'de basın açıklaması gerçekleştirildi.

MICEL temsilcisi Virgile Mongiavillano ile basın açıklaması öncesinde soL gazetesinin sorularını yanıtladı:

Yeni sözleşme yapısının 2+2+1'in yarattığı problemler nelerdir?
Bir kere bu sözleşme ile iki sene çalışıp ülkene dönüyorsun. Ancak biz Fransızca eğitim versek de Türk müfredatına göre veriyoruz. Bu müfredatı kavrayabilmek için zaman gerekir. Bir adaptasyon süreci vardı. İki senede öğretim elemanı tam uyum sağlayacak, sonra gidecek, yeni gelen yine aynı şeyi yaşayacak. Eğitim kalitesi ciddi oranda düşer. Gitmek zorunda olmak, rotasyon sorunu da bizler için büyük bir problem.

Sizce hükümet neden böyle bir karar aldı?
Bunun iki sebebi var. Birincisi ekonomik olarak tasarruf sağlamak. Ancak bunun yanlış olduğu ortada. Ekonomik açıdan da daha ekonomik değil. İkinci olarak personeli aynılaştırma, uyumlu hale getirme. Yani personelin birbirini tanımasını, kaynaşmasını istemiyorlar. İki sene çalışsın gitsin istiyorlar.

Türkiye'deki öğretim elemanlarının sosyal güvenlik hakları ve sözleşme durumları ile ilgili ne düşünüyorsunuz?
Mesela sadece Fransız ya da Türk öğretim elemanları değil tabi, bu aslında uluslararası bir sorun. Tüm dünyada devletler, ekonomik olarak tasarruf edeceklerini sanıyorlar bu yollarla. Türkiye'de de ciddi sosyal güvenlik sorunları, sözleşme ve rotasyon sorunu olduğunu biliyoruz. Bu uluslararası bir sorun.

Türkiye'ye yeni bir eğitim modeli geldi 4+4+4. Bu eğitim modeli hakkında ne düşünüyorsunuz?
Toplumun İslamlılaştırılmasını kaygı ve endişe ile izliyoruz.

MICEL öğretim elemanları (Galatasaray Üniversitesi, Marmara Üniversitesi, Galatasaray Lisesi) Eğitim-Sen 6'nolu Şube'de yapılan basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi:

“Eğitim ve Dil İşbirliği Misyonu (MICEL), bir başka değişle eğitim ve öğretim alanında faaliyet gösteren Türk-Fransız işbirliği kurumu olan MICEL, halen Türkiye'de 56 Fransız öğretim elemanıyla, Galatasaray ve Marmara Üniversiteleri ve Galatasaray Lisesi bünyelerinde hizmet vermektedir.

İkinci kez MICEL elemanları, 4 Nisan 2013 günü grev yapma kararı almışlardır. Amacımız, 2009 yılında yürürlüğe giren süreli sözleşmeli personel uygulamasını protesto etmektedir. Fransa Dışişleri Bakanlığı tarafından tek taraflı olarak alınan bu karar, Fransız öğretim elemanları ve çalıştıkları kurumların Türk öğretim elemanları ve yöneticileri olmak üzere, uygulamanın tüm muhataplarını endişelendirmektedir.

Söz konusu muhatapların tamamı ilgili öğretim elemanlarının öğretim görevlerini layıkıyla yerine getirebilmenin, Türk eğitim sistemiyle tam anlamıyla bütünleşmelerinden geçtiğini belirtmektedir. Kaldı ki, süreli sözleşmeli personel uygulaması sonucu oluşan zorunlu ve sık rotasyon gerekliliği, bu kaynaşma ve bütünleşme olgusuyla uyumsuzdur.

Bu konuda çok sayıda siyasi (Fransız senatörler ve milletvekilleri) de destek vermektedir bize. Bu çerçevede Fransızların Türkiye'deki temsilcisi Senatör Jean-Yves Leconte, Dışişleri Bakanı Sayın M. Laurent Fabius'a bir soru yöneltmiştir. Bakanlığın resmi cevabını Senato'nun 9 Nisan tarihinde gerçekleşecek olan kurulunda vermesi beklenmektedir.

Yüklenmiş olduğumuz öğretim görevlerimizi istikrar içinde yerine getirebilmek açısından, süreli sözleşmeli personel uygulamasının ivedilikle yürürlükten kaldırılmasını talep ediyoruz.”

Basın açıklamasının ardından basının sorularını yanıtlayan öğretim elemanları, Türk tarafının da kendilerine destek verdiğini söyledi, İstanbul'da konsoloslukla görüştüklerini, taleplerini Ankara'ya ilettiğini ancak Dışişleri Bakanlığı'nın hiç cevap vermediğini söyledi. Bunun 3 yıldır süren bir durum olduğu ancak, artık sözleşmeler bittiği için grev yaptıklarını anlattılar. Ayrıca MICEL'in sadece Türkiye'de olduğu ve burada çok özel bir eğitim verildiği, başka yerde bu sistemin uygulanmadığı vurgulandı.

MICEL hocalarının bir başka sorunun ise çocuklarının eğitimi için Türkiye'de çok yüksek okul harcı vermeleri. 6000 - 7000 civarında harç veriyorlar. Çünkü Pierre Loti özel ve Fransız eğitim alabilecekleri tek yer. Fransa'da vergi verdiklerini belirten öğretim üyeleri, bir diğer taleplerinin, Fransız hükümetinin çocuklarının eğitimini karşılaması. Öğretim üyeleri “Fransız Hükümeti Saint Joseph, Benoit gibi okullara farklı davranıyor, onların ki sınırsız, istediklerini alıp gönderebiliyorlar. Bizi sanıyorlar ki çok para alıyoruz oysa Fransa'daki ile aynı. Ayrıca buraya idealist olarak eğitim vermeye geliyoruz hoca olmaya geliyoruz, devlet okulunda Fransızca ders veriyoruz. Bunun kıymeti bilinmiyor“ dedi.

Basın açıklaması, 12 Nisan'da geleneksel olarak yapılan eş temsili toplantısında (Fransız ve Türk Dışişleri Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ve üniversitelerden hocaların katıldığı, senede iki kere yapılan önemli kararların verildiği ve eğitim rotasının belirlendiği toplantı) bu konunun gündeme gelmesi için baskı oluşturulacağı ve grevlere devam edileceği belirterek, sonlandırıldı.