Enflasyon yoksullaştırıyor: Asgari ücretli alım gücünü kaybetti

Öngördüğü yüzde 3 sefalet zammı ile asgari ücretliyi yoksulluğa mahkûm etme pazarlığı yapan AKP hükümeti “Asgari ücretliyi enflasyona ezdirmedik” propagandası yapsa da DİSK-AR, hazırlamış olduğu raporla asgari ücretlinin gerçek alım gücünü ortaya koydu.

AKP hükümeti öncülüğünde “demokrasicilik oyunu” sahnesine dönüşen Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun, yeni yılında geçerli olacak asgari ücreti belirlemek için yeniden toplandığı bugün DİSK-AR, “Asgari Ücretlinin Alım Gücü Raporu”nu bugün yayınladı.

En genel tanımıyla fiyatlar genel seviyesinin devamlı yükselmesi anlamına gelen enflasyon, gelir dağılımını ücretliler aleyhine olumsuz etkileyerek sabit gelirlilerin satın alma gücünü azaltıp küçük bir grubun refahını artırmaya yarayan bir mekanizma olarak ifade ediliyor.

Söz konusu bu gerçeklikten hareketle asgari ücretlinin fiili alım gücünü tespit eden DİSK-AR hazırladığı raporda, asgari ücretlinin son bir yılda ekmek, ayçiçek yağı, elektrik, su, odun ve kömürde yaşanan fiyat artışları karşısında alım gücünü büyük ölçüde kaybettiğini dile getirdi.

Asgari ücretli daha fazla yoksullaştı
TÜİK’in Madde Fiyatları, TÜFE Endeksi ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın verileri üzerinden yapılan hesaplamaya göre, asgari ücretli geçtiğimiz yılın kasım ayı ile bu yılın kasım ayı karşılaştırıldığında ekmek karşısında alım gücünü % 1,23 düzeyinde yitirirken, geliri ile 14 ekmek daha az alabiliyor.

Rapora göre, asgari ücretlinin fiyatı nedeniyle daha çok alabildiği ayçiçeği yağından 2 litre 100 gram daha az alabiliyor. Asgari ücretli, fiyatı nedeniyle kırmızı ete kıyasla tercih ettiği tavuk etinden bir önceki yıla göre 3 kg daha az yiyebiliyor. Kuru fasulyede ise % 2,53 oranında alım gücü kaybı yaşandı.

Öte yandan asgari ücretlinin kış aylarıyla birlikte en çok gelir kaybı yaşadığı kalemlerinden biri ise ısınma giderleri oldu. Asgari ücret doğalgaz karşısında alım gücünü % 12,7 düzeyinde kaybederken, odunda bu oran % 7,9, kömürde %3,13 seviyesinde gerçekleşti.

Ayrıca asgari ücretlinin en önemli harcama kalemlerinden biri olan elektrik ve su kullanımı da yapılan son zamlar ile ciddi gider artışına yol açtı. DİSK-AR asgari ücretlinin elektrik ücreti karşısında alım gücünü % 7, su karşısında ise % 5,6 oranında kaybettiğini belirtti.

Aynı şekilde ulaşım zamlarının etkisini de araştıran DİSK-AR, asgari ücretin tren ulaşımında alım gücünü % 12 oranında, şehir hatları vapurlarında % 5,27, metroda ise %3,1 oranında kaybettiğini ifade etti.

“Enflasyon verileri asgari ücretlinin yaşadığı yoksulluğun üzerini örtüyor”
Tüketici Fiyatları Endeksini belirlemek üzere TÜİK tarafından oluşturulan mal ve hizmet sepeti içerisinde asgari ücretlinin temel ihtiyaç kalemlerinin yeterli ağırlığa sahip olmamasına dikkat çeken DİSK-AR, bu durumun asgari ücretlinin yaşadığı yoksulluğun üzerini örttüğünün altını çizdi.

Bu bağlamda, 2011 ile 2012 Kasım aylarındaki fiyatlar karşılaştırıldığında en ciddi alım gücü artışının, kimi meyve ve sebzeler çıkartıldığında, kablo özel yayın hizmetlerinde, bilgisayara ekipmanlarında, asgari ücretlinin asla yapamadığı tatiller ve yurt dışı tur fiyatlarında, yazıcılarda ve görsel işitsel cihazlarda yaşandığı görülüyor.

Enflasyonun halkı yoksullaştırdığını vurgulayan DİSK-AR, bu ürünlerin asgari ücretlinin gündeminde olmayan ürünler olmasına karşın enflasyon endeksini aşağıya çeken bir nitelik sahip olduğunu vurguladı.

“Asgari Ücret Tespit Komisyonu lağvedilmeli, toplu pazarlık süreci başlatılmalı”
Reel olarak önceki yıla göre asgari ücretin enflasyonun üzerinde bir artış göstermiş gibi görünse de gerçeğin son derece farklı olduğunu belirten DİSK-AR, asgari ücretin bir işçiyi ve ailesini kimseye muhtaç etmeyecek bir düzeyde belirlenmesi ve sefaletin son bulması gerektiğini dile getirdi.

DİSK-AR asgari ücretin sefalet ücreti olmaması için aşağıdaki önerileri sıraladı:

1.“Asgari ücret, işçinin ailesi ile birlikte tüm zorunlu ihtiyaçlarını karşılayacak biçimde, insan onuruna yakışan bir düzeyde tespit edilmelidir.

2. Asgari Ücret Tespit Komisyonu lağvedilmeli, asgari ücretin belirlenmesi süreci bir toplu pazarlık süreci olarak ele alınmalıdır.

3. Görüşmeler kamuoyuna açık hale getirilmeli, anlaşmazlık durumunda işçilerin üretimden gelen güçlerini kullanabilecekleri yasal zeminler oluşturulmalıdır.

4. Asgari ücretin herkese bölge, yaş, işkolu vb. ayrımı yapılmaksızın aynı oranda belirlenmesi esas alınmalı, bölgesel asgari ücrete uygulanması yolundaki girişimlerden uzak durulmalıdır.

5. Asgari ücret gelir dağılımını düzenleyici yönde belirlenmeli ve ekonomik büyümeden pay almalıdır.

6. Asgari ücretlinin geçim haddi ile enflasyon arasındaki uyumsuzluğun yoksullaştırıcı etkisi göz önüne alınarak, enflasyon verilerinde temel harcama kalemleri dikkate alınmalı, TÜFE sepeti emek örgütlerinin katılımı ile belirlenmeli ve denetlenmelidir.

7. Asgari ücretle çalışanlar için elektrik, su, doğalgaz kullanımı asgari ihtiyaç sınırına kadar ücretsiz olmalıdır.

8. Sabah 6.00-9.00 ile akşam 18.00-21.00 saatleri arasında ulaşım parasız olmalıdır.

9. Eğitimde hiçbir ad altında para alınmamalı, eğitimin okul dışı giderleri devlet tarafından karşılanmalı, sağlık tümüyle parasız olmalıdır.”

(soL- Haber Merkezi)