Burger King işçileri: Sipariş değil, destek verin!

Sendikal mücadele yürüttükleri için işten çıkarılan Burger King çağrı merkezi işçileri ile, çağrı merkezi çalışanı olmak, çalışma koşulları ve örgütlü mücadele üzerine konuştuk. İşçiler, yürüttükleri mücadeleye “Sipariş yok destek var!” kampanyası ile katkı bekliyorlar.

Burger King çağrı merkezi çalışanlarından dördünün yaklaşık iki ay önce işten çıkarılması ile beraber, çağrı merkezlerinde insanlık dışı uygulamaların yaşandığı bir kez daha gözler önüne serildi. İzinsiz tuvalete gitmenin yasak olduğu, tek ayak üzerinde bekletme gibi cezaların uygulandığı iş yerinde, aynı zamanda patron yanlısı işçiler tarafından diğer çalışanlara baskı uygulanması da söz konusu. Bu koşullara boyun eğmeyip örgütlenme yoluna giden ve bunun üzerine işten çıkarılan işçiler Gülbahar Bat, İsmail Yıldız, Murat Yıldız ve Pınar Bat mücadelelerine destek bekliyorlar.

Çağrı Merkezi Çalışanları Derneği tarafından Facebook’ta açılan “Sipariş Yok, Destek Var” kampanyası ile işçilere destek vermek mümkün. Bunun dışında, bugün ve yarın saat 12.00–14.00 ve 19.00–20.00 arası 444 54 64'ü arayıp 1’i tuşlayarak, karşınıza çıkan çağrı merkezi çalışanına sendikal mücadelenin desteklendiğine dair kısa bir konuşma yapılarak mücadeleye destek olunması bekleniyor.

Çağrı merkezi çalışanlarının çalışma koşulları, günlük mesaileri hakkında bilgi verir misiniz?
Gülbahar Bat: Çağrı merkezi çalışanları call center elemanları olarak biliniyor. Ülkemizde yeni bir iş kolu aslında. Yeni olmasına rağmen hızla, çığ gibi büyüyen bir iş kolu. Geçmişte tekstil her dönem ön planda olan iş kolu iken bugün neredeyse çağrı merkezleri onun yerini almış durumda. 40–45 bin arası çalışanın yer aldığı bir sektörden bahsediyoruz.

Banka ya da diğer çağrı hizmetleri ile fast food sektöründeki çağrı hizmetleri arasında bir takım farklılıklar bulunuyor. İşverenler bire bir bizim yaptığımız iş üzerinden para kazanıyorlar. Biz bankalarda olduğu gibi arayan müşteriyi yönlendirme gibi bir iş yapmıyoruz, doğrudan sipariş alıp, satış yapıyoruz. Bizim çağrı merkezimiz günde 6 bin ila 6 bin 500 arası sipariş alıyor. Burger King’in Türkiye çapında 365 şubesi var. Çağrı merkezinde çalışan eleman sayısı ise 129.

Eskiden 150 çağrıyı alan eleman işini yapmış sayılıyordu. Ancak bir müddet sonra işin yükü artmaya başladı. İki kişinin işini bir kişi yapar hale geldi. Çalışanların temel ihtiyaçlarını giderdikleri mola ve yemek saatlerinde kısıntıya gidildi. 11 saatlik mesai boyunca hem fiziksel hem de psikolojik olarak yıpranıyorsunuz. İstediğiniz zaman tuvalete bile gidemezsiniz! Temel ihtiyaçlarınızı bertaraf ederek hedeflenen cirolara ulaşmaya çalışıyorlar.

Çalışma koşulları bu haldeyken örgütlenme çalışması nasıl başladı?
İsmail Yıldız: Çalışma koşullarından herkes şikayetçiydi. İşverenler şikayetleri dikkate almıyorlardı. Biz bazı arkadaşlarla bir araya gelerek neler yapabileceğimizi konuştuk. Hangi işkoluna dahil olduğumuz nerede örgütlenebileceğimiz konusunda araştırma yaptık.

Bir arkadaşımızın önerisi ile Tez-Koop İş’e geldik ve bilgi aldık. Yaklaşık bir sene önce oluyor bütün bunlar. Çekirdek kadromuzu oluşturduk. Sendikalaşma anayasal bir hak olmasına rağmen, bunu gerçekleştirmenin ülkemizde zor olduğunu biliyorduk. Sendika ile iletişim halinde çalışmalarımızı yürüttük. Aslında yetkiyi alacak sayıya ulaşmamıza rağmen, çeşitli sebeplerle (askerlik, koşulların zorluğu vb.) işten ayrılan arkadaşlarımız oldu.

Patron durumun farkına varınca, çalışmanın öncüsü olarak gördüğü çalışanlar üzerindeki baskıyı arttırdı. Öncü durumundaki çalışanların talepleri dikkate alınmıyordu. Aslında biz bir müdahale bekliyorduk. Murat arkadaşımız performans bahane edilerek işten çıkarıldı. Bir buçuk yıldır orada çalışıyordu. Ses kalitesinin düşüklüğü gerekçe olarak sunuldu. Oysa ki işe alırken böyle bir kalite kontrol uygulanmıyor. Ayrıca, çalıştığı süre boyunca sorun olmayan ses kalitesi birden bire sorun haline getirildi.

Murat’ın sendikal çalışmadan ötürü işten çıkarıldığını biliyorduk. Tepki göstermemiz gerektiğini biliyorduk, sıra ile herkes işten çıkarılacaktı. Tepki göstermemiz üzerine, patronun iki elemanı tarafından bize saldırı gerçekleşti. Patronlarla yaptığımız görüşmede bizlerin de işten çıkarıldığı söylendi. Biz de gerekçesini sorduk. Tebligat gelmeden işyerini terk etmeyeceğimizi söyledik. Bu durumla karşılaşacağımızı biliyorduk, gerekli cevabı vermek önemliydi bizim için. İşten çıkarıldık. Tez-Koop İş 5 Nolu Şube Başkanı (Rabia Karaca Över) işyerine geldi ve sendikal çalışma yürüttüğümüz için işten çıkarılamayacağımızı söyledi patronlara. İstediğiniz mahkemeye başvurun dediler.

Daha sonra bizler, çeşitli basın açıklamaları ve duyurularla yaygınlaştırmaya çalıştık yapılan haksızlığı ve örgütlü mücadelemizin haklılığını. Sosyal paylaşım sitelerinde bizlere sunulan destek, çalışmaya devam eden arkadaşlarımıza moral oldu. “Sipariş yok destek var!” kampanyası oldukça anlamlı odu, devam etmesi gerekiyor bu kampanyanın.

Bundan sonra ne gibi eylemlilikler olacak?
Pınar Bat: Cuma (bugün) ve Cumartesi günleri için yine özellikle siparişlerin yoğun olduğu saat 12.00–14.00 arası ile 19.00–20.00 arasında çağrı merkezinin aranarak sendikal mücadeleye destek sunulmasına dönük eylemimiz olacak.

29 Temmuz’da ise işe iade için açtığımız davanın duruşması var. Bu duruşmaya kalabalık gitmemiz gerekiyor. Gelebilecek herkesi bekliyoruz. Bizim gibi mağdur olan, işten çıkarılan başka arkadaşlarımızla ortak eylemler olursa biz de yerimizi alacağız. Biz özellikle “Sipariş yok destek var!” kampanyasını yaygınlaştırmak istiyoruz. Sendikalı olmak için başvurmuş çalışanlar üzerindeki patron baskısının ortadan kalkması ve sendikalaşma için geniş çaplı bir desteğe ihtiyacımız var.

Sizin gibi örgütlendiği için ya da haksız yere işten çıkarılan işçilerle temasınız ne düzeyde? Örneğin, bugün (Perşembe) yapılan ziyaretler var…
Murat Yıldız: Bugün Yenibosna’daki Omteks işçilerini ziyaret ettik, Tez-Koop İş 1, 4 ve 5 nolu şubenin temsilcileri ile. Kumanya götürdük arkadaşlarımıza. Bunu dışında Tuzla Deri Sanayide bulunan Kampana Deri, Lengrad ve Fırat-Pen’deki işçileri ziyaret ettik.

İki hafta önce de Birleşik Metal-İş’e örgütlenen Casper işçilerini ziyaret ettik. Direnişteki bütün işçiler vardı Casper ziyaretinde. Bir eylem platformu oluşturma düşüncemiz var. Böylece sesimizi daha gür çıkarabileceğiz. Daha önce, 15–16 Haziran ile ilgili ortak bir basın açıklamamız oldu Taksim’de. Geçen Hafta Tuzla Deri sanayide ortak bir basın açıklaması oldu.

soL Haber Portalı olarak mücadelenizde başarılar diliyoruz. Son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı?
İsmail Yıldız: Çalışma koşullarımız çok ağır olmasına rağmen patronlar bu durumu hiç dikkate almıyorlar. İşçilerin sağlık durumunu önemsemiyorlar. Çalışanlar fast food dışında bir şey yiyemiyorlar ve ciddi sağlık sorunlarına yol açıyor bu durum.

Burger King Amerikan patentli bir firma. Ciddi paralar kazanan bir firma aynı zamanda ancak çalışanlar için bunun binde birini bile harcamaya yanaşmıyor. Türkiye’de faaliyet yürütmesine rağmen buradaki yasaları dikkate almıyor. Burger King’in işçilere reva gördüğü koşulları teşhir etmek gerekli ve önemli.

Gülbahar Bat: Sendikalı olmak bu ülkede insanca yaşamak ve insanca çalışmak demektir. Bu yüzden örgütlü mücadele korkulacak bir şey değil aksine ısrarla yürütülecek bir faaliyettir.

(soL - İstanbul)