Binlerce işçi Kartal'da buluştu

Binlerce emekçi, şanlı 15-16 Haziran direnişinin 40. yıldönümüne birkaç gün kala “halkın işini ve ekmeğini çalanlardan hesap sormak için” İstanbul Kartal Meydanı’nda buluştu.

Türkiye Komünist Partisi (TKP)'nin düzenlediği işçi mitingi, binlerce işçinin katılımıyla gerçekleşti. Dün saat 16.00’da Cevizli Tekel Fabrikası önünde buluşan çeşitli sektörlerden işçiler “AKP’den hesap soracağız”, “Memleketi Satanlardan Hesap Soracağız", "Halkın İşini ve Ekmeğini Çalanlardan Hesap Soracağız” pankartları arkasında birleşti.

Yürüyüşün ön saflarında sağlık emekçileri, eğitim emekçileri, TEKEL işçileri ve metal işçileri yer aldı. İşçi havzası olarak bilinen Gebze’ye yakın bir nokta olan Kartal’daki mitinge Gebze’den de çok sayıda metal işçisi katıldı. Yurtsever Cephe İşçi Birliği bünyesinde mitinge Ankara’dan katılan metal işçileri ise “Demiri tavında AKP’yi kavgada döveceğiz” pankartı ile dikkat çekti.

İşten atılan UPS işçileri ve BANK-SEN’de örgütlü banka emekçilerinin de destek verdiği mitinge Anadolu Yakası Adalet Sarayı inşaat işçileri “En büyük çeteden hesap soruyoruz”, Beyoğlu hizmet işçileri ise “Güvencesiz çalıştırılmanın fazla mesainin hesabını soracağız” pankartlarıyla katıldı.

“AKP’nin değil TEKEL işçisinin açılımını destekliyoruz”
“Halkın İşini ve Ekmeğini Çalanlardan Hesap Sorma Zamanı” pankartı arkasında yürüyen TKP kortejinde ise İstanbul’un yanı sıra çevre illerden gelen emekçiler de vardı. “İşsizliği Yoksulluğu Açlığı İstikrar Diye Yutturan Emekçi Düşmanlarından Hesap Sorma Zamanı” pankartı ile TKP Bursa İl Örgütü, “Bandırma Limanını Satanlardan Hesap Sorma Zamanı” pankartıyla TKP Balıkesir İl Örgütü, “Rant, Tarikat, Emperyalizm, Anayasanı Al Başına Çal” pankartıyla TKP Tekirdağ İl Örgütü ve “Yaşasın 15-16 Haziran Direnişimiz” pankartıyla TKP Kocaeli İl Örgütü de alandaydı. Yürüyüş boyunca TKP İstanbul İl Örgütü’nün “AKP’nin değil TEKEL işçisinin açılımını destekliyoruz” pankartı Kartal halkı tarafından sıklıkla alkışlandı.

“Türkiye İşçi Sınıfına Selam”

AKP karşıtı sloganlar eşliğinde Kartal Meydanı’na giren işçileri Murat Yeşilyurt türküleriyle karşıladı. Tiyatro sanatçısı Orhan Aydın’ın sunuculuğunu yaptığı miting, dünyanın dört bir yanında iş cinayetlerinde, eylem alanlarında, maden ocaklarında yaşamını yitiren işçiler için bir dakikalık saygı duruşu ile başladı. Tiyatro sanatçısı Metin Coşkun’un, Nâzım Hikmet’in "Türkiye İşçi Sınıfına Selam" şiirini okumasının ardından çeşitli sektörlerden emekçiler sırasıyla söz aldı. Mitingte oyuncu Ender Yiğit de Hasan Hüseyin Korkmazgil’in Kızılırmak şiirinden bir parça okudu.

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde çalışan bir sağlık emekçisi, AKP iktidarı döneminde sağlıkta yapılan dönüşümlerden, özelleştirme süreçlerinden bahsetti. Aile hekimliği uygulaması ile sağlık ocaklarının özelleştirileceğini, ardından sıranın devlet hastanelerine de geleceğini belirterek, kamu hastane birlikleri yasasının plan bütçe komisyonundan geçmesiyle sağlıkta kar mantığının ön plana çıkarıldığını ve hastanelerin iyi hastane, kötü hastane şeklinde hastaların ödediği pim miktarlarına göre sınıflandırılmasının söz konusu olduğunu söyledi.

“İşçi düşmanı AKP’nin derisini yüzeceğiz”
Ardından söz alan bir deri işçisi ise 12 yaşından beri Gedikpaşa’da bir deri atölyesinde çalıştığını söyleyerek deri işçilerinin havasız, zehirli kimyasallarla iç içe, sağlıksız ortamlarda sigortasız çalıştırıldığını ve bu sektörde çalışan işçilerin neredeyse tümünde meslek hastalığı görüldüğünü vurguladı. Deri işçisi, direnen Çorlu Yeşil Kundura işçilerini de selamlamasının ardından konuşmasını “İşçi düşmanı AKP’nin derisini yüzeceğiz” sözleriyle bitirdi.

“300 binlik açığa 10 bin öğretmen atamak dalga geçmektir”
Zonguldak’ta ölen maden işçilerini anarak ve TEKEL işçilerini selamlayarak konuşmasına başlayan Beyoğlu’nda hizmet sektöründe çalışan bir işçi ise kafe, bar, lokanta, çay bahçesi gibi mekanlarda günde 12-14 saat çoğunlukla sigortasız çalışan hizmet sektörü işçilerinin yaşadığı sorunlardan ve bu şartlardan kurtulmanın tek yolunun örgütlenmek olduğundan bahsetti.

Eğitim ve bilim emekçileri adına konuşan bir öğretmen, Türkiye’de AKP iktidarının en çok çuvalladığı ve hayati önem taşıyan alanların başında sağlık ve eğitimin geldiğini söyleyerek bugün eğitim sisteminde var olan sorunları sıraladı. Türkiye’de 300 bin öğretmen açığı olmasına karşı 10 bin atama gerçekleştirilmesinin resmen halkla dalga geçmek olduğunun altını çizerek Ataması Yapılmayan Öğretmenler Platformu’nu selamladı.

Ardından Gebze’de metal sektöründe çalışan bir işçi metal sektöründe kriz bahanesiyle çok kişinin işten atıldığını, ücretlerin düşürüldüğünü ve toplu iş sözleşmesi hakkının baskı altında tutulduğunu söyleyerek metal sektöründe işçilerin kimi yerlerde haftalık çalışma saati olan 225 saatin üstüne 150-200 saat fazla mesai yapmak zorunda kaldıklarını belirtti.

“İşçi olmaktan gurur duyuyorum”
TEKEL işçileri adına uzun ve coşkulu bir konuşma yapan Türkiye Askar ise TEKEL işçilerinin TEKELin özelleştirilmesi gündeme geldiğinden beri mücadele içinde olduklarını, direnişin bu kadar uzun sürmesinin nedeninin AKP iktidarının yalanları, adaletsiz uygulamaları ve Başbakan Erdoğan’ın TEKEL işçilerine ettiği hakaretler olduğunu söyledi. Askar, “Erdoğan bize yan gelip yatıyorlar diyor. Benim üç tane kalıcı meslek hastalığım olduğuna dair raporum var” diyerek TEKEL işçisinin hayatını alınteri ile kazandığını ve kendisinin de işçi olmaktan ötürü gurur duyduğunu söyledi.

“Bizim için hesap sorma, AKP için hesap verme zamanı”
Son olarak kürsüye gelen TKP Genel Başkanı Erkan Baş, bu büyük coşkulu kalabalığın bugünü kazanmak, yarını kurmak için burada buluştuğunu söyledi. 30 yıldır bu ülkenin üzerine çöreklenen sermaye sınıfının elde avuçta ne varsa sattığını söyleyen Baş, bunun hırsızlık dışında bir adı olamayacağını söyleyerek “Halkın ekmeğini çalanlarda hesap sorma zamanı geldi” dedi. Türkiye’nin içinde bulunduğu durumu bir sürü cambazın cirit attığı bir panayır alanına benzeten Erkan Baş, “İşte hesap sorma zamanı bu panayır alanını sermaye sınıfının başına yıkma zamanıdır” şeklinde konuştu. 30 yıldır bu ülkede başbakanların, bakanların, vekillerin değiştiğini ancak yapılanların hiç değişmediğini, büyük bir çetenin ülkenin üzerine çöreklendiğini söyleyerek “ya çete düzeni ya emekçilerin iktidarı” ayrımına gelindiğini belirtti.

Ülke çapında yürütülen “Hesap Sorma Zamanı” çalışmalarından ve imza kampanyasından bahseden Baş, “hesap sorma zamanı”nın şikayet etmekle yetinmeyip harekete geçmek anlamına geldiğini söyledi. “AKP her gün her saat yalan uyduruyor. Bırakalım da halktan çaldığı ekmeklerin hesabını versin. Bizim için hesap sorma onlar için hesap verme zamanı” diyen Erkan Baş, konuşmasında CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun "taşeronluk sistemini kaldıracağız" sözlerine değindi. Kılıçdaroğlu’nun taşeronu yasaklama söylemlerinin boş olduğuna dikkat çeken Baş, Kadıköy’de selde vatandaşlara yardım etmek isterken boğulan işçinin CHP’li Ataşehir Belediyesi’ne bağlı bir taşeron işçi olduğunu hatırlatarak, “Boğulan taşeron işçiyi tutup belinden kaldıramadın, küçücük belediyende taşeronu kaldıramadın, Türkiye’de mi kaldıracaksın? “Adı her ‘ak’ olan ak olmayacağı gibi, adı her ‘halk’ olan da halk olamaz”şeklinde konuştu.

Konuşmalarından ardından müzisyen Erdal Erzincan türküleriyle işçilerle buluştu. Konuşmaların ardından konser vereceği duyurulmuş olan Sabahat Akkiraz, ağır bir rahatsızlık geçirdiği için katılamadı, ancak gönderdiği mesajla dayanışma duygularını iletti.

(soL - İstanbul)