TKP'ye dil uzatan hesap verecek!

Yandaş medya kendisine servis edilen haberler ile TKP'yi hedef göstermeye bugün de devam etti. TKP yaptığı açıklama ile yandaş basın için "önce kendine bakacak" derken, TKP'ye dil uzatanlardan hesap sorulacağını belirtti.

TKP Merkez Komite'si tarafından yapılan açıklama şu şekilde:

"Yandaş “basın” önce kendine bakacak!

TKP'ye dil uzatan hesap verecek!

Günlerdir, ülkenin bütün yerleşimlerinde sokakları, alanları dolduran, bütün devlet terörüne karşın yılmayan milyonlara bakan gözler “yandaş” olunca, neler olmuyor ki!

Bunlar, padişahlarının izinden giderek eylemlerin tek bir gizli merkezden yönetildiği yolunda komplo teorileri üretip duruyorlar. “Bir merkezden yönetilmek” neymiş, herkes bir gazete bayiine gidip kendi gözleriyle görebilir. Bugün Habertürk, Türkiye, Star, Sabah, Yeni Şafak ve Zaman gazeteleri tamamen aynı manşetle çıktılar!

Bu kadar rastlantıdan sonra, bu “gazeteleri” yönetenler ya gidip hemen piyango bileti alsınlar, ya da kendilerine manşet servis eden karanlık odakları açıklasınlar!

Bunlar saymasını bilmiyorlar. Alanları görmemek için kıvrananlar, AKP'li belediyelerin kapılara dayadığı otobüslerle, parayla toplanan bindirilmiş havaalanı kıtalarını milyon milyon sayıyorlar.

Bunların kalabalıktan anladıkları cemaatlerdir, sadaka sırasına soktukları yoksullardır, zorla, tehditle cadde kenarına dizdikleri memurlar veya öğrencilerdir. “Halk” dendiğinde anlamazlar! Halk sözcüğünü duyduklarında ve gördüklerinde “gizli örgüt” aramaya başlarlar.

Son günlerde Türkiye Komünist Partisi'ni hedef gösteriyorlar. TKP illegal odakmış!Bu yayınların hesabını Yeni Şafak'tan başlayarak hukuki yollardan soracağız. Ama asıl hep birlikte, hafife aldıkları halka hesap verecekler. Halkımız, kendini imparator zanneden Erdoğan'dan, onun çetelerinden ve borazanlarından, alanları doldura doldura hesap soracak. TKP'yi hedef gösterme meselesine gelince... Dayanak aramak için hafiyelik yapmanıza gerek yok. TKP bayraklarıyla, pankartlarıyla, sözcüleriyle, üyeleriyle ilk dakikadan beri faşizme karşı mücadelenin her noktasında göğsünü gere gere yerini aldı. Karanlık bir odak olarak değil, yasal bir siyasi parti olarak, hukuksuz zorbalığa karşı kendini koruyan halkın parçası olarak!

Başbakan ölümüne neden olduğu insanları karşılaştırıyor. “Benim şehit polisim ölen göstericiden daha mı az değerli” diye soruyor. Yazıklar olsun! Ülkemizin dini imanı dilinden düşürmeyen başbakanı ölülerimizi birbirleriyle çarpıştırıyor. Biz çok açık söylüyoruz: Gösterici veya polis, ölen bütün vatandaşlar, “bizim insanımız.” Aynı safta mücadele ederken yaşamını yitiren iki kardeşimiz gibi, Adana'da ölen polisin de ailesine ve dostlarına başsağlığı diliyoruz. Bu gencecik insanın, belediyenin açık bıraktığı bir çukura düşüp ölmesinden kimlerin sorumlu olduğu meydandadır. Bu kardeşimizi öldürenler, onu üç kuruş maaş karşılığında gösterici kovalamakla görevlendirenlerdir.

Böyle giderse, zaten yarın öbür gün diktatörün sözü bir avuç resmi veya sivil faşistten başkasına geçmeyecektir. Erdoğan konuştukça işte bu sonu hızlandırıyor.

Türkiye Komünist Partisi
Merkez Komite"

(soL -Haber Merkezi)