TKP Clinton’ı karşıladı: “Katil ABD sopanı da al git”

TKP İstanbul’a gelen ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’a karşı, “Katil Clinton sopanı da al git” dedi. Taksim’de bir araya gelen TKP üyeleri ve dostlarının, “Clinton defol Suriye halkı yalnız değildir” sloganlarıyla gerçekleştirdiği eylemde emperyalistlere ve işbirlikçilere geçit verilmeyeceği ilan edildi.

İstanbul’a gelerek Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Dışişleri Bakanı ile görüşmeler yapan ABD Dışişleri Bakanı Clinton, ABD’nin Suriye’ye ve Ortadoğu halklarına felaket getireceğini ve İstanbul’a gelen Clinton’ın AKP’nin işbirliğiyle bu planları hayata geçirmekle görevli olduğunu hatırlatan Türkiye Komünist Partisi, dostları ve Suriye'deki emperyalist oyuna hayır diyen bir çok kişi tarafından protesto edildi. Taksim'deki eylemde “Clinton defol, Suriye halkı yalnız değildir” denildi.

“Katil ABD Suriye’den defol”
İstanbul Taksim Meydanı’nda bir araya gelen TKP üyeleri ve dostları, “Katil Clinton sopanı da al git”, “Katil ABD işbirlikçi AKP”, “Clinton defol bu memleket bizim”, “Katil ABD Suriye’den defol”, “Katil ABD Ortadoğu’dan defol”, “Suriye halkı yalnız değildir” sloganlarıyla Galatasaray Meydanı’na yürüdü.

“Clinton’a defol demek için toplandık”
Galatasaray Meydanı’nda devam eden eylemde TKP İstanbul İl Başkanı Kamil Tekerek söz aldı. Tekerek, “Suriye’ye yapılacak müdahaleye ortak edilmeye karşı olduğumuzu söylemek için, işbirlikçilikte sınır tanımayan AKP hükümetinin bugün ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’la yaptığı görüşmeyi protesto etmek için toplandık” dedi.

“Operasyonel çalışmak demek askerlerimizin işgalci güç olarak gönderilmesidir”
Clinton’la yapılan toplantılardan “operasyonel çalışmalar yapmak” şeklinde çıkan sonucu değerlendiren Tekerek, “Çok daha operasyonel çalışmak, askerlerimizin Suriye’ye işgalci güç olarak gönderilmesi anlamına gelecek. Orada beslenen gericilerin Suriye halkına düşmanca politika izleyenlerin yanında yer almak üzere çok daha operasyonel biçimde gönderilmesi anlamına gelecek. Türkiye Komünist Partisi halkların kardeşliğini, emekçilerin birliğini savunarak bu tavrını İstanbul ve Ankara’da düzenlediği eylemlerle ortaya koydu” diye konuştu.

“ABD’nin çektiği sopayı iade etmek istenen TKP’liler engellendi”
Ankara’da ABD konsolosluğuna mektup iletmek isteyen TKP üyelerinin engellenmesini de ele alan Tekerek, “Bize çekmiş oldukları sopayı kendilerine iade etmek üzere ABD konsolosluğuna gidildiğinde TKP üyeleri bir engellemeyle karşılaştı. TKP’liler bugün Conrad Otel’e dayandı aynı şekilde ABD tarafından yönetilen emniyet güçleriyle karşılaştılar çok da şaşırmadık. Türkiye’deki bütün emekçilerin, Ortadoğu’daki bütün halkların kardeşçe birlikte yaşayabileceği bir gelecek için mücadele ediyoruz. Türkiye Komünist Partisi bu tavrını devam ettirecektir” şeklinde konuştu.

“Sayın Bayan Clinton” mektubu okundu
Açıklamanın ardından TKP Merkez Komitesi’nin hazırlamış olduğu ABD Başkonsolosluğuna iletilen mektup okundu. “Sayın Bayan Clinton” diye başlayan mektupta şu ifadelere yer verildi:

"Sayın Bayan Clinton,

Ülkemize yaptığınız teftiş ziyaretinden memnun değiliz.

Siz ve sizin gibiler, bizim için “istenmeyen kişi” konumundasınız.

Bunun nedenleri de açıktır. Savaş kışkırtıcılarının, işgalcilerin, eli sopalı emperyalizmin sizin gibi operasyonel kadrolarının ülkemize her gelişi bir felaket işaretidir.

Bu gelişinizde gündeminizde olan konuları da az çok biliyoruz. Türkiye'de beslenen, silahlandırılan, karnı doyurulup yaraları sarılan, kendi halkına düşman Suriye muhalifleriyle görüşmeye geliyorsunuz. ABD hükümetinin bu güce çok önem verdiğini biliyoruz. Yine bu gücün içindeki dağınıklıkla ilgili rahatsızlıklarınızdan, uzun vadede kontrol edilebilirliğine ilişkin kaygılarınızdan haberdarız. Yapacağınız görüşmelerin bir amacının da bu unsurları daha yakından tanımak olduğunu biliyoruz.

Esasen, onları oldukça yakından tanıyor olmalısınız. Afganistan'da Sovyet destekli halkçı yönetime karşı orta çağın bayraktarlığını yaptığı sırada beslediğiniz, silahlandırdığınız El Kaide'yi tanımıyor olamazsınız.

Şu sıralar El Kaide militanları karınlarını Hatay'da doyurup, Halep'te bomba patlatıyorlar. Bununla bağlantılı bir talebimiz var sizden: Ülkemizi de kirleten, soluduğumuz havayı bozan bu fanatik teröristleri, El Kaidecileri de alıp geri dönün ülkenize. Sopanızı alın ve gidin!
Gündeminizde Suriye'ye dönük bir dış müdahaleye kapı açacak, savaş kışkırtıcılığında size yeni kozlar verecek bir şekilde Suriye'nin kuzeyinde uçuşa yasak bir bölge oluşturulması olduğunu biliyoruz.

Siz ağır silahlarla, roketler ve bombalarla teçhiz ettiğiniz halk düşmanlarını Suriye'ye yollayacaksınız ve Suriye devletinin kendi sınırları içindeki bir alana yasak koyacaksınız: Ne kadar adaletsiz, ne kadar alçakça bir plan bu!

Burada amacınızın bir savaş ve işgal olasılığını güçlendirmek olduğunu görüyoruz. Türkiye hükümetini de nasıl ikna edeceğiniz görülüyor: Kuzey Suriye'de Kürt yerleşimlerinin İslamcı beslemelerinizden ayrı bir odak haline gelişini kullanacaksınız anlaşılan. Türkiye halkını ikna etmenizse pek mümkün olmayacaktır.

Bu topraklarda dedelerimiz uzun yıllar, yüzyıllar boyunca önce yağma savaşlarında, sonra emperyalist savaşlarda oradan oraya sürülmüş, can vermiştir. Savaşı o yüzden hiç sevmeyiz. Ülkenize geri dönün ve dönerken, Osmanlı özentisi, savaş meraklısı, kağıttan baronlarınızı da alın. Amerika'da okuttukları çocuklarını özlemişlerdir. Alın götürün, özlem gidersinler. Sopanızı alın ve gidin!

Bu iki ana başlığın detayları da olacaktır. Örneğin Suriye'de mevcut yapıyı, meşru hükümeti zor yoluyla yıkarken, ortaya kontrol edemeyeceğiniz bir dağınıklığın çıkmasını da istemiyormuşsunuz. Elinizin altında tutabileceğiniz kadar iktidarsız, zavallı yapılar oluşturmayı sevdiğiniz kadar, bunların kontrolsüz bir dağınıklık ortaya çıkarmasından da rahatsız oluyorsunuz. Örneğin, Suriye'nin sadece bir ara hedef olduğu, Lübnan ve İran'la ilgili başka rezil planlarınızın olduğu da herkesin malumu. Böyle bütünlüklü bir bakışı Türkiye'deki muhataplarınızla tartışmak istiyor olmalısınız.

ABD Dışişleri'nin bildik alçaklık okulundansınız: “Mezhep savaşları istemiyoruz” dediğinizde kalıcı ve etkisi uzun yıllar sürecek mezhep çatışmalarından yana olduğunuzu anlamamız gerekiyor.

Bölgede Alevileri ve Şiileri hedef alacak, İran'ı Lübnan'ı vuracak bir sunni miğferi oluşturma peşindesiniz ve Türkiye ziyaretinizde bu hedefin de bir yeri var. Oysa Türkiye halkları hangi kökenden olursa olsun, bunun bir felaketle sonuçlanacağını bilir. Bir avuç beslemenin, fanatik ve çıkarcı gericinin dışında bu planlarınız da burada kabul görmeyecektir.

İyisi mi siz, TOKİ'yi Pensilvanya'da kurulacak bir uydu kent için yönlendirin. Din savaşlarıyla size uşaklık eden tüm bir şeyh tayfasını alıp götürün. Sopanızı da alın ve gidin.

Sayın Bayan Clinton,
ABD emperyalizminin yenilmez bir güç olduğunu zanneden korkak müttefikleriniz var. NATO Generalleriniz, islamcı partileriniz, size her açıdan bağlı ve bağımlı sermaye grupları var.

Bir de halklar var. Dünya halkları.

Size boyun eğmeyen, her zaman oyuna gelmeyen halklar.

Onlar sizi sevmiyor. Onlar sizden korkmuyor. Onlar sizi istemiyor.

Siz iyisi mi gidin. Sopanızı da alın ve gidin."

“Emperyalistlere ve işbirlikçilere karşı mücadeleye devam”
Açıklamanın ardından eylem, emperyalistlere, savaş çığırtkanlarına, gericilere, liberallere karşı emekçilerin ve halkların hakları için mücadele etmeye yapılan çağrıyla, “Emperyalistlere ve işbirlikçilere karşı mücadelemiz devam edecek. Suriye’den elinizi çekin yaşasın halkların kardeşliği diyoruz” şeklinde sonlandırıldı.

(soL – İstanbul)