Sosyalistlerin Meclisi'nden Marmara depremi açıklaması : 'Depreminin 13. yılında toplumsal felaket'

Van Depremi ile ilgili ayrıntılı çalışmalar yaparak, önemli raporlar hazırlayan Sosyalistlerin Meclisi, 17 Ağustos Marmara depreminin yıl dönümünde bir açıklama yayınladı.

17 Ağustos depreminin 13. yılı vesilesiyle Sosyalistlerin Meclisi Van Depremi Komisyonu tarafından hazırlanan açıklama şu şekilde:

Sosyalistlerin Meclisi ilk toplantısını yaptığı 23 Ekim 2011 tarihinde Van depremi gerçekleşti. Sosyalistlerin Meclisi bu acı olay karşısında Van Depremi Araştırma Komisyonu’nu kurarak konuyu inceledi, yerel ziyaretler gerçekleştirdi, karşılaştığı felaket tablosunu raporlarıyla toplumla paylaştı.

Marmara Depreminin ise üzerinden tam 13 yıl geçmiş bulunuyor, geçen süre içinde “Depreme Hazırlık” başlığı altında sosyal devletin çöküşüne ve inşaat sektörünün giderek artan vahşi bir rant alanına dönüşüşüne tanıklık ettik. Aşağıda Van Depremi Komisyonumuzun açıklamasını bulacaksınız.

Marmara depreminden yıllar sonra:
17 Ağustos 1999 gerçekleşen Marmara Depremi resmi olmayan bilgilere göre yaklaşık 50.000 ölüme, ağır-hafif 100.000'e yakın yaralıya, çöken yaklaşık 134 bin bina ile 600.000 kişinin evsiz kalmasına neden olmuştur. Sosyalistlerin Meclisi çok yakında yaşadığımız Van Depreminden de yola çıkarak konuyla ilgili olarak şunları saptamaktadır:

- Neoliberal dönüşüm çerçevesinde toplumsal sorumluluk alanına yabancılaştırılan devletin, buna en yakın olgu olarak “doğal afet” karşısında
bile politik güdülerle hareket yeteneği kazandığı görülmektedir.

- Devletin küçültülmesinin kavramlaştırması 99 depremine “depremle yaşamaya alışmak” biçiminde tercüme edilmiştir.

- Deprem gibi büyük ölçekli ve ancak devletin başa çıkabileceği sorunlar karşısında bile klasik bir neoliberal söylem olan “her şeyi devletten
beklememek gerekir” söylemi güç kazanırken iktidar deprem gündemini kentsel dönüşümle birleştirmiştir.

- AKP'nin deprem olgusunu ve tehdidini, son yıllarda aşırı birikime sahne olan, şişen ve gelişim ivmesi düşen inşaat sektörünün yeni bir hamle yapabilmesi için can simidi saydığı açıktır.

- Sosyal devlet uygulamalarının ve toplumsal hak kavrayışının yerini sadaka anlayışının aldığı bir ülkede bu sadaka kültürünün toplumsal yapının
dinselleştirilmesiyle de ilişkisi olduğu unutulmamalıdır.

- 2011 Van depreminde de düzenin deprem olgu ve tehdidini insan yaşamı, toplumsal sorumluluk ve dayanışma kültürü üstünden ele almadığını göstermiştir.

Bunların yerine öne çıkan motifler şöyledir:

- Depremin inşaat ve sigorta sektörünün canlandırılması için ekonomik bir araç olması,

- Depremin derinleşen ekonomik eşitsizlikler nedeniyle zengin kesimlere karşı oluşan olumsuz yargıların toplumda yayılmasına karşı ideolojik bir
araç olması, bir “hibe sektörü” nün yaratılması,

- Devletin zenginlerle afetzedeler arasında koordinatör konumuna çekilmek istenmesi.

Sosyalistlerin Meclisi Türkiye’nin toplumsal düzeni nedeniyle jeolojik değil, toplumsal bir felakete dönüşen deprem olgusunu irdelemeye ve sonuçlarını paylaşmaya devam edecektir.

(soL-Haber Merkezi)