Sosyalistler 'Arap Baharı'nı tartıştı

Mersin'de düzenlenen "Arap Baharı Neyin Baharı" başlıklı toplantıda Sosyalistlerin Meclisi üyeleri Aydemir Güler ve Çetin Yiğenoğlu, Ortadoğu ve Kuzey Afrika'daki gelişmeleri ele aldı.

TKP Mersin İl Örgütü tarafından başlatılan Sosyalizm Konferansları dizisinin Aralık ayı toplantısı 17 Aralık Cumartesi günü saat 15:00'te Akdeniz Belediyesi Konferans Salonu'nda yapıldı. "Arap Baharı Neyin Baharı - Ortadoğu'daki Gelişmelere Nasıl Bakmalı" başlıklı toplantıda TKP Merkez Komite Üyesi Aydemir Güler ve Cumhuriyet Gazetesi eski Çukurova Bölge Temsilcisi Çetin Yiğenoğlu konuşmacı olarak katıldı.

Moderatörün açılış konuşmasının ardından ilk konuşmacı Aydemir Güler oldu. Ortadoğu'da yaşananları anlamak için öncelikle tarihsel bir çerçeve çizmek gerektiğini vurgulayan Güler, 2008 krizinin çok derin toplumsal sonuçlarının bulunduğunu ve bu sonuçların çelişkilerin çok yoğun olduğu Ortadoğu ve Kuzey Afrika'da yaşananlarla yakından ilişkili olduğunu belirtti.

Aydemir Güler krizin toplumsal sonuçlarının ağır olduğunu ve bunun "Arap Baharı" yaşadığı iddia edilen coğrafyada rejim krizini tetiklediğini ancak bu rejim krizi karşısında solun hazırlıksız yakalandığını söyledi.

"Sol hazırlıksızdı ama hazırlıklı olanlar vardı" diyen Güler emperyalizmin kendi yarattığı ekonomik krizin toplumsal sonuçlarını yine kendi çıkarları için avantaja çevirdiğini ve yaşanmakta olan rejim değişikliklerinin yönünün böylece açığa çıktığını ifade etti.

Eğer engel olunamazsa Suriye'den sonra sıranın önce İran'a sonra ise Rusya'ya geleceğini belirten Aydemir Güler, insanlığın bugününün kararmaması için bu saldırganlığın mutlaka durdurulması gerektiğini söyledi.

Son olarak solun kendiliğinden hareketler konusundaki ezberlerine yeni bir gözle bakmasının gerektiğini, eğer bu kendiliğinden hareketler içinde etkin olarak sol yoksa sağın etkin hale geldiğini ve Tunus, Mısır Libya örneklerinde görüldüğü gibi solun hazırlıksız ve etkisiz kaldığını durumlarda boşluğu üç ülkede de Müslüman Kardeşler'in doldurduğunu vurguladı.

Yiğenoğlu: Arap Baharı'nın çiçekleri Anglo Sakson ülkelerinde açıyor kırağısı Ortadoğu'ya yağıyor
Konferansın ikinci konuşmacısı Çetin Yiğenoğlu sözlerine "açış konuşmasında 'Arap Baharı neyin baharı' diye sorulmuştu, Arap Baharı'nın çiçekleri Anglo Sakson ülkerinde açarken kırağısı bizim coğrafyamıza yapıyor!" diyerek başladı.

Daha sonra "Ortadoğu" coğrafyasının tanımına değinen Yiğenoğlu, uygarlığın beşiği Verimli Hilal ile tanımladığı coğrafyanın emperyal güçlerin hedef tahtasından inmediğini söyledi.

19. yüzyılda Cemaleddin Afgani'nin Abdülhamit döneminde islamcı propaganda için misyoner faaliyeti örgütlediğini hatırlatan Yiğenoğlu günümüzde Fethullah Gülen tarafından aynı hedefte çalışıldığını söyledi.

Emperyalist güçlerin bu coğrafyaya ilgisinin bir örneği olarak Napolyon'un Mısır'ı işgali sırasında adının aslında Ali Napolyon Bonaparte olduğunu söylediğini, kendisini Müslüman olarak tanıttığını ancak halkı yeterince etkileyemediği için 11 Mısırlı'dan oluşan bir danışma kurulu kurduğunu ve Tony Blair'in de benzer şekilde biri Müslüman Kardeşler'in kurucusu Hasan el-Benna'nın torunu olmak üzere 11 kişilik bir danışma kurulu seçtiğini ifade etti.

Kendisi de gazeteci olan Yiğenoğlu konuşmasının son bölümünde gazeteciliğin savaş yalanlarının bir parçası haline geldiğini ve Ortadoğu hakkındaki bilgi akışının El Cezire, El Arabiya, France 24 ve BBC Arapça üzerinden olduğunu ve özellikle El Cezire'nin şaibeli haberleri ile başı çektiğini vurguladı. El Cezire'nin yetiştirdiği yeni habercilere son teknoloji cihazlarla eğitim verildiğini ve bazen görüntünün üzerine ses ekleyerek bazen ise sesin üzerinde başka bir görüntü ekleyerek yalan haber yapıldığını söyledi.

Daha sonra salondaki konukların görüş ve soruları bölümüne geçilen konferansta ilk sözü Türkiye Yazarlar Birliği Antakya Temsilcisi Mehmet Karasu aldı. Çukurova yöresinde yaşayan yaklaşık bir buçuk milyon Nusayri'nin Suriye halkı ile derin akrabalık bağlarına sahip olduğunu söyleyen Karasu 2010 Aralık ayında ABD, İngiltere ve Fransa elçilerinin Hatay Cilvegözü sınır kapısında yaptıkları inceleme ile 300 bin kişilik bir çadırkent için incelemelerde bulunduklarını ancak hedeflerinin tutmadığını ifade etti.

Karasu'nun ardından Mersin Halkevleri Başkanı, ÇYDD Mersin Şube Başkanı, gazeteci Yusuf Çelik ve diğer dinleyicilerin de görüş ve sorularıyla katkıda bulundukları konferans moderatör tarafından yapılan birkaç hatırlatma ile sona erdi.

Kapanış konuşmasında Ocak ayı başında Suriye'ye dönük saldırgan politikaları protesto eden bir miting yapmak üzere Emek ve Demokrasi Platformu'nun hazırlık içinde olduğu ve TKP Mersin Örgütü'nün de mitingin örgütlenmesi için çabaladığı söylendi.

Son olarak bu konferansların her ay düzenleneceği belirtildi ve 2. Cumhuriyet kurulurken sosyalistlerin kendi görüşlerini yeni döneme göre bir kez daha tarif etmelerinin öneminin altı çizildi.

(soL - Mersin)