Harun Karadeniz ölümünün 39. yılında anıldı

Yurtsever gençlik önderi Harun Karadeniz, ölümünün 39. yılında ailesi ve mücadele arkadaşlarının katılımıyla anıldı.

(soL - Haber Merkezi) 1975 yılında tutuklu olduğu sırada yakalandığı hastalık nedeniyle yaşamını yitiren yurtsever gençlik önderi Harun Karadeniz, ölümünün 39. yılında mezarı başında anıldı.

İstanbul'da Karacaahmet Mezarlığı'nda biraraya gelenler tarafından anılan Karadeniz, emperyalizme karşı gençlik eylemlerinin ön saflarında yer almış ve yurtsever kimliğin sosyalist bir çizgiyle buluşmasının simgesi haline gelmişti.

68'liler Birliği Vakfı ve ailesinin düzenlediği anmaya, sosyalist siyasetçiler, bazı milletvekilleri ve Karadeniz'in izinden giden gençler de katılım gösterdi. Mehdi Beşpınar, Sönmez Targan, İstanbul Mimarlar Odası Eski Başkanı Mete Akalın ve CHP Milletvekili Mahmut Tanal da konuşma yapan isimler arasındaydı.

Mehdi Beşpınar yaptığı konuşmada, Harun Karadeniz'in mücadelesinden örnekler verdi. Beşpınar, "Harun Karadeniz'in en önemli özelliğinden birisi Kartal İşçi Birliği'nin kurulmasına sunduğu katkıdır. 61 Anayasası'nın ortamı içerisinde, 1963'te TİP kurulmuş ve Deniz, Harun, Mahir ve Sinan gibi saygıyla andığımız devrimci gençlik önderleri çıkmıştır. Yapılan tüm eylemleri hangi grup yaparsa yapsın bütün sosyalistler ile devrimciler katılmış ve birlikte hareket etmişlerdir. Hapishanelerde hiç kimse grup ayrımı yapmadan dostça ilişkiler içersinde geleceği planlamaya çalışmışlardır. Tümünü saygıyla anıyorum" dedi.

Harun Karadeniz kimdir?
Harun Karadeniz 1962’de İTÜ İnşaat Fakültesine girdi. Öğrencilik yıllarında Öğrenci Derneği başkanlığı ve İTÜ Öğrenci Birliği başkanlığı yaptı. Birçok anti-emperyalist eylemin en ön saflarında, boykotlarda, okul işgallerinde kitlelere öncülük eden isimlerden biriydi.

Dönemin en büyük öğrenci yürüyüşü olan "Özel okullar devletleştirmelidir" yürüyüşünde yer aldı ve kampanyasında etkin rol oynadı. Eğitim sistemindeki reformları gerçekleştirmek için yapılan üniversite işgallerinden biri olan, "İlkokullardan Üniversiteye Dek Eğitim ve Devrim" sloganıyla yapılan "İTÜ işgali"nde öncü oldu.

Amerikan Altıncı Filo'sunun Dolmabahçe önlerinde denize döküldüğü eylemlerde etkin rol oynadı ve yakın arkadaşı Vedat Demircioğlu'nu kaybetti.

Diğer öğrenci hareketi liderlerinden farklı olarak, Gençlik hareketlerinin sınıf hareketinden bağımsız olamayacağını söylüyor ve öğrenci eylemlerini emekçilerle buluşturmak için yoğun çaba sarf ediyordu. Ekonomik bağımsızlık olmadan ülkenin sömürgelikten kurtulmuş olmayacağı anlayışıyla "Onlar Ortak, Biz Pazar, İşte Size Ortak Pazar" kampanyasını yürüttü. İşçi grevlerini destekledi.

12 Mart Darbesi (1971) sonrası TKP ve Dev-Genç davalarından yargılandı. Dev-Genç davasından tutukluyken hapishanede ciddi bir hastalığa yakalandı, tedavisine izin verilmedi. 15 Ağustos 1975’de öldü.

Adli Müşavir: Ölsün istiyoruz
Harun'un bu günleri yazıya şu satırlarla geçirdi:

"İstanbul'a geldikten sonra öğreniyorum ki, ben içerideyken karım İstanbul Sıkıyönetim Adli Müşaviri Turgut Akan'a çıkmış ve: "Kocamı hangi suçla tutuyorsunuz? Sağlığı iyi değil, hayati tehlike söz konusu. Sağlık kurulları ve klinik raporları bu durumu belirtiyor" demiş. Adli Müşavir'in cevabı ise benim Ankara öykümün içyüzünü açıklamaya yeter de artar bile: "Ölsün istiyoruz" demiş Adli Müşavir. "O eline silah almadı eğer eline silah alsaydı işini bitirmek çok kolaydı. O bizim için eline silah alanlardan daha tehlikeli ve onun için de ölsün istiyoruz." Bu sözler 1972 yılı sonbaharında söylendi. Şu an yıl 1975 ve aylardan şubat. Benim sağ kolum kesildi ve fakat ölmedim..."

Harun Karadeniz geride şu yapıtları bıraktı: Yaşamımdan Acı Dilimler, Eğitim Üretim içindir, Kapitalsiz Kapitalistler Yerimizi Bilelim, Türküler Yalan Söylüyor, Özel Yüksekokullar ve Ardındaki Oyun, Olaylı Yıllar ve Gençlik.