Ankara'da boyun eğmeyenler örgütlenmek için buluştu

Türkiye Komünist Partisi'nin örgütlenme çağrısının ardından Ankara'da yapılan buluşmada boyun eğmeyenler TKP'de örgütlendi.

Güncelleme 22:16

TKP'ye üye olan yönetmen ve şair Adnan Azar şu şekilde konuştu:

"Daha önce Nazım Hikmet Kültür Merkezi'de atölyelerde çalıştım. Bugüne kadar seçimlerde tercihim TKP'den yanaydı. Mücadelenin içinde olmak duygusunu yaşamak için, sanat ve edebiyat alanında içeriden yararlı olmak için örgütlenmeyi seçtim."

Liseden yeni mezun olan ve TKP'de örgütlenen Lidya Deniz şöyle konuştu:

"Ben genç sosyalist, yeni TKP üyesi Lidya. Halkımız sokaklarda faşizme karşı savaşıyor. Halktan korkuyorlar çünkü örgütlü bir halkı hiçbir kuvvetin yenemeyeceğini biliyorlar.

Eşitlik ve özgürlük için, tarihi yeniden yazmak için verdiğimiz mücadelede sizi örgütlenmeye davet ediyorum."

ODTÜ Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü öğrencisi Rıdvan Oğuz Bilge, TKP ile iki yıl önce tanıştığını ve bu süre boyunca ona inanan tüm yoldaşlarına ve TKP'ye teşekkür ettiğini belirterek şöyle konuştu:

"Bundan bir yıl önce ODTÜ’de bir dergi çıkarmaya karar verdiğimizde anlatmamız gereken şeyler olduğunu biliyordum. Her gün bu yükle ve heyecanla uyanıyordum. Şimdi bu yükü birlikte omuzladığım on binlerce yoldaşım var. Yoldaşlarımızla birlikte çok daha hızlı yürüyoruz. Artık sesim TKP’nin sesi kadar gür çıkıyor"

Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nden Koro soL'un yaptığı müzik dinletisinin ardından yeni örgütlenen Begüm Uyanık şunları söyledi:

"İlk kez eyleme katılmak için gece 03:00’da sokağa çıktım. Ne yapacağımı bilemediğimde örgütlenmenin önemini anladım. O zamandan beri yanınızdayım."

"Düzenin korktuğu şey örgütlü mücadeledir"
TKP Ankara İl Sekreteri Metin Uçak, son otuz yılın en mutlu günlerinin yaşandığını ve 12 Eylül'ün bittiğini belirterek şunları söyledi:

"Bize bugün bu iktidarın geriletilebileceğini gösteren gençlere, kadınlara ve halkımıza teşekkür ediyoruz.

Düzenin korktuğu şey örgütlü mücadeledir. Bu yüzden örgütlü mücadele fikrine saldırıyorlar.

TKP bu halk hareketi içerisinde kendi örgütlülüğü kadar halkın kendi örgütlerini kurmasını da önemsiyor. Bu hareket ideolojik saldırılara karşı düzenin mevzilerini geriletecek. TKP örgütlülüğüyle yeni mevziler kazanacak. Buradan geriye düşmek yok.

TKP bulunduğu alanlarda mutlaka öncü rolünü üstlenmeli. Bu hareket TKP kadar ve belki de ondan daha önemlidir. Çünkü bu hareket bizi devrime götürecek."

Metin Çulhaoğlu, İlhan Akalın, Ulvi Oğuz, Arif Basa, Nurettin Abacıoğlu, Umut Kuruç, Yusuf Bilgin ve Dilan Ergün rozet töreni için sahneye davet edildi. Yeni partililer adına kısaca söz alan ressam Yusuf Bilgin, "Otuz senelik sürgünden sonra ülkeme döneli dört sene oluyor, aranızdaki dayanışmayı görünce sizin aranıza katılmaya karar verdim" dedi.

Toplantı mahallelerde süren eylemlere katılmak üzere sosyalizm bayrağını yükseltme çağrısıyla sona erdi.


Güncelleme 20:52

Gezi Parkı direnişi ve TKP'nin eylemlerinden görüntülerin yer aldığı sinevizyon gösterisinin ardından söz alan Can Soyer, ABD'li ünlü Marksist yazar Bertell Ollman’dan TKP’ye gelen dayanışma mesajını okudu:

"Değerli dostlar,
Türkiye’de ortaya çıkan hareketlilik sürecinde Türkiye Komünist Partisi’nin yayınladığı bildiriden çok etkilendiğimi belirtmek istiyorum. Bu bildiri yaşanan olayların mükemmel bir analizini ortaya koyuyor. Bildirinin böyle bir zamanda sol partilerin ortak bir cephesine ihtiyaç duyulduğuna dair güçlü vurgusu son derece doğru olmakla birlikte aynı zamanda yeni radikalleşmiş genç insanları genişlemiş bir devrimci harekete çekme potansiyelini de taşıyor. Artık Türkiye siyasetinde yeni bir sayfanın açıldığı çok açık ve sizler bu yeni aşamayı sadece Türkiye için değil belki de dünyanın geri kalanı için de birer öncü olarak karşılıyorsunuz. Bundan son derece mutluyum. Türkiye ziyaretimizde bizi ağırlayan ve bu ziyareti unutulmaz kılan bütün insanlara en sıcak yoldaşça selamlarımı iletiyorum. Dayanışma duygularımla."


Türkiye Komünist Partisi'nin örgütlenme çağrısının ardından Ankara'da bugün saat 19:30'da İnşaat Mühendisleri Odası Büyük Salon'da Boyun eğmeyenlerin örgütlenme toplantısı başladı.

Haziran Direnişi'nde hayatını kaybedenler için yapılan saygı duruşunun ardından TKP Merkez Komite Üyesi Metin Çulhaoğlu söz aldı.

Çulhaoğlu'nun konuşmasının satır başları şöyle:

"Şunu ifade etmekte sakınca görmüyorum, cumhuriyet tarihinin en büyük halk hareketini yaşıyoruz. Ülke kapsamına yayılmakta çok geniş ve değişik katmanları kapsıyor. Seçime endeksli olmayan bir hareket, Kendiliğinden, tek başına hiç bir özneye mal edilemeyecek özellikler taşıyordu.

"Bu halk hareketi 12 Eylül'ü bitirmiştir"
Peki bu direniş 12 Eylül'ü bitirdi mi. Yasalara bakılırsa 12 Eylül'ün sürdüğü söylenebilir. Ama 12 Eylül'ü apolitizmle tanımlıyorsak 12 Eylül bitmiştir. Bu halk hareketi 12 Eylül'ü bitirmiştir.

Peki halk başkaldırdı, neleri içeriyordu bu başkaldırı. AKP'nin baskı ve yasaklarıyla tek tipleştirmesini içeriyordu. Dinci nesiller yetiştirilmek istenmesini içeriyordu. Kadınların özgürlük alanının kısaltılmasını içeriyordu. Ciddi sıkıntılara yol açacak bir dış politika çizgisi getirmiştir.

İktidarın kinlendiğini görüyoruz. AKP “dersimi aldım” demeyecek. Bu direnişin değerini azaltmaz ama bilmek lazım, AKP saldırmaya devam edecektir.

Şimdi bizi çocuğu eyler gibi Kürt açılımı, Alevi açılımı, yeni anayasa diyecekler. Bu aldatmacalarla kitlesel direnişin ruhunu söndürmeye çalışacaklar.

AKP'nin AB ile, ABD ile, sermaye ile, Cemaat ile gerilimleri olmuştur. Ama şunu dikkate almalıyız. Bu adamları biz mi götüreceğiz yoksa başkalarının götürmesini mi bekleyeceğiz. Başkalarını beklersek başımıza çok çoraplar örülür.

"Türkiye'nin önündeki yirmi yılını önümüzdeki bir buçuk yıl belirleyecek"
Türkiye'nin önündeki yirmi yılını önümüzdeki bir buçuk yıl belirleyecek. Bu bir buçuk yılı iyi değerlendirmemiz gerekiyor. Bunun yolu örgütlenmekten geçer. Örgütlü olmak enerjini bir atımda değil, zamana yayıp kullanmaktır. Örgütlü olmak, kişisel aklın doğrularından yararlanırken bazı yanlışları kolektif akılla gidermek demektir. Gücümüzü en doğru zamanda en doğru yerde en doğru hedefe yöneltmek demektir.

Somutlarsak eğer bu iktidara karşı verdiğimiz mücadeleyle özgür ve eşit bir Türkiye yaratmak istiyorsak gereken örgüt bir siyasi partidir. Bu partinin adı da Türkiye Komünist Partisi'dir.

TKP bundan 10 yıl önce "siz AKP'yi fazla abartıyorsunuz" diyen kesimlere rağmen AKP'nin musibetliğini net olarak o zamandan ortaya koyan tek partidir.

Birilerinin derin devletin çözülüşü, devletin bağırsaklarını temizlemesi olarak ntelediği Ergenekon operasyonunun "AKP'nin devleti kendisi için dikensiz gül bahçesi haline getirmek ve kendi vesayetini kurma operasyonudur" diyen partidir TKP.

TKP 2 yıl önce “boyun eğme” haykırışında bulunan partidir. TKP iki ay önce AKP ile Kürt siyaseti arasında kurulan diyalogla oluşması beklenen statükoda solun yer bulması gerektiğini savunanlara “hayır bu halk bu kalıba sığmaz” diyen partidir.
TKP, AKP dış politikasının Türkiye’nin başını belaya sokacağını Reyhanlı’dan önce söylemiş partidir.

Biz ileride dostlarımıza bu günleri "ne günler yaşamıştık be" diye mi anlatacağız yoksa "ne günlerdi be AKP’yi nasıl götürdük” diye mi anlatacağız."

Gelişmeleri aktaracağız.

(soL - Ankara)