Hapishanede regl olmak: Bir pazarlık kozu olarak pedler ve tamponlar

ABD'de kadın mahkumlar, regl dönemlerinde ihtiyaçları olan tampon ve pedlere ulaşabilmek için büyük güçlükler yaşıyorlar. Bazen bir pazarlık konusu bazen de cezaevi memurlarının iyi niyetine bırakılan regl hijyeni için gerekenlere erişim, kadınları bir cenderenin içine daha hapsediyor.

Çeviri: Neslihan Öztezcan

24 yaşındaki Tara Oldfield-Parker dükkân hırsızlığından tutuklandığında regl dönemine girmiş. Queens'teki bir polis karakolunda tutulduğu hücreden sorumlu memurlardan hijyenik ped istemiş.

"Tabi" demişler ama bir ped bulmaları için bir ambulans çağırmaları gerekirmiş.

Yaklaşık bir buçuk saat sonra, bir ambulanstan elde ettikleri anlaşılan, steril gazlı bez getirmişler. Kola takılan, yapışkansız dörtgen şeklindeki gazlı bezlere benzer bir şeymiş.

Kadın şüphelilerin tutulduğu bir yerde hijyenik ped kadar temel bir şeyin bulunmaması tuhaf görünüyor olabilir. Oldfield-Parker'ın hikâyesi New York hapishanelerinde regl dönemine yaklaşımı yansıtıyor: Bir rahatsızlık, neredeyse bir sürpriz, bazen eğreti tepkilerle karşılanan bir durum. Ped ve tampon gibi basit malzemeler, eski tutuklulara ve konunun savunucularına göre, infaz koruma memurları tarafından kontrolü sürdürmek için bir pazarlık kozu ya da hapsedilen kadınlar arasında bir takas konusu olabiliyor.

The New York Times'dan Zoe Greenberg'in haberine göre; New York'ta her seviye tutuklamanın regl dönemiyle ilgili farklı bir tedbiri (ya da tedbirsizliği) var. Oldfield-Parker'ın hücresinde hiç malzeme yokmuş ama bu kadınlar ve konuyu savunanlar eyalet hapishanelerinde ve nezarethanelerinde tamponlara ve pedlere erişimdeki tutarsızlığın stoktan ziyade otoriteyle ilgili olduğunu söylüyorlar. Tesislerde yeterli malzeme var ama malzemelere ihtiyacı olan kadınların erişimi eşit değil.

Genellikle yaklaşık 600 kadının hapsedildiği Rikers Adası'ndaki Rose M. Singer Hapishanesi'nde pedler ve tamponlar haftalık olarak dağıtılıyor. Pedlerin kadınlara nasıl ulaştırılacağı memurlara bağlı: Bazıları kovalara ya da kutulara bırakıyor, bazıları da isteyen kadının kendisine teslim ediyor.

Rikers'da haftada yaklaşık üç gün geçiren Brooklyn Savunma Hizmetleri'nin hapishane hizmetleri bölümünde sosyal hizmet görevlisi olan Kelsey De Avila şöyle diyor: "Bazı kadınlara göre bu konu hiç sorun olmuyor, istiyorlar ve ihtiyaçları olan şeyi alıyorlar. Diğerleriyse ihtiyaçları için yalvarmak zorundalar."

Dağıtım, memurların kendisine bırakıldığı için durumu kötüye kullanmak için çok kolay fırsat bulunuyor.

Rikers Adası'nda kadınlar için bir hapishane

Rikers'dan geçtiğimiz Haziran ayında salıverilen ve şu anda Kuzey Bronx'ta oturan 56 yaşındaki BettyAnn Whaley'nin dediğine göre pedlerde on talebin yedisi karşılanmıyorken, sağlanan pedler de bir mağazadan olabileceğiniz pedlere oranla çok dayanıksız türlerden. Tamponlara erişimse daha da zor.

Whaley salıverildikten sonra verdiği bir röportajında şöyle diyor: "Sadece belirli hücrelere veriliyordu." Ama o zaman bile, söylediklerine göre: "Sadece belirli kişilere dağıtılıyordu, malzemelere ulaşabilmek için memurlarla aranızın iyi olması gerekiyordu."

Başkaları da bunun bir tedarik sorunu olmadığına katılıyor. Connecticut'taki bir eyalet hapishanesinde tutuklu kalmış olan yazar ve konunun savunucularından Chandra Bozelko regl malzemelerinin gerçekten de bir kontrol aracı olarak kullanıldığını aktarıyor. Memurlar erişimi kısıtlayarak kadınlara ders vermeye kalkıyor, temel hijyenin yanında özgüven duygusunu da etkiliyorlarmış.

Bozelko "Kendinize düşman oluyorsunuz. Kendi bedeninizden nefret etmeye başlıyorsunuz" diyor.

New York'ta hem eyalet hem de şehir tesislerinde yatmış kadınlar ihtiyaçlarını karşılamakla ilgili yaşadıkları aşağılayıcı deneyimleri anımsıyorlar.

Şehir dışında bir hapishanede yattığı için soyadının verilmesini istemeyen 24 yaşındaki Christine, yeni gelenler için celp ve sevk merkezi olarak kullanılan, Westchester County'deki yüksek güvenlikli kadınlar hapishanesi Bedford Hills Islah Tesisi'nde başına gelen bir olayı asla unutmayacağını söylüyor. Başka bir hapishaneye sevk edilecekmiş, bu nedenle babası onu ziyarete gelmiş. Regl dönemindeymiş ve kendisine ped verilmemiş. Ziyaretin ardından bacaklarından kan akarken kendisine çıplak aramaya yapılmış. Kadın infaz koruma memuru acımasızdı diyor. "Bana ne kadar iğrenç olduğumu söylüyordu, 'İğrenç' diyordu. Çok utanmıştım" diye aktarıyor.

 

"Orange Is the New Black" adlı televizyon dizisinden, bir mahkûm hijyenik pedleri duş terliği olarak kullanıyor.

Olay sorulduğunda New York eyalet hapishanelerini denetlemekten sorumlu Ceza İnfaz ve Kamu Denetimi Kurumu adına bir sözcü, yazılı olarak "Kadın tutukluların şahsi hijyen ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılayabilmek için oluşturduğumuz politikaları sürekli gözden geçiriyoruz" yanıtını verdi. Sözcü kurum politikası hakkında şunu da ekledi: "Kadın tutuklara ihtiyaç duyduklarında hijyenik bezler sağlanıyor."

Whaley, Rikers'da bir infaz koruma memurunun bir tampon torbasını havaya fırlattığını ve bir daha ne zaman tampon alabileceklerini bilemedikleri için mahkûmların tamponları yerden kapıştıklarını izlediğini hatırlıyor.

Rikers'ı yöneten Şehrin İnfaz Koruma Kurumu olay sorgulanmaya başladıktan sonra olayı araştırmış ama olayın gerçekliğini doğrulamanın imkânsız olduğunu belirtmiş. Kurum Singer Hapishanesi'nde yılda ortalama 500 şikâyette bulunulduğunu, son üç yılda yapılan şikâyetlerden hiçbirinin regl hijyeniyle bağlantılı olmadığını aktarıyor.

Regl malzemelerinin eksikliği hapsedilmiş kadının rehabilitasyon sürecine de olumsuz etki edebiliyor. Brooklyn'de kamu avukatı olan Andrea Nieves, hapishanelerdeki kadın hijyeni ürünlerinin mevcudiyetini araştırmakla sorumlu bir New York Belediye Meclisi komitesi önünde, geçen yıl Rikers'daki bir müvekkilinin üniforması kanlanıp utanabileceği için sosyal hizmetlisinden regl dönemindeyken kendisini ziyaret etmemesini istediğine şahitlik etti.

Rikers'ın eski mahkûmlarından BettyAnn Whaley tampon alabilmek için kadın mahkûmların hapishane memurlarıyla aralarını iyi tutmak zorunda kaldıklarını aktarıyor.

Rikers'da markalı tamponlar hapishane kantinlerinde kutusu yaklaşık dört dolardan satın alınabiliyor ama bazı kadınlar bu tutarı karşılayamıyorlar. Rikers'da kalan kadınların aktardığına göre tamponlar bir paket cips ya da bir paket kahveye denk düşecek bir takas değeri taşıyormuş.

Bu kıtlık hissi diğer tesislerde de dile getirildi: Geçtiğimiz Eylül ayında New York Bedford Hills'teki orta güvenlikli bir hapishane olan Taconic Islah Tesisi'nde hapsedilmiş Frances McMurry hijyen ürünlerinin şeker, kahve ve sigaradan daha yüksek rakamlara alındığını aktarıyor.

Geçtiğimiz Haziran ayında Belediye Meclisi, şehir hapishanelerinin mahkûmlara kadın hijyen ürünlerini ücretsiz sağlamasını gerektiren bir kanunu geçirdi. Kanunun bir fark yaratacağı net değil. Kanun bir yaptırım mekanizmasını içermiyor ve kâr amacı gütmeyen New York Islah Tesisleri Birliği tarafından hazırlanan 2015 raporunda, araştırmaya katılanların yarısından fazlasının (957'sinden 514'ünün) sağlanan aylık hijyenik pedlerin ihtiyaçlarını karşılamadığını söylediklerinin tespit edildiği eyalet hapishanelerinde uygulanmıyor.

Regl politikaları hakkında yazılan bir kitabın danışmanı Bozelko hapishanelerde ve nezarethanelerin gelişebilmesi için iki yöntemden bahsediyor. Birincisi; kadınlar talep etmek zorunda kalmasın diye Rikers'ta kısmen uygulanmaya başladığı gibi, memurlara pedleri ya da tamponları ortak alanlara koymayı şart koşmak. Bir kısmı ziyan olabilir ama Bozelko kadınların ihtiyaçlarını karşılayabilmesini sağlamanın bedeli bu diyor. Ve ikincisi; ürünlerin tedarik edilmemesi durumunda bunu sağlamayan memurların bundan sorumlu tutulması.

Bazelko Netflix dizisi 'Orange Is the New Black'te başrol oyuncusunun hijyenik bezlerden yaptığı duş terliklerini giydiği sahnenin sıklıkla kendisine sorulduğunu aktarıyor. Bazelko hapsedilen bazı kadınların pedleri başka amaçlarla kullandıklarını hatırlıyor olsa da bunu bir türlü anlayamadığını aktarıyor: "O şeyleri ziyan etmektense ayak mantarı kapmayı tercih ederim. Her birini elde etmek için savaş vermek zorunda kaldım."