Sevgili Polisler (Emre Fidan)

(Bu yazı soL haber portalının 06.12.2011 tarihli “9 Aralık'ta tutuklu öğrencilerle dayanışmaya” başlıklı haberinde geçen, bazı gazetecilerin “sevgili polisler” hitaplı notlar tutmasından hareketle yazılmıştır. Tabi ki yazıda bahsi geçen kişi ve kurumlar tamamen hayal ürünüdür, tabi ki gerçek kişi ve kurumlarla ilgisi yoktur.)

Sevgili Polisler,

Hakkımda düzenlenmiş kişisel bilgiler malumunuz birçok devlet dairesinde mevcuttur. Muhtarlık, nüfus müdürlüğü, SSK, adliye, vergi dairesi, üniversite gibi kurumlara başvurarak adli sicilimden, abimin mal varlığına, en son çalıştığım işten, dönem sonu ağırlıklı not ortalamama kadar birçok bilgiye ulaşabileceğinizi düşünüyorum. Hatta bunu başaracağınıza eminim. Her neyse, sizi asıl ilgilendirenin parti üyeliği olduğu şüphe götürmez bir gerçek ve ben de bunun farkındayım.

Bu yazıyı okuduğunuza göre şu anda büyük ihtimalle odamda bulunuyorsunuz. Şimdi bırak yazıyı kafanı kaldır, duvarda orta boy bir afiş var. O afiş vesilesiyle hangi parti saflarında olduğum da netliğe kavuşacaktır.

Tüm bu kanıt ve itiraflara rağmen, sizlerin beni, hangi dehanın ürünü olduğunu henüz bilmediğim “THKP-C/ Devyol-Sol/ Kol” tarzı uydurma örgütlerinizden birine üye yapacağınıza dair içimi kemiren, derin bir şüphe beslemekteyim. Yapmayın… Tüm iyi niyetimle, Mahir Çayan’ı önder belleyen örgütlerin yaşadığı değişimlerin, kopuşların ve tüm bunların doğurduğu yeni isimlerin, geçmişe doğru bakıldığında takip edilmesi zor, karmaşık bir hal aldığını görüyorum ve size hak veriyorum. Bu yüzden haddim olmasa da size bir ipucu vermek isterim bütün hikâye FKF (Fikir Kulüpleri Federasyonu) ile başlamış. Bu yüzden, bence oraya yüklenin. Çünkü bu, büyük ölçüde işinizi kolaylaştıracaktır. Eğer FKF’nin çok naif bir isme sahip olduğunu düşünüp, uygun bulmazsanız ve halkı kin ve düşmanlığa sevk edecek “Marksist, Cephe, Devrim, Komünist” gibi kelimelerin gerekliliğinde sabitseniz, bu sizin bileceğiniz iştir. Bu ahval içerisinde dahi birkaç okumayla bahsi geçen örgütler hakkında yeterli bilgiye ulaşabileceğinizi düşünüyorum. En azından ortaya örgütsel bir bulamaç çıkmayacaktır, kefilim.

Madem bu konuya girdik, şunu da belirtmek isterim eğer Mahir Çayan’ın devamcısı örgütlerde isim konusunda zorluk yaşıyorsanız, İboculara hiç bulaşmayın.

Lafı biraz uzattım ama bunların tartışılması lazım çünkü bu konuda biraz bencil davranıyorsunuz. Neden mi? Bu hataların sizin için önemli olmadığını defalarca tekrarlanması dolayısıyla görüyoruz ancak bu basit hatalarla, kalpleri sizinle atan liberallere aşırı dozda hayal kırıklığı zerk ediyorsunuz. Şuncacık hakları yok mu üstünüzde, sizden çok şey mi istiyorlar? Hayır, sadece inandırıcılık… Hem bunların çoğu eski solcudur, bu yüzden örgüt isimlerini ezbere bilirler. Geçtiğimiz senelerde birkaç liberalin, AKP’li gençlerin siyaset akademisinde demokrasi başlıklı dersler verdiğini duymuştum. Belki rica etseniz sizi de kırmazlar. AKP’nin siyaset akademisine gelen, TC’nin polis akademisine niye gelmesin, arada çok fark yok ki…

Neyse bu bahsi kapatalım.

Herhalde çoktan odadaki kitaplığa yönelmişsinizdir. Evet, bende de “Komünist Parti Manifestosu” denilen illetten mevcuttur. Hatta utanarak yazıyorum, Deniz Gezmiş biyografisi bile var. Ama yanlış anlamayın, ben sizi illa ki Devrimci Karargâh’ta zorlamıyorum. “Kürt Tarihinden 13 İlginç Yaprak”la KCK’ye, “Epilepsi ile Orgazm”la Ergenekon’a kadar yolumuz var. Hem bakarsınız hayal gücü okkalı bir savcıya denk gelirim de “Ulrike Meinhof”la RAF’a, “Arap Dünyasında Ayaklanma” ile BAAS’a kadar uzanabilirim. Bu bahiste, savcının önüne geniş bir skala koymanın gerekli olduğunu düşünüyorum. Savcı benden çok daha iyi bilir, öyle kitaplar vardır ki bombadan daha tesirlidir.

Bir de kitaptan delil yaratma mevzuunda sürekli kuramsal kitaplara takılıp kalındığını düşünüyorum. Naçizane önerim, edebi türlere de ağırlık verilmesi gerektiğidir. Bazen bir roman veya bir şiir “Manifesto”dan daha tesirli olabilir.

Ayrıca işinizi kolaylaştırmak için şunu da belirteyim, asıl örgütsel dokümanları tek dosyada topladım, oda da, şıp diye bulamayacağınız bir yere sakladım. Siz arama yaparken, küçük kardeşim, sıcak-soğuk-çok sıcak gibi direktiflerle sizi yönlendirebilir. Kusuruna bakmayın, arada yapar öyle…

Kolay gelsin.