Savaş kurbanı ülkeler ve sırada bekleyen Türkiye (Naim Sezen)

Yakın tarihe ve olaylara bakıldığında ekonomisi güçlü, dünyada eğemenliğini kanıtlamış emperyal devletlerin müstemleke yada yarı sömürge konumuna getirdiği ülke halklarını nasıl birini birine düşürüp savaştırdığı, perişan ettiği açıkça görülecektir.

Yugoslavya’da, Kıbrıs’ta, ,Gürcüstan’da, Çeçenistan’da, Somali’de, Etiyopya’da, Endenozya’da, Mogadişu’da, Afganistan’da, Tunus’da, Libya’da, Mısır’da, son olarak da Suriye ve Irak’da yaşanan yürek parçalayan olaylar... Hepsi savaşa kurban edildiler, şimdi sıradaki ülke hangisi, sormak gerek.

ABD ve dolaylı da olsa bazı Arap ülke yönetimlerinin desteklediği son İsrail saldırılarında kadın, yaşlı, çocuk dahil ölüleriyle ve bir kat fazlasıyla yaralısıyla, çökertilen ekonomisiyle ağır bedel ödeyen bir zavallı halk Filistin!

Peki, sıra kimde? Bir kez daha soralım.

Komşularımız Suriye’de, Irak’ta dışardan içerden finansal yönden pompalanan, beslenen, Türkiye’den bin Avrupa ülkelerinden bin iki yüz olmak üzere, kendi aileleri, çevreleri tarafından dışlanmış, ruhsal sağlığı bozulmuş çok sayıda militan devşirilen Sünni Arap menşeli kıyım makinesine dönüşmüş bir canavar IŞİD denilen taşeron örgüt marifetiyle can alınıp kan dökülüyor, bilinçaltlara korku salınıyor.

Irak’ta ele geçirdiği dört petrol rafinerisini ele geçiren IŞİD ilan ettiği halifeliğini bölgeden çıkarılan ham petrol ve benzin satışıyla finanse ediyor. Suriye’ye petrol taşıyan IŞİD’ın aracı olarak Türk tüccarları kullandığı iddia ediliyor. Kaçakçılar aracılığıyla varili indirimli fiyatla 25 dolardan satıldığı söyleniyor. Geçenlerde Musul İl Meclisi Enerji Komisyonu Başkan’ı Huşam Al-Brefkani IŞİD’ın elindeki petrolün Suriye’ye taşınmasında “bir komşu ülkenin yardım ettiğini” gösteren raporlar olduğunu doğruladı.

Bu örgütün Ramazan süresince yalnız Istanbul’da 3000 ila 5000 kişilik iftar yemekleri düzenlediğini, Anadolu’nun birçok yöresinde Suriye’de IŞİD’ın yanında girdiği çatışmalarda ölen Türk yurttaşlarının geldiğini MHP milletvekili Özcan Yeniçeri’nin iddia etmesi manidardır.

Bütün bu olanlardan sonra ister istemez içimde bir şüphe uyanıyor, aklıma bir soru takılıyor: Doksanlı yıllarda hortlatılan Hizbullah benzeri bir Türk IŞİD’i mı kotarılıyor, bir Türk-Kürt, bir Alevi-Sunni, dindar olan-dindar olmayan çatışmasına zemin hazırlayarak ülkemiz ve halkımızı savaş kurbanı ülkeler kervanına katarak Türkiye kurban mı edilmek isteniyor? Bunu herkesin çok ciddi düşünüp irdelemesi, hiç vakit kaybetmemesi gerekir.

Tüm parametreler sıradaki kurbanı, Türkiye’yi işaret ediyor, maalesef!