Azerbaycan! İsrail'in Yeni Yıldızı (Özgür Atak)

Geçtiğimiz hafta İran'daki Azeri büyükelçi Cavanşir Ahundov, İsrail’le yapılan 1.6 milyon dolarlık anlaşma kapsamında alınacak silahların İran aleyhinde değil işgal altındaki Karabağ topraklarını kurtarmak için kullanılacağını belirtiyordu.

Böylesine açık bir savaş çağrısından sonra Ermenistan’ın konuyla ilgili bir misilleme girişiminde bulunması, başta ABD olmak üzere Batılı güçlerin tansiyonu düşürmek ve olası bir çatışmayı engellemek amacıyla yapacakları oysa ki ortamı daha fazla germekten başka hiç bir işe yaramayacak sert açıklama ve tehditlerinin peş peşe sıralanması gerekirken Ermeni haber sitesi NEWS.am İsrail Müzakere Süreçleri Araştırma Merkezi (NEST Consulting) uzmanı Vanessa Seyman’in açıklamalarını öne çıkarıyor ve “aslında öyle değil, değil mi?” türünden bir tavır sergiliyordu.

″İş ve fikirsel alanı birbirinden ayırmak gerek. Bizim Ermenistan’la çok sayıda bağımız var. Bu durum, İsrail’in Ermenileri algılamasını ve Ermenistan’la olan ilişkilerini değiştirmez” diyerek adeta teminat veriyordu.

Seyman: ″Genel olarak, Azerbaycan ve İsrail işbirliğine ilişkin konuşurken, iki şeyi dikkate almak gerek. Birincisi, mümkün olduğunca fazla ittifak kurmak İsrail’in menfaatlerinden kaynaklanmaktadır. İkincisi ise bu bir ticari anlaşmadır.″

Seyman’a göre İsrail doğal olarak Yakın Doğu ve İran’ın komşu ülkeleriyle ilişkilerini pekiştirme çabasında.

″İlgili işbirliğinin bölgesel süreçler üzerindeki etkisi daha sonra anlaşılır. Ancak İran’ın sınırlarına yakın alanda ne kadar etkili olursa, bu geleceğe daha fazla yardımcı olur″

İkili ilişkiler

Rusya ve Türkiye arasına sıkışan ve Ermenistan gerçeğiyle iç içe yaşayan Azerbaycan, etrafındaki bu üçgeni İsrail ile kırmayı planlarken İsrail de Ortadoğu’daki sıkışmışlığını Kafkaslardaki etkinliğini arttırarak aşmaya çalışıyor.

İsrail'de faaliyet yürüten, Azerbaycan Kongresi’nin Başkanı, Arye Gut, Azerbaycan Diplomatik Akademisi'nde yayınladığı makalesinde Azeri veya Yahudi toplulukları dışında Yahudiler’in Azerbaycan’daki belirgin rolünden haberdar olan pek az insanın bulunduğunu haber veriyordu. [ada.edu.az]

İsrail Azerbaycan ilişkileri 19.yy’ın başlarından itibaren gelişmeye başlamış, Sovyetler Birliği döneminde kesintiye uğramış, 90’lı yıllarla birlikte yeniden hız kazanmıştı.

Öte yandan son on yılda ekonomik olarak da başta enerji olmak üzere son derece stratejik başlıklarda alış veriş başlatılmıştı.

The Economist’in verilerine göre 2008’de Azerbaycan’ın İsrail’e yaptığı resmi ihracatın neredeyse tamamı petrol olmakla birlikte toplam tutar 3.6 milyar doları buluyordu.

AmericanInterest’in bildirdiğine göreyse BTC ile birlikte petrol ihtiyacının %20’sini Azerbaycan’dan karşılayan İsrail Azerbaycan’dan petrol alan ülkeler arasında ise üçüncü sıraya yükselmiş durumdaydı.

Tabi Kafkaslar, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’yı içine alan bölgede alışıla gelenin dışında gerçekleşen en ufak bir yakınlaşma herkesin ilgisini çekiyor. Özellikle giderek artan uluslararası baskı nedeniyle İran yönetimi bir süredir ilgiyle takip ettiği bu yakınlaşmaya karşı açıkta tavır almış durumda.

GTimes’a açıklama yapan Rusya İslam Birimi başkanı Haydar Cemal, İsrail’in Azerbaycan’a silah satmasını İran üzerinde psikolojik baskıyı artırma çabası olarak değerlendirdi.

Öte yandan İsrail istihbarat bilgileri sitesi Debkafiles İran’a yapılacak olası bir saldırı için ABD ve İsrail’in ortak hareket edeceklerini ve bu ortaklığı da Azerbaycan üzerinde kuracaklarını bildiriyor. Öyle ki bu olasılığı İran da önemsiyor ve 2011 yazında önemli ölçüde bir askeri birliğini Hazar Denizi’nin kuzeyine kaydırıyordu. Çünkü İsrail’in çok sayıda bombardıman jetini Gürcistan üzerinden Azerbaycan’a soktuğunu öğrenmişti. [kavkazcenter.com]

Sonuç olarak temelde ekonomik ve herkesin kendince bulduğu bir fırsatı değerlendirmesi şeklinde basitçe ortaya konan bu garip ve bir o kadar da zamanlaması şaşırtıcı olan anlaşma ve yakınlaşma, kuşkusuz sadece sonuçları itibariyle de olsa İran’ın bölgede elini zayıflatan türde bir gelişme olarak karşımıza çıkıyor. Sadece İran’ın köşeye sıkıştırılması değil tarafların kendi stratejik planları doğrultusundaki beklentileri de önemli. En önemlisi de İsrail’in Kafkaslar’da daha yoğun bir şekilde etkinlik kazanma çabası olacaktır.

Özgür Atak