Yine en iyisi Güneri abi…

Bir Cumhuriyet bayramını, dolayısıyla Cumhuriyet balosunu daha geride bıraktık. Daha doğrusu bu defa, birden çok Cumhuriyet balosu yapılmış, hepsini birden bıraktık geride. Öğlenleri asker sivil birlikte, akşamları asker ayrı, sivil ayrı yapmış baloyu, 85. yılında böylesi yakışmış Cumhuriyet'e.

Güneri Civaoğlu akşamın sivil balosuna katılmış. Ve balo izlenimlerini aktarırken, öncelikle bu ayrımı yazmış.

"Komutanlar katılmadılar.
Bu 29 Ekim'de asker ilk kez 'alternatif davet' düzenlendi.
Kendi aralarında kutlama yaptılar. Danslı bir geceydi.
Köşk'ün öğle davetinde bulunmaları ve bu 'alternatif kutlama' nedeniyle altı çizilmiş bir tavır görüntüsü vermemeye özen gösterdiler."

Çankaya köşkünde "dansing" olacak değil ya, anlaşılabilir bir durum komutanların ayrı ve alternatif bir kutlama düzenlemeleri gerçekten de. Altı çizilmemiş, öylesine bir tavır biçimi işte...

Peki, "sabaha kadar dans" yokmuş ama köşkün sivil ortamında bunun yerine neler varmış? Öncelikle ev sahipleri Gül'lerin şıklığı mı desek, hoşluğu mu desek, yoksa şöyle daha afili bir şeyler mi desek, ondan varmış:

"Örtünme konusunda demokratik tavrımla estetik yorumum farklıdır.
Ancak... Hayrünnisa Gül'ün fiyonklar, yapma çiçek kurdeleler, biyeler gibi süslerden arınmış 'sade modelini' ve 'renk seçimini' not ettim."

Alemsin Güneri abi, demokratik tavrını mı, estetik yorumunu mu not etmiş oldun şimdi? İkisi arasındaki ayrım kalkınca ne yaptın o notu, yedin mi? Üzerine de içki:

"İçki servisi yapılıyordu.

Hanımların yarısından fazlasının başları açıktı.

Erkeklerin yarısı smokinliydi."

Bu durumda başı açık hanımların bir bölümü, smokinsiz erkeklerle mi birlikteydi, smokin türban eşleşmesi ne şekildeydi, yarı yarıya mı? Hem erkeklerin hangi yarısı smokinliydi, dolu yarısı mı, boş yarısı mı? Hanımların yarısından bir fazlasının başı açıksa, açık mı sayılır balolar sonuçta? Türbanlı hanımların duruma göre smokinli ya da smokinsiz olabilen beyleri içki almakta mıydı? Smokinliler smokinsizlere göre daha mı çok içmekteydi, hiç içki içen türbanlı var mıydı? Sen ne giyinmiştin, çok daha önemlisi, ne içmiştin be abi?

Sahi, yazının başlığı neydi sek mi, kokteyl mi?

Yoksa boş yarısını kokteyl olarak aldıktan kelli, dolu yarısını sek olarak mı devirdin abi?..

İ.K.

Güneri Civaoğlu, "Sek değil, kokteyl", Milliyet, 31 Ekim 2008